Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       YÖK de, Cumhurbaşkanlığı da müşkül durumda.
       Şimdi ne olacak?
       Öncelikle üç ihtimal var.
       YÖK ya listesinde ısrar eder.
       Ya adayları değiştirir.
       Ya da Gürüz istifa eder.
       Bu ihtimallerden en güçlüsü YÖK'ün listesinde ısrar edecek olması...
       Ama ondan da güçlü bir dördüncü ihtimal daha var. O da Cumhurbaşkanı'nın, YÖK Başkanı Gürüz'ü azletmesi...
       YÖK kendisini haklı görüyor. YÖK Başkanı Gürüz daha da ileri giderek, rektör atamalarında seçimlere son verilmesini de istiyor.
       YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz bunu şöyle ifade ediyor:
       "Üniversitede seçim, demokrasinin şartı olsaydı ABD ve İngiltere demokratik bir ülke olmazdı."
       * * *
       CUMHURBAŞKANI'nın listeyi geri çevirmesi pratikte ne sonuç doğurur, sorusundan önce Cumhurbaşkanı'nın veto yetkisi var mı sorusu akla geliyor.
       2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 13. maddesinin (a) fırkasına göre, Cumhurbaşkanı YÖK tarafından kendisine önerilen 3 adaydan birisini rektör olarak atar. Tabii Cumhurbaşkanı bu 3 adayın hiçbirini tasvip etmiyorsa, buna rağmen o 3 kişiden birini atamak zorunda mıdır? Yani Cumhurbaşkanı'nın veto hakkı var mıdır, yok mudur?
       Geçmişte bugünküne benzer bir olay sadece bir defa gündeme geldi.
       O gün, Kocaeli Üniversitesi'nde, YÖK'ün önerdiği 3 isimden birinin listeden çekilmesi ve yerine Cumhurbaşkanlığı'nın tasvip ettiği başka bir adayın isminin yazılması ile değişiklik gerçekleştirildi.
       Uzlaşma, veto gündeme gelmeden sağlanmış oldu.
       * * *
       YÖK eski Başkanı Mehmet Sağlam'ın Cumhurbaşkanı'nın listeyi iade etmesiyle ilgili görüşü şöyle:
       "YÖK genel kurulunda gizli oyla yapılan seçimleri mahkeme kararı olmaksızın yok sayma veya iptal etme yetkisi kimsede yoktur."
       Bunun pratikteki anlamı, veto yetkisinin yokluğu değil mi?
       YÖK kendiliğinden listelerde değişiklik yapmazsa olayın ne kadar karmaşık bir hal alacağı yukarıdaki sözlerden de anlaşılıyor.
       Ve eski YÖK Başkanı Sağlam da çözüm olarak, "Rektörlerin seçimle değil atamayla belirlenmesini" öneriyor.
       * * *
       HAKSIZ kim, haklı kim, bu saatten sonra bunu aramak abesle iştigal sayılır.
       Görülen o ki; YÖK deneyimi pek de kimseyi mutlu etmedi.
       Üniversitelerimizin bilimsel başarı grafiği evrensel bir seviye yakalayamadı.
       Yapılacak olan bir uzmanlar heyeti toplayıp üniversitelerimizin yönetim şeklini sil baştan tartışıp saptamaktır.
       Biz her konuda dünyayı yeniden keşfediyor gibi davranmayı severiz.
       Oysa, şartları bize benzer ülkelerden, uygulamada en iyi sonucu alanların örnekleri seçilip tartışılabilir.
       72 üniversiteyi ne merkezden YÖK gibi diktatörce yönetmek mümkündür, ne de onları tek tek kendi başlarına bırakmak.
       Bilimsel gelişmeyi sağlamak, akademik seviyeyi yükseltmek hem mahalli hem merkezi imkanların birleştirilmesi ve yönetimde uyumlu, demokratik bir işbirliği ile mümkündür.
       Bunun şekli ise ancak çeşitli deneyimlerden yararlanarak bulunabilir.



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr