Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"BEN ilkeleri olan bir insanım. Türkiye'nin daha fazla zaman kaybetmemesi lazım. En yüksek güvenoyunu alacak hükümeti kuramadım, ama kurdurdum..."
Bu sözlerle görevi iade etti Yalım Erez.
İşin de, politikanın da, hatta evliliğin de olumlu gitmesi o işin sahibi kişilerin dışındaki bazı şartlara da bağlı.
Yalım Erez kendisine güvendi, çünkü kendisini tanıyordu, belki de o nedenle büyük konuştu, dürüst ve iyi niyetli bir çaba sürdürdü, ama kendisinin dışındaki şartları iyi tahlil edemedi.
Çok değişken olan, oynak olan, kaygan dış zemini belki de algılamak istemedi.
Ve kaydı...
* * *
ŞİMDİ Türkiye yeni bir döneme ve deneyime hazır olmalı.
Dördüncü partinin azınlık hükümeti.
Ecevit azınlık hükümeti.
Başbakanın partisinden, tek partiden oluşan bir azınlık hükümeti.
Ve dışardan iki destekli bir azınlık hükümeti.
Adeta; ANAP + DYP + DSP hükümeti.
Anlaşıldığı kadarıyla bu uzlaşma "18 Nisan'da seçim" temeli üzerine oturuyor. Bir de, mahalli seçimlerin iki turlu olması ilkesi üzerinde duruluyor.
Bunlar yeter mi?
* * *
TÜRKİYE'de 28 Şubat süreci yaşanıyor. Buna kimi "darbe", kimi "müdahale" diyor.
"Siyasetçiler görevlerini yerine getirseydi 28 Şubat olur muydu?"
"Mutlu etmeyen siyaset", 28 Şubat'ı doğurdu demek en doğrusu.
Bugün oluşan tablo ileride "mutlu eden siyaset" umudu veriyor mu?
İstikrara temel teşkil edebilir mi, onun yolunu açabilir mi?
İlk planda görünen o ki Çiller'in önayak olduğu bu yeni oluşumla, FP - DYP bloku çatlamış oldu.
Bu; seçimden sonrası için hesaplanan FP, DYP koalisyon ihtimalinin de bir bakıma suya düşmesi anlamına geliyor.
Türkiye gereken ve beklenen bazı değişiklikleri başarabilecekse bunu ancak bu yeni uzlaşma ile sağlayabilir.
28 Şubat'lar da ancak böyle sona erebilir.
* * *
MESUT Yılmaz dün yaptığı basın toplantısında bir soru üzerine şunları söyledi:
"Kurulması beklenen Ecevit hükümeti bir geçiş hükümetidir. Türkiye'yi seçime götürecek bir hükümettir. Ondan çok iddialı icraat beklenmemelidir. Bizim koyduğumuz çizgi doğrultusunda işleri sürdürecektir. Ama Meclis'te uzlaşma sağlanırsa bazı reformları da çıkartma olanağı vardır."
Bu sözler hem umut veriyor, hem de tedirginlik.
Tekrarlayalım; bu hükümetle atılan üç partili uzlaşma temeli, Türkiye'de bundan sonraya da damgasını vuracaksa Türkiye'nin önünün açılması mümkün olabilir.
O nedenle marifet bu uzlaşmayı seçimden sonra da sürdürmektir.
Ülkenin çıkarı bundadır.
60 müdahalesi 62'de, 71 müdahalesi 73'te, 80 müdahalesi 83'te yani hepsi ortalama 2 yılda bittiği halde istikrarı sağlayamamak; demokratikleşmeyi, çağdaşlaşmayı, değişimi yakalayamamak; yani 28 Şubat'ı daha da uzatmak kime ne yarar sağlar?
* * *
TÜRKİYE'de normale dönmenin ilk şartının siyasi istikrar olduğu biliniyor.
İç, dış ve ekonomik sorunların çözümü için acilen istikrarı sağlamak, sağlam ve güçlü hükümetler kurmak gerekiyor.
Bugünkü üçlü uzlaşma 18 Nisan'dan sonraya da damgasını vuracaksa, istikrarı kökleştirecek çareleri hayata geçirmek için 18 Nisan'dan sonra da çalışacaksa bu kompozisyondan yarar umulabilir.
Seçim sistemi; iki turlu dar bölge, siyasi partiler yasası, tüm reform yasaları ancak uzlaşma sürerse çıkartılabilir ve Türkiye değişimi yakalar, demokratikleşmeyi becerir.
Yoksa...



Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr