Düşmanlar ve dostlar çalışıyor

     Kemalizmin demokrasiye engel olduğu yolundaki ifadeleri, Türkiye'den gelen tepkiler üzerine değiştiren AB Dışişleri Komisyonu Raportörü Arie Ooslander'in, Avrupa Parlamentosu'na (AP) sunacağı "Türkiye Raporu" bugün oylanacak.
     Oostlander'in hazırladığı rapor 20 Mayıs'ta AP'de tartışmaya açılmıştı, o günden bugüne kimi maddeler değiştirildi. Aynı günlerde Ooslander ile görüşen Arı Grubu Brüksel Temsilcisi Sinan Ülgen, raporun amaca ters düştüğü tezini işledi.
     Rapor Türkiye'nin daha hızlı demokratikleşmesi ve AB ile entegre olabilmesi amacına ters düşüyordu.
     Ooslander, raporu savunurken Ülgen'e, "Türkiye ile ilgili olarak AP'de çok rapor yazıldı. Ben yeni bir şey eklemektense, Türkiye'deki AB entegrasyonu sorunlarının kökenine inmek istedim. AB ile bütünleşme önündeki engelleri yüzeysel olarak dile getirmektense, ana unsurlara bakmak istedim" dedi.
     Ooslander'in AB önünde engel olarak saydığı üç temel unsur vardı: Kemalizm, laiklik, asker - sivil ilişkisi...
     
     Rapora 21 yeni önerge geldi.
     Önergelerin içinde Türkiye'nin sözde Ermeni soykırımını tanıması yer alıyordu.
     Raporu yaralayan bu öneriye tepki, Kemalizme olduğu kadar yüksek sesli olmadı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde uzun bir dönem görev alan CHP eski milletvekili Uluç Gürkan, 20 Mayıs'tan bu yana Türkiye'den rapora yeteri kadar ilgi gösterilmemesini eleştirdi. AP milletvekillerine tek tek gönderdiği mesajlarla Ermeni sorununa değindi.
     Eğer yarın oylanacak Türkiye Raporu'na, "Ermeni Soykırımı" iddiası girerse diplomatik çevrelerin yaptığı yoruma göre "raporun ciddiyeti" tartışılır bir hal alır. Çünkü Kopenhag kriterleri veya AB entegrasyonunda bir ön koşul olarak ortaya sunulmayan "savı", işlemiş olur.
     
     ABD'nin "unutulmayan fotoğraflar" arşivlerine giren Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen ile Irak Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'ın, savaşa bir kala el ele tutuştukları resme karşı, Milliyet'in manşeti!
     Milliyet'te manşet olan "Krallara Öğütler" haberini ABD Temsilciler Meclisi'ndeki Türk Dostları grubu, Tüzmen'in fotoğrafına karşı kullanmaya başladılar.
     Tezkereden sonra ABD ile ilk sıcak teması Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün sağlaması, aradaki köprülerin umulandan daha da kısa sürede atılacağı yolunda işaretleri veriyor.
     Bakalım bu gelişmelerden sonra Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal ile birlikte ABD'ye gidecek siyasetçi Gül mü, Erdoğan mı olacak?
     
     Dışişleri Bakanı Gül, Bağdat'a yaptığı ziyarette, "İslam ülkelerinin gelişmesi yönünde ciddi engel, krallık, emirlik gibi rejimlerdir" diyerek, demokrasiden yana tavrını koymuştu...
     Gül aynı gezisinde, bu dikta rejimlerinin liderlerine, rejimlerini değiştirmeleri yönünde de çağrı yapmıştı.
     İslam ülkelerinin geri kalmışlığının nedeni olarak, halka rağmen sürdürülen dikta rejimlerini gösteren Gül, çıtayı yüksek bir yere taşıdı: Yolsuzluklarla mücadele ve şeffaf yönetim.
      Türkiye'de görevin kimde olduğu belli, haydi bakalım hortumlardan başlayalım!