Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Obama da söz etti...   Bu iş artık şöyle veya böyle aydınlığa çıkmalı.
Evvela şunu söyleyelim, biz 72 milyon kardeşiz. 72 milyon birbirine eşit vatandaşız.
Bu laf olsun diye söylenen bir cümle değil. Etrafınıza, komşularınıza, hatta kendi ailenize bakın. Göreceksiniz, Kürt kökenli enişte, Laz asıllı damat veya gelin, Çerkez kökenli, Abaza asıllı, Arap asıllı akrabalar. Hepsi yıllar boyunca karışmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 72 milyonluk halkı oluşmuş, yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı meydana gelmiş.
Şimdi bu karışımı daha güçlendirmek varken, Türk vatandaşlığı etrafında toplanmak varken, bazıları ortamı elverişli buldu ve bu 72 milyonu parçalamak istiyor. Bölücülük yapıyor. Etnik kimlik siyaseti yürütüyor. Neyse ki bunlar azınlıkta. Çoğunluk bugün “kardeşiz” lafının palavra olmadığını gerçek olduğunu, samimi olduğunu kabul ediyor.
* * *
Ve bu 72 milyonun demokratik haklarında, kültürel haklarında, ekonomisinde gelişme gerekiyor.
Buna hayır diyen var mı?
Yok.
Ama biz Türkiye’nin özel durumunu da dikkate almak durumundayız.
Nedir o özel durum?
Barzani ve Talabani’nin varlığı.
Barzani’nin odasındaki, Türkiye coğrafyasındaki bazı şehirleri Irak’a dahil edip adına Kuzey Kürdistan diyen harita kaldırıldı mı?
Talabani daha dün söylediği sözden dönüp bugün, “Ben PKK’ya silah bırakma çağrısı yapmadım, bu Türkiye’nin önerisidir” diyerek inkâra sapmadı mı?
DTP Başkan Yardımcısı Selahattin Demirtaş, “Obama’ya özerklik talebimizi ileteceğiz” demedi mi? Aynı kişi önceki gün de, “Biz açık mesaj veriyoruz, ne kadar kan akarsa aksın Kürt halkının özgürlük mücadelesi her zaman devam edecektir” diye meydan okumadı mı? Bu iç savaş ilanı değil mi?
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, “Bu mücadele böyle devam ederse bu toprakların adını da kabullenecekler” diye konuşmadı mı? “Bu uçaklar Diyarbakır’da uçamayacak” diye Türk jetlerini DTP’lilere daha önceki gün kinle, nefretle göstermedi mi?
* * *
Tekrar edelim. Demokratik hakların, kültürel hakların ekonominin, bütün Türkiye’de olduğu gibi Güneydoğu’da da geliştirilmesine karşı olunmaz. Tam tersine, teşvik edilir. Edilmelidir.
Ama bu başka, bölünme başkadır.
Yukarıdaki kişilerin dileklerinin, konuşmalarının sonucu bölünme isteği değilse, nedir?
Üniter devlet böyle son bulmaz mı?
* * *
Bazılarına göre sorun şu iki kelimeyle ifade ediliyor:
“Kürt sorunu”
Peki, size göre nedir bu sorun? Açık konuşsanıza. Bunu bizim bazı aydınlarımıza sormak lazım.
Açıkça, madde madde yazın, nedir bu “Kürt sorunu”? Artık aydınlığa çıkaralım.
Bu topraklar üzerinde kurulu iki devlet mi olsun?
Ankara’daki ortak Meclis dışında bu devletlerin kendi meclisleri mi olsun?
İki resmi dil mi olsun?
Ne diyorsunuz, açıkça söyleyin de 72 milyon anlasın.
Bakın Demirtaş ve Baydemir birkaç cümlede ipuçlarını veriyorlar.
Bunların görüşüne karşıysanız, “Karşıyım” diye açıkça yazın. Değilseniz onu da açıkça, mertçe yazın.
Tüm Türkiye bekliyor...

Haberin Devamı

GÜL, GÜL, GÜL, GÜL...
Gül’e bravo!
Obama’yla yaptığı basın toplantısında Ermeni soykırımı iddiaları konusunda Obama’nın sözleriyle konunun kapanmasına müsaade etmediği için. Yaptığı, kısa da olsa konuya açıklık getiren, Türk görüşünü çok güzel ve yeniden dünya basınının Ankara’daki temsilcileri önünde ortaya koyan, yapıcı, akılcı konuşma için...
Mercimek Ahmet, “Maksat eserse mısra-ı berceste kâfidir” diyor. Doğruymuş...

Haberin Devamı

Bu yalan tarihe geçti
Rasmussen, ne Peygamber karikatürleri için özür diledi ne de Roj TV’nin kapatılacağını söyledi. Bu konularda, deyim yerindeyse, laf ebeliği yaptı...
Yani, “söz verdi” diyenler, bir gün sonra gerçekle karşılaştılar.
Söz möz yok...
Hükümetten o günden bu güne çıt yok. Yazık!

Haberin Devamı

ABD İLE
Yeni bir sayfa...

Obama’nın sözlerinden artık ABD ile Türkiye arasında “model ortaklık” denen yeni bir sayfanın açıldığını anladık.
Ankara kullanabilirse, Türkiye’nin, bölgesinde yıldızının parlak olduğunu Obama’nın sözlerinden herkes çıkardı. Yani, ABD’nin bu bölgede Türkiye’nin “model ülke” olmasını istediği anlaşıldı.
Obama’nın olumlu mesajlarının, olumsuzlardan çok fazla olduğu da görüldü.
Bu, yeni ABD Başkanı’nın bir ülkeye ilk ziyaretiydi.
O ilk ziyaret de Türkiye’ye yapıldı. Anlamlı değil mi?
“Ilımlı İslam” tarihe gömüldü.
Obama, “PKK ve Taliban ortak düşmanımız” diyerek ABD’nin PKK‘ya karşı olduğunu açık seçik ortaya koydu. Ve DTP Başkanı Ahmet Türk’e “Silahla hiçbir sorun çözülmez” dedi.
Azınlıklar konusuna, Ruhban Okulu’na değindi. Yani, o okulu unutmadığını gösterdi ve hatırlattı.
Başkan, “Ermeni iddiaları konusunda görüşlerimi değiştirmedim” dedi ama Ermenilerin istediği “soykırım” kelimesini kullanmayacağı da anlaşıldı.
ABD’nin Türkiye’yi AB’de görmek istediğini de açıkladı.
Obama, Türkiye’ye ABD’nin nasıl yeni bir gözle bakacağını tüm dünyaya açıklamış oldu.
Türkiye için bu iyi bir başlangıç, yeni bir sayfa, sayılmaz mı?

ARTİST
Terim, yeter...

Milli Takım hocası Fatih Terim için aynı gün çeşitli gazetelerde 6 yazı gördüm.
Herhalde daha başkaları da vardır, göremedim. Bu yazılar, yanlış anlaşılmasın, spor sayfaları dışında, gazetelerin birinci sayfalarındaydı. Ve Terim eleştiriliyordu.
Terim’in ayda 250 bin TL (yani 250 milyar lira) maaş aldığını da bu yazılardan öğrendik.
250 bin lira aylığa karşılık futbolumuz içler acısı...
Bir de Zeki Alasya’nın teşhisi var. Halkın çoğu da zaten bu teşhise katılıyor.
“Fatih Terim kameraya oynuyor.”
Zeki Alasya’nın teşhisi doğru değil mi? Siz de maçlar sırasında ve sonrasında Terim’in hallerine bakın, artist değil mi, yani rol yapmıyor mu?
Yapıyor ve karşılığını da görüyor, aylık 250 bin lira alıyor.
Futbol Federasyonu her halde uyuyor, bu eleştirileri görmüyor.