Bunlardan 1. ve 2. dünya savaşları çok kanlı, 3'üncüsü "Soğuk Savaş" ise kansız, ama çok etkili oldu.Bugün ise dünya bir karmaşa, adeta yeniden yapılanma süreci içine girdi.Bu süreç ne kadar sürecek ve süreç bittiğinde ülkeler ne şekil alacak?Bu soruya açık seçik cevap vermek bugünden mümkün değil ama o sürecin sonunda pişman olmamak, bugünden tedbir almak, yani "kuvvetli" olmakla mümkün...Buna mecburuz.Kuvvetli olmak içinse birinci şart, birlik ve bütünlükten taviz vermemek, nükleer araştırma ve geliştirmeye önem vermektir. Bunu tecavüz için kullanmak değil, kendi birlik ve bütünlüğümüzü, bölgedeki saygınlığımızı korumak için yapmaktır.* * *YARI şaka yarı ciddi, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio da Silva Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e ne diyor:"Ordunuz çok güçlü ve büyük. İyi ki komşu değiliz..."Bu ordunun elinde bir de nükleer imkân olsa Türkiye saygınlığın yanında bölgesinde tayin edici, belirleyici güç olmaz mı?Olur.Bakın, bugün dünyanın yeniden şekillenmesinde "nükleer" en önemli unsuru teşkil ediyor.Önce, "nükleer santrallar", "nükleer güç" ve bunun askeriyeye de intikali.Bir habere göre, Türkiye bugünlerde, önce İran'ınki olmak üzere bölgede artan füze tehdidine karşı harekete geçiyor. Bu sayede her türlü füze saldırısı anında saptanıp imha edilecek.Bu iyi bir gelişme.* * *WASHINGTON Post gazetesi boşuna yazmıyor."İran yaparsa, Türkiye de atom bombası yapma yoluna gider."Yani Türkiye'nin bu imkânı var. Ama bunu kullanmıyor. Oysa, "dünya nükleer enerjiye dönüyor." Bunun sonunu gazete şimdiden görüyor. Atom bombası. Ve bunu komşularımız yapma teşebbüsünde bulunursa Türkiye niye dursun?Gazeteye göre, Mısır, Suudi Arabistan bile İran'dan sonra atom bombası çalışmalarına başlayabilir.* * *TÜRKİYE'ye moral vermek lazım. Nasıl olursa, hangi alanda olursa olsun, Türk halkına moral... Milli gururumuzun zirveye vurması şart. 70 milyon bunu bekliyor.Moral verici bir hareket 70 milyonun kenetlenmesine, birlik ve bütünlük içinde olmasına, Türk vatandaşı olmakla duyduğu iftiharın pekişmesine yol açacak.Türkiye Cumhuriyeti'nin dünyada nükleer alanda göstereceği başarı bu morali toplumumuza verebilir.İşte biz bunları söylüyoruz. Dünyadaki yeni şartlar Türkiye'yi zorluyor.Haksız mıyız? 20. yüzyılda, 2 kanlı, 1 kansız, 3 büyük dünya savaşı yaşandı, diyenler haklı. Hayali ihracatçı Turan Çevik'le şüpheli ilişkiye giren Beyoğlu Başsavcısı Ünal Canpolat görevden alındı. Bu uzaklaştırma Milliyet'in yayını üzerine oldu. Milliyet'i kutlamak gerekir.Gazetemiz bu konudaki hassasiyetini günlerdir sürdürmeseydi Başsavcı bugün görevdeydi. Ve "Adalete güven yok" diyenler bir kez daha haklı çıkacaktı. Milliyet iyi ki var İSTİKLAL Geç de olsa, Anadolu'yu Trakya'ya bağlayan 2 köprüden birinde, 3 Nisan'da, yeni geçiş düzeni başlıyor. Boğaziçi Köprüsü'ndeki bu yeni düzende artık parayla geçiş yok, onun yerine OGS ve KGS var.Biz para ödeme gişelerinin kalkmasından, onun yerine araç vergisine küçük bir zamdan yanaydık. Bu görüşümüzde yine de ısrar ediyoruz.Ama bizim dediğimiz olmayabilir, yeter ki yeni uygulama trafik yoğunluğunu düzeltsin, biz buna da razıyız.Çok sevinç duyduğumuz bir haber de, ağır vasıtaların Boğaz köprülerine sokulmayacağı oldu. Bunlar yeni tayin edilecek ro-ro limanlarından iki kıta arasında gidip gelecek.Marmaray'la da TIR gibi ağır vasıtalar geceleri taşınabilecek.Bunlar başta da dediğimiz gibi, arapsaçına dönen, içinden çıkılmaz bir hal alan İstanbul trafiği için biraz da geç kalmış önlemler sayılabilir.Önlem deyince, İstanbul'da park yeri sorununun unutulmuş gibi görünmesini de hazmetmek mümkün değil.Her binadan, bu iş için alınan paralar acaba nerelere harcanmakta, İstanbullunun bunu sorma hakkı yok mu?Yollarla ilgili, daha doğrusu İstiklal Caddesi'yle ilgili bir haber de gazetelerde yer aldı.Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bu caddeyi dolaşmış ve beğenmemiş. İstiklal Caddesi'ni yenileyen şirkete "ödemeyi kesin" demiş.Nesini beğensin ki... Tabana döşenen taşlar özensiz bir şekilde dizilmiş, kimi aşağıda kimi yukarıda. Tam kaplanmayan bölümler de var, buralar sırıtıyor. Birçok sokak gibi Galatasaray Meydanı da çamur deryası. Tramvay raylarının arasındaki taşlar yenisiyle değişmeli. Bu arada Beyoğlu Belediye Başkanı Mispah Demircan'a da "El arabasıyla, bir gazetede poz vereceğine, o caddeyi her akşam çöpçülerine yıkatıp temizletemez misin?" diye sormak gerekmez mi? Topbaş ve Demircan O. PAMUK Önce şunu söyleyelim. Biz CK'nun 301. maddesine karşıyız.Ve bu maddeye dayanarak Orhan Pamuk hakkında dava açılması da yanlıştı. Bunu Adalet Bakanı önledi.Peki şimdi Orhan Pamuk'un "Türkler bir milyon Ermeni'yi ve otuz bin Kürt'ü öldürdü" sözü ne olacak? Bu doğru olmayan cümle, tedavülden kalkacak mı?Bu konuda Orhan Pamuk şimdi ne yapacak? Merakla bekliyorum. dheper@milliyet.com.tr Şimdi ne yapacak?