Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Not Önce liberaller bölündü. Ve birbirleriyle tutuştu. Bir kısmı kendilerine demokrat liberal demeye başladı.Bir kısmı TV TV dolaşıp konuşuyor. Türbanı savunup duruyor. Onlar öğrencinin büyük bölümünün bir numaralı sorunu olan geçim şartlarına çare aramak yerine türban üzerine bol bol ahkâm kesiyor. Üstelik bunların bir bölümü de son zamanlarda TV'ye sık sık çıkmaya başlayan kişiler ve onlar paralı üniversitede öğretmenlik yapıyor. Yani fakir çocuklarımızın fakir ailelerin daha da fakirleşmesine seyirci kalıyor. Buna çare bulmak yerine "türban da türban" diye onlar tarafından dikkatler başka yere çekiliyor.* * *Üniversiteler de kesin olarak ikiye bölündü.YÖK Başkanı'nın çağrısına uyup türbanlı öğrencileri üniversiteye sokanlar.Ve türbanlıları üniversiteye almak için Anayasa'da yapılan değişiklik yetmez, kanun da değişmeli diyenler.Yani türbanlıları derslere sokmayanlar.Adeta iki grup arasında bir soğuk savaştır sürüp gidiyor.Hatta bir bakıma YÖK Başkanı yetkilerini bile aştı diyebiliriz. Çünkü yeni YÖK Başkanı cumhuriyetin vazgeçilemez dediğimiz niteliklerine dil uzattı.Bu savaşın sonu hakkında biz iyimser olamıyoruz ama Prof. Özbudun gibi olayın sonucuna iyimser bir gözle bakanlar da var. Daha doğrusu sonucu "iyi" görenler.Prof. Dr. Ergun Özbudun, "Türkiye'de başörtüsü konusu, uzun yıllar tartışılsa bile bir uzlaşmaya varılabileceğini sanmıyorum. Özellikle muhalefet bu konuda kemikleşmiş durumda. Bu konu toplumu gereksiz yere bölüyor" diyor. "Kılık kıyafet ile ilgili düzenlemenin kutuplaşmaya yol açtığını" söyleyen Özbudun şöyle devam ediyor: "Türkiye'nin demokrasiden başka gideceği yol yok. Türkiye hiçbir zaman bir İran olmayacak."* * *TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı AKP'li Prof. Burhan Kuzu ise, uygulamadan hemen önce şunu söylemişti: "Uygulamaya üniversite yönetimleri ve YÖK karar verecek."Ama YÖK acele etti ve karar verdi, bazı üniversitelerin yönetimleri de aksi karar aldı. Peki şimdi ne olacak? Soğuk savaş böyle devam mı edecek?Soğuk savaşı çıkaranlar, uyuyan yılanı uyandıranlar, bu ülkeye ne kadar büyük zarar verdiklerinin, kötülük ettiklerinin acaba farkındalar mı?Ama onlar şunu bilsinler ki, sonuçta Türkiye'nin yönü belli ve bu yön değiştirilemeyecek... Dünyada soğuk savaş bitti, Türkiye'de her alanda devam ediyor. Milletvekillerinden bazısı Meclis'in itibarını korumuyor. Oysa demokrasinin mabedidir Meclis. Ama Başbakan el koymasaydı onların "korsan" zammı belki de kanunlaşacak ve Meclis'in emeklileri, milletin emeklilerinden kat be kat fazla maaş alacaklardı. Meclis, savaşı fırsat bilen ve bu kargaşada kendi maddi menfaati peşinde koşanları içlerinden ayıklamalı, hiç olmazsa her fırsatta teşhir etmeli. BUNLAR MİLLETİN VEKİLİ Mİ? YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, "Rektörleri Ankara'ya çağırıp, bizim hukukçularla konuşturup ikna etmeye çalışacağım. Olmazsa hukuki yollara başvuracağım" diyor.Bu ne biçim ikna? Karşılıklı konuşulacağına göre ya rektörler YÖK'ün hukukçularını ikna ederse? O zaman hukuki yollara başvurma cümlesi boşta kalmayacak mı? Ne biçim ikna metodu? "Yabancının gelişi serbest. Başbakan'ın da görüşü bu.Halk Bank da yabancılara satılırsa bizim elimizde neredeyse banka kalmayacak. Bankalar yabancıların olursa finans alanının tümü yabancıların olabilir. Oysa biz Yunanistan'da banka şubesi açmak istedik, Atina bin dereden su getirdi, engel çıkardı..."Bunları Başbakan'ın eski yardımcısı Abdüllatif Şener söylüyor, ilgi çekici değil mi? Yardımcısı Başbakan gibi düşünmüyor K. IRAK'TA Kuzey Irak harekâtı artık kısmi bir harekât olmaktan çıktı savaş halini aldı."Şimdiye kadar 24 harekât yapıldı da ne oldu?" diyenler var. Bunu söyleyenler bilmiyorlar ki, eğer o 24 harekât olmasaydı şimdi Güneydoğu Anadolu yoktu.Neyse, geçmişi bırakalım, bugüne bakalım. Bugün Türk askeri Kuzey Irak'ta savaşıyor ve PKK'ya ciddi kayıplar verdiriyor.Şimdi tartışılması gereken şu: Türk askeri bir süre sonra dönsün mü, Kuzey Irak'ta kalsın mı?Oralarda savaşmış emekli Orgeneral Necati Özgen, "Askerlerimiz Kuzey Irak'ta girdikleri yerlerde kalırlarsa PKK biter, yoksa bitmez" diyor. Benim ve benim gibi birçoklarının kanaati aynı. Türk askeri kan verip, can verip şehit düştü. İşte bu gençlerimizin hayatlarını verdiği yerlerden Türk ordusu hemen çekilemez, çekilmemeli.Yıllarca "tampon bölge" savunması yaptık. Bundan vazgeçmek kolay mı? Türkiye için, Türk askeri için bu tampon bölge hayatidir, vazgeçilemez. Amaca 24. seferde vardık, asker emniyet şeridi, tampon bölge tesis etmeden çekilmemeli. Tampon bölge İSTANBUL "İstanbul'un trafik sorunu 2023'te çözülecek."Bu müjdeyi (!) kim veriyor biliyor musunuz?Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş...Yani, 15 yıl sonra düzgün işleyen bir trafik vaat ediyor Başkan. 15 yıl sonra kim öle, kim kala? Hele hele siz başkan olarak kalır mısınız? İstanbul gibi büyük şehirlerin sorunları müzminleşmeden çözümlenmeli, trafik de öyle. Her gün bir yanı ele alınmalı. Ama nerede o belediye başkanları?Yalnız siz değil, ilçelerdeki başkanlardan da bahsediyorum. O Tophane'den Ortaköy'e kadar sahili, Boğaz'ı kapayan duvarlar yıkılsın, dedik. Biz demekle kaldık o kadar. Oysa Galatasaray ve Kabataş'ın karşı duvarları da Beşiktaş Karakolu'na kadar yıkılıp o yol genişletilebilir.Ortaköy'de trafiğin normalleşmesi ancak istimlakle olur. Boğaz'da Bebek'te, Arnavutköy'de oltacılardan yürünemiyor.Bebek park sahiline asfalt dökmek o kadar zor mu, daha kaç mevsim beklenecek?Aksaray üst geçidinin bulvar tarafını belediye başkanları görmüyor mu? Geçidin altında sanki gecekondular var.1. Levent'te kat otoparkı 20.00'ye kadar bedava, iyi, peki ama cuma ve cumartesi geceleri de bu otopark paralı olarak açılamaz mı? Yoksa kanunsuz barların müşterilerinin otolarını sokaklara, kapı önlerine park eden değnekçiler bir gece sakat bırakabilecek.Dolmabahçe'den iniş, Beşiktaş'a iniş denizle birleştirilemez mi?Boğaz'da Bebek'ten Hisar'a kadar gezi kaldırımı genişletiliyor. İyi ama bu genişlik lokanta yapılan iskelenin önünden geçirilebilecek mi?İstanbul denince daha çok sorun var. Belediye başkanlarına yerlerinden kalkıp, dolaşmalarını tavsiye ederim. dheper@milliyet.com.tr Sorun ve başkanlar