Erdal İzgi

Erdal İzgi

erdalizgi@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Askerliğin bedellisi varsa...
Diplomanın da bedellisi olur.
Basarsın parayı, alırsın diplomayı.
Üstelik isminin başına...
“Dr.” yazdırır, “Tasdikli hocayım” havasını atarsın.
* * *
Altyapısı yetersiz, öğretim kadroları kifayetsiz olsa daÖ
“Vahşi rekabete” giren üniversiteler, her gün arayış içinde.
Hem öğrenci gelsin, hem ismi duyulsun...
En önemlisi kasası dolsun.
Masraflar çıksın.
* * *
Devlet Üniversitelerini atalet, rehavet iyice basmış.
“Al maaşı, salla başı” zihniyetiyle derin uykuda.
Ne idealist rektörler kaldı.
Ne memleket meselesine bildiri yayınlayan senatolar.
Rektör seçimlerinin bile tadı kaçtı.
* * *
Özel ve vakıf üniversiteleri kıpır kıpır.
Uyanık olanlar işi patlatıyor, parsayı topluyor.
Mesela; Gaziantep Gazikent Üniversitesi.
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile protokol imzaladı.
Öğretmenlere, lisansüstü eğitim programı verecek.
Yüksek lisans diploması sunacak.
“İstanbul nere, Gaziantep nire” demeyin.
İşi bileceksiniz.
İstanbul Milli Eğitim çalışanları ve öğretmenlere 1000 kişilik kontenjan tanındı.
Lisansüstü sınavlarına daha önce en fazla 10-15 talep kabul edilirdi, şimdi sınır kalmadı.
Üstelik ALES denilen “Akademik Lisansüstü Eğitim Sınav” sonucu da aranmayacak.
Başvuranlar “özel öğrenci” sayılacak.
Tez yazmaları da gerekmeyecek.
* * *
Faturası 3 bin TL.
Kredi kartı geçerli.
Zorlanacak için 12 taksit kolaylığı var.
Gaziantep’e gitmeye de gerek yok.
Yüksek lisans sevdalı İstanbullu öğretmen, şehrinde eğitimini görecek.
“Dr. Öğretmen“ olacak.
* * *
Gazikent Üniversitesi bir vakıf kuruluşu.
Sloganı, “Eğitim, gönül işidir”
Amacı; “Rekabetin hâkim olduğu küresel dünyada, ülkenin ihtiyaç duyduğu insan sermayesinin yetişmesine yardımcı olmak.”
Olay budur.
Niçin herkes yüksek lisanslı olmasın!
* * *
Bir-iki yıla kalmaz, yüz binlerce öğrencinin üniversiteye girme, yerleştirme çilesi kalkarsa sürpriz olmaz.
Sınavlar giderse, yığılma biter.
Neymiş?
“Rekabetin hâkim olduğu küresel dünyada, insan sermayesinin yetişmesi...”
Felsefe buysa, formül bellidir.
Satarsın malı mülkü, kafan almasa da atarsın üniversiteye kapağı.
Basarsın parayı, alırsın diplomayı.
Ödersin binlikleri, kaparsın doktorayı.
* * *
Beceremeyenler selama durur:
“Hürmetler Hocam!”