Yargıya güvensizliğin sonu felakettir.Yargıda da "çürük elma"lar vardır.Güven tazelemenin birinci şartı çürükleri ayıklamaktan geçtiğine göre bu işlem hızla yapılıp, gerekçeleriyle kamuoyuna açıklanmalıdır.Bu çürükleri temizleme operasyonunun, kadrolaşma amacıyla yapılmadığına da, yargıya baskı için kullanılmadığına da herkes emin olmalıdır.* * *PROF. Dr. Hayrettin Ökçesizin İstanbul Barosuna bağlı 666 avukatın görüşlerini aldığı araştırmasından, "yargıda yolsuzluk yapıldığı" sonucu çıkmıştı. Avukatların yüzde 94.9u adli yargıda yolsuzluk yapıldığı, yüzde 63.1i yolsuzluğun adli yargının temel sorunlarından biri olduğu yönünde görüş bildirmişti.Araştırmada, "Adli yargıdaki yolsuzluk olayları yeterince ortaya çıkarılmamaktadır" diyenlerin oranı ise yüzde 96.1i buluyordu.Şu çok anlamlı cümleyi sarf eden, yargının zirvesindeki kişi, Yargıtay Birinci Başkanı olan kişi değil miydi?"...Vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışan hakimin kararının tam ve sağlıklı olacağını düşünmek insan aklına ve doğasına ters düşer..."Tabii, yolsuzluk iddialarından tüm yargı mensuplarının alınması da yanlıştır.Türk yargısı, "üçüncü kuvvet" olarak çeşitli imkansızlıklara rağmen insanımızın, toplumumuzun güvencesidir. Ve dürüst mensuplarıyla dimdik görevinin başındadır.Başsavcının dünkü sözleri çok ilginçti; "Rüşvete adı karışan yargı mensupları kendilerinden emin değillerse hemen istifa etsinler."Bu tavsiyeyi anlamak mümkün değil. Böyleleri varsa ve bunlar istifa ederlerse kurtulacaklar mı?Yargı konusunda halk da olumlu düşünmüyor.TÜSİADın yayımladığı yeni rapordan, toplumda; "Bu ülkede adalet yok. Yaptığı, yapanın yanına kar kalıyor" görüşünün hakim olduğu anlaşılıyor."Yargıda operasyon" gereği açıkça görülüyor. Ama yargı bağımsızlığı ve hakim teminatı zedelenmeden. Bu açıdan bakınca Yargıtayın dün "ön soruşturma" başlatması yararlı olmuştur. YARGIYLA ilgili iki gerçek var: "İkinci Neşter Operasyonu" savcısı; "Açıklamamı duyunca dudağınız uçuklayacak" demişti.Gerçekten uçukladı.Zanlıların tümü serbest bırakıldı.Enflasyon düşüyor, suç oranı artıyor. Enflasyondaki düşüş halka yarasaydı, acaba suçlar artar mıydı? SUÇ VE CEZA CHPDE SINAV Yerel seçimlere az kaldı.Sonuç, iktidardan çok muhalefet için önem taşıyor. Eğer CHP bu seçimde, 3 Kasımda aldığı oy oranının gerisine düşerse, biter. Mecliste var, gündemde yok olur.Tabii her şeyden önce genel başkan da değişir.Peki Baykalın yerini kim alır? Büyük bir ihtimalle Kemal Derviş alır.Bunu, "Radikal"de Kemal Dervişin adeta programını açıklarcasına kaleme aldığı metinden de anlamak mümkün.Türk solu ve CHP dünya solunun zamanımızdaki değişimine ayak uyduramadı.Devletçi, merkeziyetçi, gelenekçi, statükocu görüntüyü üstünden atamadı.Sol Almanyada, Fransada, İngilterede, "yeni sol" oldu.Kapitalizmi ehlileştiren, insana değer ve önem veren bir sol. Kapitalizmin silahlarını elinden alan bir sol.CHP bu konuları tartışmadı bile.O nedenle de mahalli seçimler CHP açısından tehlikeli ve o nedenle de Kemal Derviş fikrini gazetelerde yeni bir program gibi ilan ediyor.Bugün mevcut olamayan "sol seçenek" böylece doğasarsa, ne mutlu Türk demokrasisine... "Derviş"in fikri ve zikri AYIRIM NİYE? Kadın - erkek eşitliğini erkeklerden çok kadınlar savunmalı.Örneğin; "başarılı iş kadınları" ödül töreni yapıldı... Neden kadınlar için özel ödül?Yöneticinin kadını, erkeği olur mu? Bakın martta "Kadınlar Günü" var.Ben Kadınlar Günü diye bir ayırımı da kabullenemiyorum.Kadının erkekten, erkeğin kadından ne farkı var ki "Kadınlar Günü" olsun.Kadınlar Günü sanki o demode zenci - beyaz ayırımını akla getirmiyor mu?Eğer toplumda yerleşen böyle bir ayırıma karşı saflarınızı belirtin dense, ben kadınlardan yana olurum. Tabii benim gibi pek çok koca da, baba da, kardeş de, oğul da...Ama kadınların buna ihtiyacı olmamalı.Çünkü kadın - erkek eşitliği erkeklerin bir lütfu değil. Ben kadınlardan yanayım Peki, Türkiye mutlu muydu? "Prodi, Türkiyeden ayrılırken mutluydu". Oysa yuvayı yapan dişi kuştur. "Minik serçe yuvasız kaldı." Popstarda Bayhan kaldı, Barış gitti... "Ezilmişler" kazandı, "ezilmemişler" kaybetti. dheper@milliyet.com.tr Bu noktadan sonra "Ben evleniyorum"un adı, "Ben evlenmiyorum" olmalı.