Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Gazetecilik hayat boyu öğrenciliktir.
Yeni bir şey duyma ve onunla ilgilenme. Devamlı izleme, öğrenme...
Kimseyi küçümsemeden, tevazu içinde, içerikli her söylemden dağarcığa bir şeyler koyabilme mesleği.
Yani bu meslek yalnız diplomayla yapılamıyor.
Esas eğitim, meslek içinde ve her gün sürüyor. Hem de bitmeden, tükenmeden sürüyor.
Ders yalnız çalıştığınız masadaki deneyimli meslek büyüklerinden de alınmıyor, dışımızdaki dünyada da iyi izlenirse bir okul var, her gün çeşitli dersler var...
* * *
GÜNDEMDEKİ ders tahkim...
İkiye ayrılan uzmanların TV ve gazetelerdeki görüşleri toplansa, izleyenler, istifade etmek isteyenler için, bir ders kitabı olabilecek hacme ve içeriğe ulaştığı görülür.
Bir örnek; sol görüşlü iki fikir adamı - yazar, biri dün, diğeri önceki gün, ikisi de "sömürü"yü konu almış. Sömürüyü soldan iyi anlayan ve anlatan olabilir mi?
İşte Prof. Dr. İzzettin Önder'in tahkimin sömürü olduğunu uzun uzun anlatan yazısının son cümlesi:
"Tahkim, ekonomik sömürünün hukuksal aracı işlevini görecektir. Bu nedenle, tahkim konusuna onay verecek her milletvekili, sömürgeleştirilen halkın karşısına nasıl çıkacağını çok iyi düşünüp, ona göre hesap vermeye hazır olmalıdır."
Ve Çetin Altan; "Sömürü nedir, ne değildir?" derken sanki bu görüştekilere cevap veriyor:
"İnsanlar alıştıkları klişeleri, şablonları, sloganları kolay kolay değiştiremiyorlar.
Örneğin değişen teknolojiyle birlikte işçi sınıfının da yavaş yavaş tarihe gömülmekte olduğunu göremiyorlar...
...........
Global sermaye Türkiye'yi sömürebilir mi?
Türkiye Avrupa Birliği'ne kabul edilmiş olsaydı; Avrupa vatandaşlarının tümü, Türkiye'de hem mal mülk edinme, hem de iş kurma hakkına sahip olacaklardı...
Tabii Türkler de bir Avrupa vatandaşı olarak, aynı hakka öteki ülkelerde sahip olacaklardı...
Buna karşın Türkiye, Avrupa Birliği'ne alınmadı.
Bir yığın neden arasında bir neden de, işsiz Türklerin Avrupa Birliği ülkelerine doluşacağı kaygısıydı...
Avrupa, neden onların kol gücünü sömürmek istemiyordu ki?
Demek artık değişen bir şeyler vardı...
Modern üretim düzeninde işçi sınıfının yerini, yeni teknolojiler aldıkça, üretim volümü de büyüdükçe büyüyor...
Onun için de, gün günden büyüyen üretim volümünü daha rahat emecek zengin halk kitlelerine gerek var...
Yani efendim, - ne yerli, ne yabancı - insanlığın ortak sermayesi sayılan global sermayenin, vazgeçtik ülkeleri sömürmeyi, yoksul ülke insanlarının yaşam düzeyini yükseltmesi gerekiyor...
Üretim araçlarındaki değişimler, sınıf çelişkilerini artık tarihe gömüyor ve insanlık 'uzlaşmasız çelişi - antagonist' dönemden, 'uzlaşmalı çelişi - non antagonist' döneme geçiyor...
Ne yazık ki, Türkiye çok eski klişelere saplı kaldığı için, değişim diyalektiğinin özünü algılamakta ve 'ulus - devlet' modelinin dahi artık aşınmakta olduğunu görmekte bir hayli zorlanıyor."
Sömürü konusunda modası geçmişle çağdaş iki görüş, ikisi de sol kaynaklı. İkincisi doğru değil mi?



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr