Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

O kadar çok sorunumuz var ki İstanbul’umuzu unuttuk.

Oysa İstanbul’u düşünmek görevimiz. Çünkü biz hem bu şehirde doğduk, büyüdük, yaşıyoruz, hem de bu şehri seviyoruz.

Birçok şeyi bugün söylemiyoruz. Çok önce ortaya atmış ve daha sonraları çeşitli tarihlerde aynı görüşü savunmuşuz.

* * *

“İstanbul Belediye Başkanlığı’na talibim” diyenin bu şehrin güzelliğine güzellikler katacağının da teminatını vermesi, vaatlerini sıralaması beklenir.

Örneğin:

Konut inşaatı çok, yol inşaatı yok, hemen yeni yollar yapacağım.

Haberin Devamı

Tophane’de sahildeki depo ve antrepoları gecikmeden yıkacağım. Dolmabahçe Sarayı’nın tarihi değeri olmayan cadde üstündeki duvarını kaldıracağım.

Tophane’den Ortaköy’e sahil yolu inşa edeceğim. Konut inşaatının çeşitli uydu kentlerde yoğunlaşmasını sağlayacağım. Altyapı yolu yapmayana inşaat ruhsatı vermeyeceğim.

Tüm sanayi birimlerini şehirden çıkartacağım.

İşyerleri, eğlence yerleri ve konut alanlarını kati olarak ayıracağım. Otopark sorununu çözeceğim. Gecekondu yapmayı, işportacılığı İstanbul’da kimse düşünemeyecek bile...

Mevcut gecekonduların yerine blok apartmanlar yapacağım.

Sıvasız, boyasız, çatısız bina bırakmayacağım.

Ana caddelerde birbirine benzemez binalar görmeyeceksiniz. Kaldırımlar temiz, çiçekli ve yürünebilir olacak. Toplu taşıma sorun olmaktan çıkacak. Şehirde trafiğe kapalı merkezler olacak.

Deniz ve karayolu ulaşımında işbirliği sağlanacak.

Pis otobüslere, trenlere, toplu taşıma araçlarına artık rastlanmayacak. Tarihi eserler pırıl pırıl olacak ve tümü geceleri aydınlatılacak...

İşte biz İstanbul’da yaşayanlar böyle bir kent istiyoruz ve bekliyoruz.

Ne yalan söyleyeyim bu isteklerimizin bir kısmı gerçekleşti.

Ama yetmez.

Biz bütün sorunları halledilmiş medeni bir İstanbul görmek ve böyle bir şehirde yaşamak istiyoruz.

Ha gayret...


KENDİNİZE GELİN

78 milyonluk koca bir milletiz. Dünyanın önemli bir bölgesinde 776 bin kilometrekarelik vatana sahibiz. Tarih boyunca başkaları bizi parçalamak, silmek için ellerinden geleni yaptı. Dayandık. Ama bugün de aynı tehlike içindeyiz. Canavarlar etrafımızda dolaşıyorlar. İçte ve dışta aleyhimize çalışıyorlar. Bunu önleyecek olan siyasilerimiz. Ama onlar gaflet içindeler. Birbirlerine düştüler. Tam birlik, beraberlik gerekirken düşmanlarımızın ekmeğine adeta yağ sürüp, birbirlerini yiyorlar.
Ey siyasilerimiz! Kendinize gelin, bu günlerde geçici de olsa birlik olun. Aksi tutum bu millete ihanet sayılır. Düşman zaten bunu istiyor. Unutmayın. Tarih sizi bu vatanı batıranlar olarak göstermesin...

FIKRA
Tam günü sayılır

Temel, Eminönü’nde umumi helada işiyormuş.
Yanında da başka bir adam.
Temel adama sormuş:
“Sen Karadenizli misun?”
“Evet” demiş adam.
“Peki, Rizeli misun?”
“Evet, Rizeliyim.”
“Peki, Çaygülü ilçesinden misun?”
“Evet, ordanım.”
“Öyleyse Sarı Irmak köyündensin.”
“Evet, Sarı Irmak köyündenim.”
“Peki, sünnetçin de Kör Rıza mı?”
“Evet, ama sen bunları nasıl bildin?”
“O Kör Rıza hep yamuk keser, baksana üstüme işiyorsun...”
Bugün Türkiye’nin tek sünnetçisi sanki Kör Rıza. Herkes birbirinin üzerine ediyor.