Tahkimdeki uzlaşma örnek olmalı...

Türkiye'de siyasal aklıselimin seyrek de olsa galip geldiği oluyor.
Tahkim konusunda olduğu gibi.
Meclis'teki partilerin hepsi tahkim için Anayasa değişikliğine evet dedi.
"Düşünen akıl için yol birdir."
Bugün tahkime evetin ilk sonuçlarını TBMM'de izleyeceğiz.
Aslında FP'nin şartlı "evet"i tahkime gönülsüzlüğünü göstermiyor, fırsatçılığını belgeliyor. Yoksa onlar da daha işin başında tahkimin gerekliliğini vurgulamış, bu konudaki Anayasa değişikliğine karşı olmadıklarını açıklamışlardı.
DYP de, Tansu Çiller'in ağzından ilke olarak tahkimin lüzumunu savundu. Bazı teknik değişikliklerle tahkime olumlu oy vereceğini ilan etti. O da, tarafları yerli sözleşmelerin tahkim konusu dışında tutulması ve Bakanlar Kurulu ihtiyaç duyarsa Danıştay'ın görüşünün alınmasıydı. İki aylık süre içinde Danıştay'ın sonuca varması kaydı kabul görünce ittifak sağlanmış oldu.
* * *
TAHKİMLE ilgili tartışmaların başlangıcında bu köşede yazdıklarımıza o günden bugüne çok bilgi eklendi.
En önemlisi de belki şu: Bugün Türkiye'de yatırıma dönüşmek için 80 yabancı proje tahkimi bekliyor. Tahkim çıkarsa Uluslararası Proje ve Kredi Sigorta Kurumu'nun 11 milyar dolarlık 45 projeyi hayata geçirmek için desteği de hazır duruyor.
Tahkim tüm dünyada 70 yıldır var. Tahkim yabancı sermayenin, yatırımcının kendisini güvende görmek istemesinin bir sonucu. Tahkimi yalnız geri kalmış ülkeleri sömürme aracı gibi görmek yanlış. Çünkü gelişmiş ülkelerde de tahkime başvuruluyor.
Tahkimin şartlarını taraflar hür iradeleriyle saptadığına göre kapitülasyon iddiaları geçersiz kalıyor. Hakemler arasında Türklerin de bulunması mümkün.
Sınırların kalktığı dünyada, tahkim globalleşmenin unsurlarından biri. Bu nedenle de ona karşı çıkmak realist değil. AB'ye girmek için çırpınan Türkiye'nin içe kapanmasını kimse savunamaz.
* * *
TÜRKİYE'de uzlaşma ihtiyacı var.
Her şeyden önce de siyasi partilerin.
Ülke yararına görülen konularda 65 milyonun beklemeye tahammülü yok.
Siyasetçilerin bunun idraki içinde olduğunu tahkim gösterdiyse sevinmek gerekir.
Ama önümüzde Sosyal Güvenlik ve Vergi Yasası değişiklikleri var.
Sosyal güvenlik konusu gibi bir devrimi, oy hesabına, mavi boncuk dağıtma gayretine kurban etmemek gerekiyor.
Sosyal güvenlikle ilgili tartışmaları sokaktan alıp Meclis'in çatısı altına taşımak lazım.
Tahkimdeki uzlaşma başarısı sosyal güvenlik için de gösterilmeli.
Vergi Yasası değişikliği büyük görüş ayrılıklarına neden olmadığı için onun üzerinde fazla durmuyoruz.
Sosyal güvenlikle ilgili görüşmeler Meclis'in tatilinden sonraya bırakılacağına, vergi değişiklikleri öne alınıp görüşülürken, sosyal güvenlikte de uzlaşma arayışlarının devamında yarar yok mu?


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr