Doğan Heper
TAHRİKLER sonuç verdi.
Hürriyet Gazetesi silahlı saldırıya uğradı.
Ölümden dönen arkadaşlarımıza geçmiş olsun derken, o kutsal müesseseye kurşun sıkan menfur eli de kınıyoruz.
Tabii burada asıl kınanacak olan tetiği çeken kadar çektiren, yani azmettirenlerdir.
Günlerdir tüm Türkiye izliyor.
İktidar ve özellikle onun küçük ortağının başı Türkiye'nin meşru ve saygın müesseselerine özellikle de medyaya karşı haksız hatta tiksindirici bir savaş sürdürüyor.
Türkiye Türkiye olalı bu kadar basit, gerçeklerden uzak, hatta yalan temellere dayalı bir mücadele görmedi.
"Türkiye'de iktidar değişmeli" diyenler, iktidar tarafından tahrik edilen ve sürdürülen bu tiksindirici savaşın bitmesini ve Türkiye'nin Türkiye'ye layık bir yönetime kavuşmasını isteyenlerdir.
* * *
BU iktidarın sürdürülemeyeceğinin göstergesi yalnız saldırganlıkları teşvik mi?
Hayır.
Önceki gün tüm Türkiye izledi.
Bu iktidar, Türkiye'yi ayakta tutan, Türkiye'nin değerlerine değer katan, Türkiye'yi Türkiye yapan müesseselere de ters düşmüş durumda.
Danıştay'daki törende Danıştay Başkanı'nın ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nın sözleri iktidar açısından ele alındığında hiç de yenilir yutulur cinsten değildi.
Gerçeğin ta kendisiydi. Ve iktidara ihtar niteliğindeydi.
Ya Refah Partisi'nin değer verdiği üyesi İbrahim Halil Çelik'in sözleri için Genelkurmay'ın
"Çelik delidir" açıklaması. Bu, Refah Partisi ve iktidar açısından iftihar edilecek bir durum mudur?
* * *
ASKERLER Türkiye için yararlı olduğundan İsrail'le ilişkileri tarihimizde görülmedik şekilde geliştirdiler.
İki anlaşma yapıldı.
Geçenlerde bu iki anlaşmanın dışında Türkiye ile İsrail'in Akdeniz'de ortak manevra yapmaları kararı da alındı.
Ama bilindiği kadarıyla bu karardan Erbakan'ın haberi olmadı. Zaten onun İsrail'le yakınlaşmaya karşı olduğu biliniyor.
Üstelik Savunma Bakanı Turhan Tayan İsrail'de yaptığı konuşmada İran ve Suriye'yi de sert şekilde suçladı.
Bu konuşma da Başbakan'ın ve Refah'ın görüş ve düşüncelerine aykırı değil mi?
Tüm bunlar da iktidarın ve özellikle onun Refah kanadının, ordunun Türkiye'nin savunmasıyla ve menfaatleriyle ilgili görüşlerine ters düştüğünü göstermez mi?
* * *
TÜM bu çelişkiler yetmezmiş gibi hükümetin içindeki çelişkiler de Türkiye'nin hızlı kararlar almasını engelliyor.
Son örnek kesintisiz 8 yıl.
Genel çizgileriyle bakarsanız iktidarın DYP kanadının başı Çiller, kesintisiz 8 yıldan yana olduğu izlenimini veriyor.
Hükümetin büyük ortağı Refah kanadıysa bunun olmaması için dünyayı ayağa kaldırıyor, kan dökmekten, sine - i millete dönmekten söz ediyor.
Toplumla ters, toplumun en saygın müesseseleriyle ters ve kendi içinde de uyumsuz, tutarsız bu ortaklığın Türkiye'ye yarar sağlaması mümkün olabilir mi?