Demek ki, Türk kimliği öldü veya öldürüldü. Boşluk doğdu. Son günlerdeki tartışmalardan bunu anlıyoruz.AB'nin Ankara'daki temsilcisi Kretschmer'in sözleri belki de tüm Avrupa'ya tercüman oluyor."Azınlıklar Lozan'da belirtilmiştir demek ve Lozan'ı sadece Yahudi, Rum ve Ermenileri kapsayacak şekilde sınırlı olarak yorumlamak yersizdir."Yani, AB temsilcisi, Kürt kökenlilere ve Alevi vatandaşlara "azınlıksınız" demek istiyor. Buna Kürt kökenli kardeşlerimizin büyük ekseriyeti ve Alevi vatandaşlarımız itiraz ettiler. "Biz azınlık değiliz" dediler. Çok doğru da yaptılar.Yunanistan, Lozan'da "Türk" değil "Müslüman" yazıyor diye "İskeçe Türk Derneği"ni kapattı. Yunan yargıtayı da bunu onayladı. Yunanistan, Arnavut ve Makedon azınlıklarını da reddediyor. AB bunlara ses çıkarmıyor. Ama Türkiye'ye gelince muamele değişiyor.Buna "çifte standart" denir.Bu, Lozan'ı tartışma değil, açık konuşalım, Türkiye'yi parçalamaktır, parçalama isteğidir. Yugoslavya'ya reva görülenin Türkiye için de istenmesidir.* * *TÜRKİYE'de her gün "ekonominin iyiye gittiğini" söyleyenler var. Henüz halka aksetmese de bu iyiye gidiş söylemlerine şimdilik ihtiyatlı "evet" denilebilir. Fakat dış politikada aynı şey söylenebilir mi?İktidarın, dış politikada "hedef"i yok desek; haksızlık mı yapmış oluruz?Ankara'nın ilan ettiği kırmızı çizgilerin hepsi, yüz kızartımız olmaktan öte bir fonksiyonu yerine getirdi mi?Orta Asya Türk cumhuriyetleri unutulmadı mı?"Avrupa'da 3 milyon Türk var" diyoruz da Türkleri organize edebiliyor muyuz?Kıbrıs'ta, referandumda Türk halkı "evet" dediği halde cezalandırılmıyor mu?Böyle dış politika olur mu?* * *Tedbir almalıyız.Bölünmeye karşı tedbir, halkın refahı için tedbir, dünyada ve bölgemizde etkin olmak için tedbir.Oysa AKP'nin, erken seçimi akla getiren, basını, köşe yazarlarını susturmak gibi bazı eylemlere girdiği görülüyor. Kimlik sorununu bu iktidar ortaya atıyor, içki yasağını bu AKP getiriyor.AKP, gecekondulara hizmet götürülmesine ilişkin maddeyi de bütçe tasarısına ekliyor. Erdoğan ve AKP ısrarla, "Erken seçim yok" diyor ama 81 ilin AKP'li seçim işleri başkanları Ankara'ya çağrılınca işin rengi değişiyor.Oysa seçim havası olumsuzlukları pekiştirmez mi?Bazı dış güçler dost görünüp Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni parçalamayı hedef ediniyor.Bazıları içeriden, bilerek veya bilmeyerek onlara yardımcı oluyor.İktidar olanları seyrediyor."Sonumuz hayırlı olsun" demek yetmez... TARİHÇİ Halil İnalcık ne diyor? "Kimi kimliğini etnikte arıyor, kimi dinde..." Kaya Çilingiroğlu, kızı Zehra'ya koyduğu yasakları açıklamış."Kızım 21 yaşına kadar bara gidemez. Başkasının evinde kalamaz."Tecrübe konuşuyor.Bütün kız babalarına duyurulur. Yoruma gerek yok ANILAR Hasan Cemal'in kitabı çıktı.Bu kitabında Hasan Cemal "Cumhuriyet"te 11 yılı genel yayın yönetmeni olarak geçen 18 senelik anılarını toplamış. İsmini de "Cumhuriyet'i Çok Sevdim" koymuş. Kitap, gazete içindeki bir savaşı anlatıyor. Bizim bilmediğimiz, şahit olmadığımız bir savaşı. Anılardan yalnız bu "iç savaş"ı öğrenmiyoruz, Cumhuriyet'in çok başlı olduğunu da hayretle görüyoruz.Bu anılara iki türlü bakış var.Olumlu ve olumsuz.Cumhuriyet'in eski çalışanlarından Okay Gönensin, Hadi Uluengin, Cengiz Çandar, Enis Berberoğlu gibi isimler Hasan Cemal'in görüşüne katılanlar olarak sayılabilir.Bu anıları olumsuz bulanlar ise "Kol kırılır, yen içinde kalır" demeye getiriyor.Bunlar, "18 yılın 11 yılında yönetimin başında görünen Hasan Cemal şimdi beğenmediğini yazdığı faaliyetlere ortak sayılmaz mı?" diye de soruyorlar. Hasan Cemal'in kitabı DEVLETE NE? İsteyen içsin. Yasak niye?(1) Ama, içip de başkasını rahatsız edenin gözünün yaşına bakılmasın.(2) İçki ruhsatı bir yana, gazino, lokanta, bar, eğlence yeri ve benzerleri için konut alanları içinde ruhsat verilmesin.Peki bunun aksi oluyor mu?Olmasa yazar mıyız?1. Levent Meydanı'nda yeni bir lokanta açıldı. Güzel bir yer. "Gidelim" dedim.Sonradan oranın içkisiz olduğunu öğrendim. Caydım. Ben fazla içen biri değilim. Ama içki vermeyen o yer benim özgürlüğümü kısıtlıyor gibi geldi, onun için gitmedim.İsteyen içer, isteyen içmez. Devlet ve yerel yönetimler burada kişilerin yerine karar vermemeli.Ama başta dediğimiz gibi, devlete ve yerel yönetimlere düşen, konut alanları içinde gürültü, görüntü ve diğer çeşitli kirliliğe yol açan işyerlerine ruhsat vermemek, açılmalarına engel olmaktır.Bugüne kadar bu işyerlerine engel olunmadı da. dheper@milliyet.com.tr İçmek veya içmemek