Yazarlar Eko - aids

Eko - aids

10.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eko - aids

Eko - aids

       Küresel çöküşü, kapitalizmin sonu diye algılayanlar var. Asya krizini, bu ülkelere yüklenen değerin hayal kırıklığı şeklinde algılayanların sayısı hayli fazla. Dünya ekonomilerinin bağışıklık sistemli çökmüş, bir bakıma ekonomideki hastalıklar aids benzeri sonuçlar göstermeye başlamış.
       Rusya'nın çöküşü ile Asya krizini aynı kefeye koyma eğilimi de sanıyorum, teşhisteki kolaycılıktan kaynaklanıyor. "Gerçi Rusya için Komünizmden sonra Kapitalizmi de iflas ettirdi" diyenler var ama şaka bir yana, dünya ekonomilerini domino taşına dizen dinamikleri henüz net olarak bilmiyoruz.
       Küreselleşmenin doğal sonucu diyoruz. Asya kaplanları aslında kağıt kaplanmış diyoruz. Küresel krizi finans kapitalin şişen gücüne bağlıyoruz. Bilgi ekonomilerinin erken gelen iflası diyenlerimiz dahi var.
       Bugün bu sayfalarda, Standart&Poor's kredi kurumunun "bulaşıcı hastalığa yakalanacak 16 ülke" incelemesine yer verdik. S&P, Çin, Çek Cumhuriyeti, Hong Kong, Japonya, Malezya, Filipinler ve Slovak Cumhuriyeti'nde krizin açık işaretlerine dikkat çekiyor ve "mali sistem" itibarıyla, bu ülkelerin "küresel kriz sarmalına" gireceğini savunuyor.
       Burada bence önemli bir tesbit, "mali sistemin yapısı" faktörü... Bilgi teknolojilerinin çok yaygın olmadığı ve küresel finansın, güneşi izleyerek, ancak yöresinde etki yarattığı "dinamiz", çok gerilerde kaldı. Bugün küresel ekonominin üzerinde güneş batmıyor, elektronik fon transferi ve benzeri teknolojiler sebebiyle düm dünya, "tek borsa" haline geliyor.
       Mevcut yapıyı algılamayan veya bunun dinamiklerine adapte olamayan geleneksel ekonomi yönetimleri, olup bitenleri kontrol edecek durumda değil. Hem bir çaresizlik hem de bir donanımsızlık sözkonusu.
       Örneğin küresel finansın etkin "uluslarüstü kurumları" henüz ortada yok. Ülkelerin siyasi sınırları artık milli ekonomiyi kontrol edemiyor. Harvard'ın ekonomi profesörlerinden Dani Rodrik'in, Yeni Yüzyıl'dan Şebnem Şenyener'e söyledikleri ilginç; Küresel kapitalizmdeki çatlaklar artık çok daha belirgin olarak ortaya çıktı. Hatta küresel anlamda bir kapitalizm olup olmayacağı tartışmasını ortaya çıkardı."
       Rodrik'in görüşü, kapitalizmin küresel bir çerçevede işleyebilmesi için, "küresel bir federalizme" ihtiyaç olduğu şeklinde. İşleyen bir kapitalizm, hala "ulusal sınırlar içinde işleyen` yapıları kullanıyor. Buna mecburlar zira yeni yapılar ortada yok. Küresel bir hükümet ihtiyacının sinyalleri bunlar.
       Bu kriz dalgası 2 - 3 yıl sürdü diyelim ve yerini "bolluk bereket dolu" yıllara bıraktı. Ancak bir sonraki adımda yeni krizlerin olacağı konusunda hemen herkes fikir birliği içinde. Bilmediğimiz, bu krizleri kökünden kazıyacak, dünya ekonomilerinin bağışıklık sistemini yeniden kuracak yapıların neler olduğu.. Aids, bilmediğimiz bir hastalıktı, yeni tanıştık. Krize karşı en güçlü ülkeyi bile yatağa düşüren bu yeni oluşum, belki de ekonominin aidsi olarak algılamak mümkün. Belki saçmalıyorum ama, bilgi toplumunun hastalıklarının, sanayi çağındakilere benzemesi de gerekmiyor galiba.



Yazara E-Posta: seref.oguz@milliyet.com.tr