TÜRKİYE Avrupa'dan kovuldu.
7 bankamız dünyada güvenilmez ilan edildi.
Orta Asya ile, Kafkasya ile ilişkiler koptu.
Komşularımızla kan gövdeyi götürüyor.
Ne yurtta sulh, ne cihanla sulh...
Peki Ankara ne ile meşgul?
İktidar ne yapıyor?
Görüyorsunuz ne yaptığını...
Türkiye'ye zaman kaybettiriyor.
* * *
HOCA imzaladı.
İmzalamasa ne olur, imzalasa ne olur?
Tutarsızlığını ve güvenilmezliğini şeddelemiş oldu.
Önemli olan Türkiye'yi o imza safhasına kadar getirmemiş olmaktı. Şimdi olmuşu olmamış addetmek mümkün mü?
Türk demokrasisi RP yüzünden 70 yıl içinde 4. yarasını almış oldu.
Şimdi tamir kaç yıl sürer kim bilir?
Tabii yeni yaralar açılmazsa.
Yani imzaya sadakatten şaşılmazsa.
* * *
AMA şimdi iktidar, yani Erbakan ve Çiller, Türkiye üzerinde daha büyük, daha tehlikeli bir oyuna girdiler.
Erbakan imzasına Meclis'i ortak etmek istiyor. Sorumluluğu Meclis'e atmayı, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi'yle askeri karşı karşıya getirmeyi amaçlıyor.
MGK'nın öneri paketinin genel görüşme halinde TBMM'ye getirilmesinin başka ne anlamı olabilir?
Erbakan'ın liderler turunda olduğu gibi, Meclis'e başvuru konusunda da gecikmesinin anlamı, amacının dürüstlüğünden şüpheyi haklı gösteriyor.
MGK, Bakanlar Kurulu'yla ilişkili bir kuruluşken ve onun kararlarını Bakanlar Kurulu'nun uygulayıp uygulamama yetkisi varken olayı Meclis'e aksettirmek Türkiye'nin altına yeni bir bomba koymaktan başka bir şey sayılamaz.
Yani iktidar krizin devamını istiyor.
* * *
YILLARDIR Türkiye geleceğini Avrupa'yla bütünleşmekte gördü.
Türkiye'nin birinci meselesi bu oldu.
Çiller de bu hedefi gerçekleştirme misyonunu yüklenmiş gibi bir izlenim veriyordu.
Sonuç:
Hüsran...
Türkiye'nin böyle derin konulara dirayetiyle, vizyonuyla el koyabilecek liderlerden maalesef yoksun olduğu görülüyor.
Kim ne derse desin biz doğru bildiğimizi söyleyelim; bir Özal olsaydı bu karar hiç olmazsa bu kadar ağır ve aşağılayıcı şekilde çıkmazdı.
Ne diyor Avrupa'nın Hıristiyan demokratları:
"Türkiye'nin kültür ve medeniyet yolunda aşması gereken çok yol var."
Bu kanaate varan Avrupa Birliği Hıristiyan demokratlarının içinde 6 tane de başbakan yer alıyor. Kohl de onların arasında. Ve Türkiye'ye en çok karşı çıkan da o ikiyüzlü Alman...
Yani kararın şakası yok.
Türkiye Avrupa'dan aşağılanarak kovuldu sayılır.
* * *
AVRUPALI Hıristiyan demokratların bu kararı Avrupa'nın çifte standartını, bizim de güçsüzlüğümüzü ve saflığımızı bir kez daha ortaya çıkarmış oldu.
Şimdi Ankara bir dönüm noktasına girmiş sayılabilir.
Belki Avrupa'dan vazgeçme diye bir karar hiçbir zaman olmayacaktır. Ama, maymunun gözü hala açılmadıysa yazıktır. Çok yönlü düşünmek, her türlü acı sürprize hazırlıklı olmak ve inatla karşı koymak gereği artık alenileşmiştir. Ama bu Erbakan ve RP ile, o anlayışla, o tutumla mümkün mü?
Ne yazık ki, istikrarlı bir ülke olmamanın, gücümüzü birbirimizle didişerek harcamanın, vizyon sahibi liderlerden mahrum bulunmanın faturasını 65 milyon Türk olarak çok acı ödemekteyiz.
Aşağılanmaktayız.