Türkiye iç savaşın eşiğine geldi. Kalkışma provası önem kazandı.Bunları, aklı başında olan herkesi, Kürt kökenli de olsa her kardeşimizi göreve davet için tekrar ediyoruz.Türkiye'nin bugün o, bu problemi yok. Tek problemi, tarihi problemi var, o da "bölünme".Türkiye'yi bölmek isteyenler cüretlerini artırdı, bu niyetlerini eskisi gibi gizlemiyorlar, açıkça söylüyorlar ve bunun için çarpışıyorlar...Ankara nerede?.. Yarın çok geç olacak.* * *Acele, bütün partiler bir araya gelmeli ve Türkiye'nin bölünmesini istemiyorlarsa, ortak tedbirler üzerinde anlaşmalılar.Bu tedbirler oy hesabıyla sulandırılamaz. Türkiye halkı hangi kökenden olursa olsun geleceğinden emin olmak istiyor. Bunun teminatı bütün siyasi partiler olabilir. Bu önemli konu, yani Türkiye'nin bölünüp bölünmemesi konusu yalnız AKP'ye, yani Tayyip Erdoğan'a bırakılamayacak kadar önemli bir konudur. AKP ve Erdoğan geçici, ama Türkiye kalıcıdır. * * *BU gidiş, Türk halkının birbirini boğazlamasına gidiştir. e-postalara bugünlerde bakanlar bunu görürler."Olmaz", demeyin 5-10 yıl önce bugün olanları hayal edebilir miydiniz?İsyan emirlerini duyuran Roj TV Ankara'dan, Paris, Londra gibi dış merkez, "Emed" adını verdiği Diyarbakır ve bazı Güneydoğu illerinden ise yurtiçi olarak söz ediyor.İstanbul'da bile otobüsler yakılıyor, insanlar ölüyor.Bunlara karşı hükümet ise "sükûnet" çağrısı yapıyor ve bu çağrıya yine kendisi uyuyor.* * *GÜNEYDOĞU halkının çoğunluğu olanlardan rahatsız.Bunu bugünlerde yayımladıkları bildirilerden ve kepenklerini her şeye rağmen kapamamalarından biliyoruz.PKK, bölgenin kalkınmasının ve demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarıyla bölgede işletilmesinin kendi aleyhine olduğunu hesaplıyor.Kargaşa ve çatışma PKK'yı besliyor, ona yarıyor, ama bu, Güneydoğu'da büyük çoğunluğun zararına oluyor.* * *Yabancı TV'ler Türkiye'de olanları, "etnik grubun isyanı" diye veriyor. Avrupa'da "Lozan yok", "Roma var" sesleri yükseliyor. Ona göre davranılmalı, partiler acele bir araya gelmeli. 'ÖNCE PKK, artık bölünme' dedik. Sonra, "Ben bölünmeden yana değilim", "İmkânı olan herkes açıklasın" dedik. 15 gün oldu. Ödül dağıtmada dünya klasmanı yapılsa herhalde Türkiye birinci olur. Ona ödül, buna ödül. 1 veya en çok 3 kişiye vermek varken, bir seferde 60-70 kişiye ödül verildiği bile oluyor.Kendisinden, müessesesinden söz ettirmek isteyen, bedava reklam peşinde olan, ödül yağdırıyor.Oysa "nadir olan kıymetli"dir kuralı burada da geçerli değil mi? ÖDÜL ENFLASYONU İki kız kardeş, Sinem ve Sibel, İstanbul'da PKK terörünün kurbanı oldu.Başbakan Tayyip Erdoğan bu kardeşlerin cenazesine acaba katılamaz mıydı? Saat müsaitti.Bu, teröre önemli bir cevap olurdu. Cenaze ve Başbakan ERDOĞAN AKP, Türkiye'yi AB'den ve ABD'den koparıyor mu?Bu sorunun, AB ile ilgili cevabını Tayyip Erdoğan'ın sözlerinde bulduk."AB'ye girmek diye Türkiye'nin bir derdi" yok.Bu söz, Başbakan'ın AB konusundaki eski çabalarını hatırlayanlarda hayal kırıklığı yarattı.ABD ile iplerin koptuğunu da, Amerika'dan yazan ve Amerikalıların nabzını iyi tuttuğunu bildiğimiz arkadaşımız Yasemin Çongar'ın cümlelerinde bulmak mümkün.Hamas liderlerinin Ankara'da kabulünün ABD üzerinde 1 Mart'ta tezkerenin reddiyle aynı tesiri yaptığını görüyoruz.ABD Genelkurmay Başkanı'nın Türkiye ziyaretiyle Washington askerden-askere ilişki çabasına da hız vermiş görünüyor.AKP kredisini ABD'de hızla yitiriyor. Ama ABD yönetimi Türkiye'de halktan destek alabilecek ciddi bir siyasi alternatif çıkmadıkça AKP'ye mahkûm olduğunu da biliyor.Bu saptamalar ABD'nin AKP hükümetini gözden çıkardığını göstermiyor mu?Zaten ABD'nin Ankara büyükelçisinin, Amerika'da, Türkiye hakkındaki sözleri de tokat gibi patlamamış mıydı?Bunlar, çoktandır iflas bayrağı çeken dış ilişkilerimizin düzelme yerine hızla daha kötüye, Türkiye'nin yalnızlaşmasına doğru gittiğini gösteriyor. ABD gözden çıkardı DUVAR ÇÖKTÜ Bu şehirde, yani İstanbul'da, insan eliyle yapılan en güzel şey nedir?Cevap:Otobüs durakları.Bunları yapanı kutlamak lazım.Birçok şey kaba saba özensiz yapılıyor, ama otobüs durakları farklı.Geçenlerde bir eğlence yerimizin, Reina'nın duvarı, daha yapılırken çöktü ve komşudaki üç kişi öldü.Duvarda çalışan işçiler gözaltına alındı, sonra bırakıldı.Peki bu duvar inşaatından mesul olan mühendis yok mu?Daha yapılırken üç can aldığına göre bu duvar önemli bir inşaat değil mi?Maalesef bizim bazı mühendislerimiz, işlerine önem vermiyor, daha doğrusu boş veriyor.Öyle olmasa İstanbul yapılarıyla Avrupai bir şehir olurdu.Denize 3-4 metre mesafedeki bazı asfalt yollarımız yağışlarda göl halini almazdı. dheper@milliyet.com.tr Güzel ne var?