Döndük dolaştık aynı noktaya geldik.
Savaş noktasına...
“Hazır ol cenge ister isen sulhu salah” sözü doğruymuş.
Hem de bu kez iki cephede savaşacağız, savaşıyoruz.
PKK ve IŞİD.
78 milyonluk, 776 bin kilometrekarelik, kalkınmış ve bölgesinde demokraside ilerlemiş, adeta bir yıldız olmuş, güçlü Türkiye’ye bu durum yakışır mı?
Bu vasıfları olan bir Türkiye’ye kimse çatmaya bile cesaret edememeli.
Ama ediyorlar.
Çünkü bu durumlarda bile politikacılarımız birbirini yiyor, birlik ve bütünlük göstermiyor.
Politikacılarımız düşmanlarımızı, bu şımarıkları ezmek için, caydırmak için dünyanın sayılı ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bile kullanamıyorlar.
***
Evet, Ankara ve Türk halkı sınırlarında PYD devleti de, IŞİD devleti de görmek istemiyor.
Bunu, belki de HDP hariç üç parti de açıkça söylüyor.
HDP hariç, üç parti de PKK’nın yaptığı öldürme, yaralama, kaçırma, yakma ve tahrip etme olaylarına şiddetle karşı.
Bunu da açıkça belirtiyorlar.
Öyleyse geçmişi bir süre daha geçmişte bırakın ve bugün el ele verin.
Yani üç parti birleşsin anlaşsın ve bu teröre karşı birlikte hareket etsin.
Ta ki sınırlarımızın içi ve dışı düşmanlarımızdan, terörden temizlenene kadar.
***
Bu halk yıllardır yapılan yanlışları gördü, görüyor ama şimdi o yanlışlarla hesaplaşma, uğraşma zamanı değil.
Türkiye’yi düşmanlarından kurtarma zamanı.
Onları ezme, yok etme zamanı.
Halkın aklına bazı bölgeler için “seferberlik”, adeta kısa bir süre için de olsa geçici bir “sıkıyönetim” gerekli gibi geliyor.
İşler böyle gitmemeli, ters gidiş müzminleşmemeli.
Önce birlik, sonra hesap sorma...
Siyasi partilerimiz bugün düşmana karşı birlik zamanı olduğunu görmeli.
İşi uzatmamalı.
***
İç ve dış düşmanlarımız atağa kalktı, onlar bir daha ayağa dahi kalkamayacak hale getirilmeli, hem de acele…
Artık hatalar tekrar edilmemeli.
Ve ne pahasına olursa olsun bu teröristler, bu düşmanlar hemen temizlenmeli.
Bu kez de olmazsa hiç olmaz...
GIDA
Hileye ceza artmalı