“Bitsin artık.” Bu cümleyi kaç defa kullandık.
PKK’nın terörü şöyle veya böyle bitirilsin.
Bunu istedik.
Şimdi görünen o ki, “yüzdük yüzdük sonuna geldik.”
Çünkü PKK gördü ki bunun sonu yok.
Arap Baharı gibi Türkiye’deki bölücülerin de baharı olacaktı. Hesap buydu.
Özellikle kırsal alanda kurtarılmış bölgeler kurulması için PKK harekete geçti.
Ama başarılı olamadı. Hezimete uğradı.
Kırsal bölgelerdeki başarıya paralel olarak, aynı anda özellikle büyük şehirlerde büyük olaylar ve büyük gösteriler yapılarak sonuç alınacağı da hesap ediliyordu. Fakat KCK operasyonları bunu da önledi.
O zaman, PKK’nın amacı ayrı bir devletse, Türkiye’yi bölmekse, geldiğimiz noktada bunun imkansız olduğunu örgüt artık gördü.
* * *
30 yıldır dağa çıkan gençler oluyorsa.
30 yıldır gençler şehit oluyorsa.
30 yıldır Türkiye, bölgesinde ve dünyada hak ettiği yeri bulmakta geç kalıyorsa, bunlar “terör” yüzündendir.
Bu terörün elebaşıları yüzündendir.
Bu inkar edilebilir mi?
Ve bu terörü, Türkiye’yi iç sorunuyla meşgul etmekten menfaat uman dış güçler, devletler, gizli, açık desteklemektedir. Tarih boyunca olduğu gibi.
* * *
Evet, “yüzdük yüzdük sonuna geldik” diyoruz.
Bu, CHP’nin başarıya bu kez ortak olmak istemesinden de anlaşılmaktadır. Ona dayanarak daha kuvvetle söylüyoruz.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
“AKP’ye kredi açıyoruz. Çözün sorunu.”
Bunu bütün muhalefet liderleri söylemeli. Ve bu konuda iktidarı desteklemeli.
Yani Türkiye bu yolda yek vücut olmalı.
Ve terör bitirilmeli.
İşte şartların 30 yılda en elverişli olduğu gün bugündür. Selahattin Demirtaş’ın menfi çıkışına rağmen, bugündür.
Ve bu barış için, bütünlük için elverişli günleri sabote etmek isteyecekler iki taraftan da çıkacaktır. Onlara da meydan vermeyelim.
TÜRKİYE
Silahlanıyor
“Hazır ol cenge, ister isen sulhu salah.”
Bu söz Türkçemize yerleşmiştir.
Yani, güçlü olana kimse çatamaz.
Bölgemizde ve dünyamızda bugünkü durum bunu ispatlıyor.
Ama cenge hazır olmak masraf gerektirir, öyleyse “bu masrafa ne lüzum var”, diyenler olabilir. Ama bir önceki cümlemizin, atasözümüzün içeriği hakikati gözlerimizin önüne sermiyor mu?
İşte hükümetin tutumu da bu yolda değil mi?
Başbakan Erdoğan’ın sözleri ve yaptıkları da bunu ispatlıyor.
“Biz kolayın değil, zor olanın tarafındayız. Barış için ne bedel ödenmesi gerekiyorsa biz bunu ödedik, ödüyoruz ve ödeyeceğiz. Her an, her imkanımızla savaş için hazırız.”
Evet, bunu Erdoğan söylüyor.
Ve Türkiye 6 savaş gemisi daha yapmaya karar verdi.
ABD’nin hibe edeceği 2 fırkateyn için anlaşma yapıldı.
Sırada bir de uçak gemisi var.
Predatörlerle ilgili anlaşma yapılıyor.
Patriotlar geldi.
Silahlı Kuvvetler için Göktürk 3 yolda.
Uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi projesi ihaleye çıkarılıyor.
Bunlar gösteriyor ki Türkiye sulh için cenge de hazır.
Hem de şimdiye kadar olmadığı yoğunlukta.
ULUDERE
Kaçağa devam
Milliyet, Namık Durukan’ın kalemiyle çok önemli bir habere imza attı.
Namık, Uludere’de bugün de kaçakçılık yapanlarla beraber Kuzey Irak’a geçti ve döndü. Haberinin başlığı “Uludere’de ölüm yolculuğu”.
Bu gidiş geliş yani “ölüm yolculuğu” en az 30 yıldır yapılıyor.
Uludereliler “bizim kaçakçılık yaptığımızı devlet biliyor. Askerler izliyor,” diyor.
Öyleyse 34 kişinin öldürülmesi olsa olsa kaza olur ve zaten Başbakan bunu doğrular şekilde halktan özür dilemekten söz ediyor.
Namık Durukan’a Uludere halkının anlattıklarından anlıyoruz ki, devlet başka bir iş sağlamadıkça bu kaçakçılık daha yıllarca sürecek. Çünkü halkın başka geliri yok.
Öyleyse halk PKK’nın ve BDP’nin tahrikine kapılmamalı.
Devlet özür dileyip, PKK ve BDP’nin halkı tahrik silahını elinden almalı. Uludere ve benzeri yerlerin halkına iş yaratacak yatırımları bir an önce yapmalı. Böylece o bölgelere huzur getirilmeli.
ASANSÖR
Güvenli değil
Kayapınar’da bir hastane açıldı.
Hastanenin 21 asansörü var. Sık sık bu asansörler arızalanınca yapılan muayene sonunda bunların 15’inin güvenli olmadığı saptandı. Ve 8 kişi yaralandıktan sonra bunlar kapatıldı.
Geçen gün de bir istatistik yayınlandı.
Türkiye’de 400 asansörün yüzde 80’i güvenli değil.
Peki kaza olduktan sonra mı bunlar ele alınacak?
Bütün Türkiye’deki asansörleri hemen teknik muayeneden geçirmek gerekmez mi?