Kıyıdan ÇÖP'TEN ADAMLAR: Bu sözleri söyleyen Ali Mendillioğlu bir çöp toplayıcısıdır. Ankara'da yaşamaktadır. Ali, orta okul terktir ve fakat Geri Dönüşüm İşçileri Dergisi Katık'ı çıkarmaktadır arkadaşlarıyla. 400 üyeli Ankara Geri Kazanım Derneği'nin kurucu üyesidir. Dernek, Diyarbakır ve Adana'da da örgütlüdür. Ali ile, çöp toplayarak çöplerin arasında yatarak yaşayan arkadaşları, 2002 yılından beri NATO karşıtı eyleme, Eğitim-Sen'in kapatılması eylemine, "12 Eylül yargılansın" eylemine, doktorların Beyaz Eylemi'ne, tüm 1 Mayıs eylemlerine katılmışlardır. Eylemlerde "Kapitalizmi tarihin çöplüğüne atmayın çünkü beş para etmiyor!" yazılı dev bir pankart taşımışlardır. Ve Ali, önceki gün Ankara'da yaptığımız konuşmada şunu söylemiştir:"Biz solcularla yan yana durup kendimizi solda var etmek istedik. Ama... Bu sistemde herkes birinin üzerine basarak var oluyor ama bizim üstüne basacak kimsemiz yok. Bizden aşağıda kimse yok!" "Hani siz kitabınızda soruyordunuz ya, "Bu ülkenin yoksullarından nasıl bir sol çıkar?" diye. Ben çok bilmem ama herhalde bu yoksulluktan, önce, kendine solcuyum diyenleri kesen bir sol çıkar. Çünkü bizimle yan yana durmadılar. Yoksulların yanında durmaya tenezzül etmediler." Bu, en pisinden bir kapitalizm hikâyesi. Gözlerden ırak tutuldukça daha da kokuşan bir çöp hikâyesi. Birkaç gün önce Ankara'da 25 yaşında Evliya Kahraman adlı bir üniversite öğrencisi-çöp toplayıcısı Numune Hastanesi yoğun bakıma yatırıldı. Kafa içi kanaması vardı. Çünkü, çöp toplayıcılarının iddiası na göre Çankaya Belediyesi çalışanları tarafından dövülmüştü. Bu yaşadıkları ilk kayıp değil. Son bir yıl içinde 5'i çocuk, 9 çöp toplayıcısı öldü. Samsun'da bir kişi iş makinesi altında kaldı. Kayseri'de beş çocuğa araba çarptı. 30 yaşındaki Necati Özdemir ise Sofulu çöplüğünde iş makinesi üzerine yürüyünce çöplerin arasında kayboldu. Cesedi 8 gün sonra bulunabildi. Ankara'da toplayıcı Eyüp Şahin, toplayıcı çocukları trafik kazasından korumak isterken araba çarpması sonucu öldü. Neden peki? Çöpten de pis sistem Çöp, karmaşık bir derya. Çok para var bu işte. Sahibi belli olmayan bu mal yakın zamanda belediyelerin ve sermayedarların ilgisini çekmeye başladı. Milyon dolarla anlatılan bir rant söz konusu. Belediyeler yabancı ortaklı Türk firmalarla anlaşıp geri dönüşüm sektörünü sadece büyük firmaların para kazanacağı bir alan haline getiriyorlar. Çöp toplayıcılarının anlattıklarına bakılırsa başta Ankara Belediyesi, yani Melih Gökçek olmak üzere çöpten geçinen toplayıcıları bu "rantın" dışında tutmaya çalışıyorlar. Dövülen çöp toplayıcısı gençlere bakılırsa bunun için de saldırgan yöntemler kullanıyorlar. Ankara Tabip Odası dışında kimse bu durumla yeterince ilgilenmiyor. Oysa firmalar var olan çöp toplayıcılarıyla kölelik anlaşmaları yapmaya çalışırken bu konuda konuşan bilinçli çöp toplayıcılarının arabalarına el konuluyor, depoları yıkılıyor. Enteresandır, depoları belediye tarafından yıkıldıktan bir saat sonra büyük firmadan biri gelip kendileri için çalışırlarsa "rahat" edeceklerini açıklıyor. Çöpün rantı Ali, naylonun, kâğıdın, petin kilo değerlerini söylüyor. Belediyelerin ve firmaların, her insan bir günde ancak 250 kilo çöp toplayabilecekken günlük 4 ton üzerinden anlaşma yapmaya çalıştığını, bu olmayınca düşük maaşla, sigortasız çalıştırılmak istendiklerini, sistemsiz, yasasız birtakım anlaşmaların söz konusu olduğunu anlatıyor. Çöpün adil bir biçimde yeniden düzenlemesini istiyorlar.Çöp'ten Adamlar ezildikçe eziliyor. Boşaltılan köylerden, mevsimlik işçi olarak Doğu'dan gelenler, Romanlar, Ankaralılar, yazın çalışan üniversite ve lise öğrencileri... 6000'in üzerinde insandan söz ediyorum. Üzerine basacak kimseleri olmayan, örgütlenen, politik insanlardan. Sol'u kendi yanlarında göremeyenlerden... ecetem@hotmail.com Çöpün politikası