Türk basınında bir ilk! Kadınlara laf atan erkekler konuşuyor: 1. Ey kadınlar! Sokakta size laf atan adamların "cahil" adamlar olduğunu sanmayın. Maşallah hepsinin cebinde "Yaptım! Ama niye yaptım?" tadında bir sosyolojik açıklama var. Boş değiller yani!2. "Cinselliğimizi yaşatmadılar abla!" mızıklaması onlara göre her şeyi meşrulaştırıyor! 3. Zavallılıklarının son derece farkındalar! 4. Cuma günkü yazıda yazdığımız, üniversitelerde "Kadın çalışmaları"na benzer "Erkek çalışmaları" merkezleri kurulması ve erkeklere bilinç yükseltme seansları düzenlenmesi önerisini neredeyse hepsi destekliyorlar. Türk erkeği "eğitime ve eğitimciye aç" yani! 5. Kadınlar laf atma olayının önlenemezliğine teslim olmuş vaziyetteler. Bu yüzden mümkünse bari "zarif" biçimde laf atılmasını istiyorlar. Geçtiğimiz cuma günü "Erkekler nasıl kurtulacak?" yazısında, kadınlara laf atan erkeklerin nasıl bir psikolojisi olabileceğini sormuştuk. Laf atma meselesi, nicedir parmak basılmayı hasretle bekleyen bir mevzu imiş meğer: Sağ olsun, laf atıcılar, toplam üç yüz (!) e-mail göndererek olayı açıklamışlar. Frankfurttan New Yorka, Ukraynadan Massachusettse, Edirneden Ardahana kadar her yerden konuya ilişkin görüşler "yağdı". Gelen maillerden çıkan şaşırtıcı sonuçlardan bazıları şöyle: "Laf attım. Çünkü..." "Ben de zamanında bir iki defa kadınlara laf attım. Duygularımı şöyle izah etmek mümkün; bir zevk almaktan ziyade erkekliği gösterme, kendini bulunduğu arkadaş çevresine kabul ettirme ya da bir macera. Düşünün toplumda belirli bir yere gelememiş, sağlıklı bir cinsel bakış açısına sahip olmamış (bu arada güdüleri de kışkırtılmış) ve erkek egemenlikli bakış açısının hâkim olduğu bir yerde, kendi zayıflığını örtmenin yolu ya da erkekliğini kabul ettirmenin yolu kadına laf atmadır. Alınan zevk budur. Böyle zevk mi olur demeyin, oluyor işte!" Söz verdiğimiz gibi, Türk basınında bir ilki gerçekleştiriyor ve çoğu yüksek öğrenimli olan laf atanların itiraflarının bazılarını yayımlıyoruz: Türbanlılar muaf "Aslında kadınlar önemli değil, önemli olan laf atma eylemi. Güzelliği veya giyinişi de (başörtülü olmadığı sürece) aslında önemli değil. O kadın olmaz ise başka kadın! Önemli olan kadını sinirlendirip sonra da gidip bunu arkadaşlara anlatmak."Bu ve birkaç laf atıcı itirafında türbanlıların "laf atılmaktan muaf" oldukları anlatılıyor. Anlaşılan, laf atanların meselesi "Cumhuriyet kızları" ile! En büyük zavallılık ise bu laf atma meselesinde bir üstünlük duygusu olması:"Kadının güzelliği karşısında eğer onu kazanma konusunda şansım olmadığını düşünüyorsam en azından laf atarak ulaşma yolu arıyorum. Laf attığım taktirde kadını kazanma şansımın olmadığını biliyorum ama onun çekiciliğine karşılık güç gösterisinde bulunuyorum ve Benim erkekliğim senin kadınlığından daha güçlü mesajı vermiş oluyorum."Benzer maillerde kadınların dönüp sinirlenmesinin "apayrı bir haz kaynağı olduğu" anlatılıyor. Yale Üniversitesinden gelen bir başka "laf atıcının" maili de şöyle. Durumu, eğitimsizlikle açıklayanların dikkatine:"Bütün prensipler, davranış analizleri ve empati bir yana bırakıldığında, laf atmak zevkli bir şeydir. Karşınızdaki çekiciliği sesli şekilde tanımanın yanında, "laf atan" olmanın verdiği bir üstünlük duygusuyla tatmin olursunuz..." Bu ve birçok başka mailde erkeklerin grup halindeyken laf atabildiği, yalnızken buna pek cesaret edemediklerine "dikkat çekiliyor". Bir başka mesele de laf atmada kadının önemsizliği: Kadınlar suçlu! "Bir kadın ya da bazı kadınlar güzeller ve aynı zamanda dikkat çekici bir şekilde giyinmişler ama kendilerine öküzün trene baktığı gibi bir erkek bakınca rahatsız oluyorlar. Bu nedir? Bu şudur: Kompleks! O güzelliği, çekiciliği taşıyamama, onun altında ezilmedir."Konuyu bastırılmış homoseksüellikle açıklayan psikiyatristler, asla düzelmeyecek bir "hayvanlıkla" açıklayan felsefeciler, tiksintiyle yazılmış mektuplar da var. Ama şimdilik bu kadar... Allah memleketimizi ıslah etsin! ecetem@hotmail.com Tabii ki kadınları suçlayanlar da eksik değil. Bir tanesi şöyle: