Söylenmedik ne kaldı?

Doğan HEPER

BAŞBAKAN her an resmi açıklamasını yapabilir. Belki de siz şu satırları okurken yapmıştır bile...
Ama o, bu resmi açıklamayı yapana kadar açıklanmadık ne kaldı ki...
Türkiye'de "Kamyondan önce, kamyondan sonra" dedirtecek kadar önemli bir olay; Susurluk.
Ve bu, Türk devletinin temellerini sarsıcı bir olay olarak kabul ediliyor.
8 ay süren bir soruşturma yapılıyor.
Bir rapor hazırlanıyor.
Başbakan özel ve üstün yetkili bir müfettiş tayin edip bunu yaptırıyor.
Her şey sözde gizlilik içinde yürütülüyor.
Ama ne gizlilik.
Her gün raporun bir bölümü ifşa ediliyor...
Hem de "Başbakan raporun tümünü açıklasın, açıklamasın" tartışması sürürken...
Çelişkiler içinde bir Türkiye...
* * *
PEKİ her gün sayfa sayfa bilgileri kim sızdırdı?
Yönetenlerimizin eli, dili, kafası bu kadar laçka ise onlardan ne hayır gelir?
Gizliliği koyan kendileri, uymayan, sızdıran kendileri ise bu kişilerin ciddiyetinden söz edilebilir mi?
Üstelik sızdırılanlar için; "bilinmeyen, duyulmayan şeyler değil" diyen de yine bir bölüm yetkili.
"Bugün yazılan, çizilenleri siz birkaç aydır duymuyor muydunuz, bilmiyor muydunuz? Bunların içinde yeni ne var, duyulmayan ne var?" anlamına sözler, açıklamalar bunlar.
Örneğin DTP lideri Cindoruk "Bu raporda yeni hiçbir şey yok" diye konuşuyor.
"Rapordaki her şeyi biliyoruz. Bu raporu sanki bir vakanüvis yazmış."
Cumhurbaşkanı ne diyor?
"Susurluk raporu inceleme raporudur, içindeki bilgilerle karar vermek güçtür."
Tüm bunlar ne anlama geliyor?
"Dağ fare doğurdu" anlamına...
Okuyanlar böyle tarif ediyor...
* * *
RP kapatıldı mı, kapatılmadı mı?
Öyle bir durum doğdu ki, sanki RP en aktif dönemini yaşıyor.
Bu kanaati doğrulayan en canlı gösterge de ANAP'ın tutumu.
ANAP, kapatılan RP ile ilişkilerini, kapatılmadan önce olduğundan daha sıkı ve samimi sürdürmeye başladı.
Oysa Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararı yayınlasa da, yayınlamasa da kapatma kararını vermiş ve açıklamıştır.
Bu karar artık hükmünü icra etmektedir. Durum böyleyken RP'yi mesela üç ay önceki RP gibi addetip ilişkileri hiçbir şey olmamışçasına yürütmek siyaseten de, hukuken de normal mi?
Bırakın siyaseti ve katı hukuk kurallarını; hiçbir şey olmamış gibi davranmak her şeyden önce Yüksek Mahkeme'ye, Anayasa Mahkemesi'ne saygısızlık sayılmaz mı?
* * *
EVET, Türkiye'de olayları saf akılla anlamak güç...
Gizli şeyler açıklanıyor. Açıklanamaz şeyler sızdırılıyor. Açıklanabilir şeyler açıklanmıyor veya zorla açıklanıyor. "Önemli" sanılan şeylerden "sonuç çıkmaz" deniliyor.
Kapatılan bir parti, açıkken olmadığı kadar aktif, hareketli ve itibarlı olabiliyor.
Normal akıl bunlara erer mi, bunları anlar mı?
Türkiye'de hayır...



Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr