Doğan Heper
TRAFİĞE Batı'da verilen önem ABD'deki bir mahkeme kararı nedeniyle bir kez daha tescillendi.
Alkollü araç kullanırken iki kişinin ölümüne neden olan sürücü müebbet hapse mahkum edildi.
Taze bir trafikzede olarak haber benim için ayrıca önem taşıyor.
Çünkü o canavarın eline düşenlerin neler çektiğini ben artık yalnız teorik olarak değil pratik olarak da biliyorum.
Şu anda bu satırları yazmaya çalışan elimin her kıpırdayışında o canavarın dişlerinin ta yüreğime kadar girdiğini hissediyorum.
* * *
BİZİM konuya daha sonra döneriz.
Önemli olan Türkiye'nin, Türk demokrasisinin kazaya uğramaması.
Ama şu yatar günlerimde de izlediğim kadarıyla Türkiye yönetim olarak bataklıkta çırpınan sineğe döndü.
Boğuldu, boğulacak...
Ne iktidar, iktidar.
Ne muhalefet, muhalefet.
Ne Meclis, Meclis.
Ne yürütme...
Ne yargı...
Türkiye'nin dişlileri dağılmış, toparlayacak kabiliyette ustalar yok.
* * *
NE oldu Milli Güvenlik Kurulu kararları?
Bunlar genel arzunun ifadesi, çağdaş yolun gereği değil miydi?
O nedenle altına imza atılmadı mı?
Şimdi bin dereden su getirilerek iş uzatılıyor.
Bakın RP Şanlıurfa Milletvekili Halil İbrahim Çelik,
"kesintisiz 8 yıl"ın neredeyse kanla boğulacağını söylüyor.
"İmam hatip liselerini kapatmaya kalkarsanız çok kan dökülür, ülke kan gölüne döner, ülke Cezayir'den beter olur" diyor.
Çelik, devam ediyor:
"Ben bunu istiyorum. Çok kan dökülecek. Demokrasi de böyle gelecek".
Başbakan iki cami arasında.
8 yıl için attığı imzaya uysa bir türlü, uymasa bin türlü...
Böyle yönetim yürür mü?
* * *
SONUÇ ortada.
Dişli dağılmış. Herkes içinde bulunduğu anı kurtarmaya bakıyor.
Kimi vurarak, kırarak.
Kimi basarak, kurşunlayarak.
Kimi öldürerek.
Kimi tehdit ederek.
Kimi rüşvet vererek, haraç vererek.
Kimi görevini savsaklayarak.
Kimi iktidarı çoktan kaybettiği halde iktidarcılık oyununa devam ederek.
En sondaki cümleyi en başa alın.
İktidar, iktidar gibi olmazsa, vesayet altında ise, ekseriyetin kabulünü kaybetmişse, müteredditse, koltuğu muhafaza için zul addedilebilecek şeylere katlanabiliyorsa, ama fırsat buldukça da vurkaçlarla intikam çıkışları yapmaya, kan dökmekten bile söz etmeye çalışıyorsa, orada düzen kalmamış, otorite bitmiş, hiyerarşi dağılmış demektir.
Ondan sonrası cemaatin insafına kalmıştır.
Bugün olduğu gibi...
* * *
ÇARE yine aylar önceye dönerek aranıyor.
Anayol - Sol umut olarak yeniden yeşeriyor.
Ama dünkü Sultanahmet mitinginde, Çiller'in yaptığı konuşma şunu ortaya koydu: Bu işbirliği gerçekleşecekse ona rağmen gerçekleşecek. DYP liderinin tavrı bunu gösterdi.
Merkez sağ ve merkez solun önde gelenleri yeşeren işbirliği umudunu bu kez de söndürürlerse gelecek kuşaklar herhalde onları hayırla anmayacaktır.