Kürtçü olmayanlar. Kürtçü olanlar.Birinciler üst kimlik olarak Türklüğü kabul edenler, Türkiye Cumhuriyeti devletinin asli unsuru olmaktan memnuniyet duyanlar.Bunlar, Meclis'e partilerin listelerinden 100-150 Kürt kökenliyi de sokanlardır. Türkiye devletinin bunlarla bir sorunu olamaz.Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu Kürt kökenli vatandaşlarının daha iyi yaşam şartlarına kavuşması için çalışmalıdır.* * *Ya ikinciler, yani Kürtçülük yapanlar? Onlar, Türkiye'nin Güneydoğu'suna "Kuzey Kürdistan" diyor.Yani Güneydoğu Anadolu'yu Barzani'ye bağlamak istiyor.Bu sözlerimiz nazari değil. Bu alenen ifade ediliyor. Basılmış haritaları bile var.* * *CEVİZ Kabuğu programını izledinizse görmüşsünüzdür.Türkiye bu açıdan fikir ve ifade özgürlüğü konusunda AB ülkelerinin hepsini geride bırakmış durumda. Kürtçü olduğu anlaşılan İbrahim Güçlü Bey, Anayasa'nın değişmesini istedi.Türk devletinin işgalci olduğunu iddia etti.Ermenilere yapılan soykırımın Kürtlere de yapıldığını vurguladı. Kürt toplumunun tek devlet (üniter devlet) istemediğini belirtti ve Barzani'yi methetti durdu.Bu adam, yani Güçlü Bey kimdir?Kürt kökenlileri temsil hakkını kimden alıyor?Kürt kökenli kardeşlerimizi temsil ettiği söylenen DEHAP bile son seçimlerde % 6,2 oy almadı mı? Öyleyse bu Güçlü Bey kim oluyor, yine soralım, kimi temsil ediyor? Yoksa Barzani'yi mi?O Barzani ki boyuna bakmadan konuşuyor. Ankara, gerekli cevabı vermeyerek onu şımartıyor. Oysa Şemdinli olaylarının altında onun da parmağı olduğu açıkça görünüyor.TBMM komisyonunda KDP lideri Barzani'nin kaçakçılıktan pay aldığı ve PKK'ya da destek sağladığı belirtilmedi mi?* * *ŞEMDİNLİ'de devletin gizli güçlerinin yaptıkları varsa onlar savunulamaz. Ankara onların yaptığını da meydana çıkarmalı.Ama bu iddialar var diye PKK'yı ve Apo'yu metheden dövizleri ve sloganları görmemek, duymamak mümkün mü? Olanları bütün TV'ler gösterdi. O bölgede devlet kalmamıştı. Prova başarıya ulaşmıştı.Hele bazı TV'lerde bir kare resim vardı ki, bunu unutmak mümkün mü? Emniyet güçlerinin aileleri, bavullar elde, evlerini terk edip bir minibüse biniyor, daha güvenli yerlere taşınıyorlar...Başbakan o bölgeye geç de olsa gitti. İyi yaptı. Sıra şimdi Genelkurmay Başkanı'nda.Yoksa devletin sahibi Kürt kökenli kardeşlerimizin de diğerlerine katılmaktan başka çareleri kalmayacak. ŞEMDİNLİ olayları bir kez daha ortaya koydu. Türkiye'de iki türlü Kürt kökenli var. Eski Başbakan ve DSP Onursal Başkanı Bülent Ecevit, "ulusal uzmanlar grubu" toplantısında konuştu.Ecevit, "Türkiye'de derin devlet var" dedi ve "bunun üzerinde mutlaka önemli durulmasını" istedi.Adama sormazlar mı: "Sen başbakanken niye üzerinde durmadın?" Ecevit'e soru BAŞBAKAN İngiltere'de idamın geri getirilmesini isteyenler var.Türkiye'ye yıllarca "AB'ye girmek istiyorsanız idam cezasını kaldırın" baskısı, şimdi Londra'da ters yönde yapılıyor.Bazı AB ülkelerinde ise özgürlükler sınırlanıyor. 50 yıl önceki yasalar adeta müzeden çıkarılıp yürürlüğe konuyor.Oysa yan sütunlarda da gördüğünüz gibi bazı alanlarda, özellikle bölücülük alanında düşünce ve ifade özgürlüğü şampiyonu Türkiye oldu. Ben AB'den yanayım. Eninde sonunda AB içinde olmanın Türk insanının ve Türkiye'nin yararına olacağını savunanlardanım. Ama, zaman zaman "Yanlış mı, yapıyorum" diye kendime sormadan edemiyorum. İşte şimdi o anlardan birini yaşıyorum.Önümde 70 sayfalık resimli haritalı bir kitap var. İsmi: "Biz Çerkezler."Ve kitabın birinci sayfasının altındaki şu cümle dikkati çekiyor."Bu kitabın basımı, AB tarafından finanse edilmiştir."Başbakan bir süre önce ne demişti: "Bizi bölmek istiyorlar.""Doğru söze ne denir" diyeceğim ama ben AB yandaşıyım... Bizi bölmek istiyorlar TERİM Türkiye'de İsviçre maçlarıyla bir şey ortaya çıktı. Futbol bu ülkede öldü. Bu ölümde Futbol Federasyonu'nun rolü var. Şimdi federasyonun istifası bekleniyor.Asıl istifasının gerçekleşmesi gereken bir kişi daha var: Terim.Fatih Terim işe yarasaydı Avrupa herhalde onu bırakmazdı.Geçenlerde Ali Şen bir TV'de aşağı yukarı şunu söyledi: "Fatih Terim kazandı mı centilmendir, kaybetti mi kabadayı..."Önceki gün Milliyet'in bir sayfasında "2 numaralı delil" diye bir başlık vardı ve bu başlığın sonuna bir ünlem (!) konmuştu. Haberde ise Terim'in savunması amaçlı bir kasetin dağıtıldığı yazıyordu. Alt başlıkta ise şu cümleye yer veriliyordu: "Futbol Federasyonu önceki gün tek güvenlik kamerasından görüntüleri dağıttıktan sonra dün de Terim'in soyunma odasında yaptığı montajlanmış konuşmasını medyaya gönderdi.Ünlemi montajlanmış kelimesi ile yan yana getirince Futbol Federasyonu'nun gayretinin boşuna olduğu anlaşılıyordu. dheper@milliyet.com.tr İstifa ne zaman?