Partiler arası uzlaşma icraata yansıyor.
İşte sonuç. Türkiye on yılda yapamadığını birkaç ayda yapabiliyor. Saymaya gerek yok. Üst üste kanunlar çıkıyor. Tembelliğiyle ünlü Meclisimiz günde 20 saat çalışıyor. Dün ilginç bir açıklama vardı. Bu hızlı tempoya alışık olmayan, dayanamayan Meclis memurlarından bir çoğunun hastalandığı duyuruldu.
Kötüyü eleştiriyoruz da iyiyi neden takdir ettiğimizi açık seçik belirtmeyelim. Bravo...
Tabii bunda Ecevit'in ve yakınlarının uzlaşmacı, demokrat, yumuşak tutumunun rolü var.
Yine bunda MHP'nin anlayışlı, sorumlu davranmasının etkisi var.
MHP iktidar ortağı olurken ona hep şüpheyle bakıldı, tereddütle bakıldı, endişeyle bakıldı.
Aleyhte bazı notlar da düşüldü.
Oysa işte MHP bir süredir iktidarda, ama iktidarda olduğu pek de hissedilmiyor.
Ne aşırılık, ne sivrilik, ne uzlaşmazlık. Uyum ve olgunluk sergiliyor MHP. Geçmişindeki hırçınlıklar, bugün iktidarda olduğu halde yok.
* * *
SİYASİ Partiler Yasası'ndaki değişiklik olmasaydı, Erbakan beş yıl yasaklı olduğu için ancak önümüzde zamanında yapılacak bir genel seçimde Meclis'e girebilecekti.
Ama şimdi bir imkan doğdu, bir ara seçim olursa Erbakan'ın artık o ara seçimde de bağımsız aday olabileceği biliniyor.
Peki bunun için FP'den 28 milletvekilinin istifası ile Erbakan'ın katılması amaçlı bir ara seçim fırsatı yaratılabilir mi?
Bu FP'nin çöküşü olur. FP'nin gayri ciddiliği olur, FP'nin parti değil bir kişinin hizmetinde bir grup olduğunun göstergesi olur. Bu tek kelimeyle FP'nin
"gülünç" duruma düşmesi demektir.
RP'yi gördük, FP ile yaşıyoruz. İki takımın ön safındakilerin tutumunu izledik, izliyoruz. Çarpık zihniyetteki bazı RP'liler 28 Şubat sürecine neden oldular, ülke kadar partilerine de zarar verdiler. FP bu deneyimden geçerek geliyor.
Bu nedenle, Erbakan için FP'nin milletvekillerini istifa ettirip ara seçime yol açacağına ihtimal vermiyorum.
Üstelik istifa eden 28'in bir bölümünü erken seçimde kaybetmesi gibi teorik de olsa bir tehlike varken.
* * *
TABİİ bu kanaatimizi zedeleyen tek olay, Erbakan'ın tabiatının değişmediğinin de göstergesi sayılabilecek sözleri.
"Siyasete dönüşümüz bize lütuf gibi gösterilemez. Hizmetlerimiz nedeniyle bize teşekkür edilmeli, hatta özür dilenmeli" gibi gereksiz sözler, Konya ve Bilecik seçimlerinin iptali gibi istekler, Erbakan'ın uzlaşma ortamını içine sindirmediğini ispatlamıyorsa, amacını aştığını gösteriyor sayılabilir. Ama her halde yaratılan ve yaşanan uzlaşma ortamına uygun sözler ve istekler olduğu söylenemez.
* * *
BU hükümet
"ekonomik liberalizmin" yolunu açmaya çalışıyor.
Tahkim tartışmaları sırasında da, daha sonra da bunun üzerinde durduk.
"Siyasal liberalizm" içinde cesur girişimler var.
Bu yoldaki geniş adımlar ancak toplumsal konsensüsle gerçekleşebilir.
Bunun içinse önce siyasi partilerin uzlaşması, ülkede olumlu bir hava yaratılması ve bu havanın korunması gerekiyor.
Bugün Türkiye'de bu yolda ilerleme olduğu görülüyor.
Buna hep beraber yardımcı olmalıyız.
Erbakan da dahil...
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr