Erteleme maçının, Galatasaray adına renkli ve coşkulu oynandığını söyleyebilmek öylesine zor ki... Galatasaray, her maçta yeni adamları gol bulmakla görevlendirdikçe, o bölgede sürekli dikiş tutturacak adamlar yaratmak, doğal olarak çok zorlaşıyor.
Ümit Karan gole çok yaklaştı oyunda zaman zaman... Yani Ümit’te ısrar etmek ve onu her maç oynatmak işin doğrusu. Ama onun yanında, Arif’in de ikinci golcü olarak devamlı forma giymesi de, galiba bir başka doğru olacak Fatih Terim adına... Öyle ya, Lukunku’dan ümitler kesilince, artık uçtaki ikiliyi takıma monte etme zamanı geldi de geçiyor bile... Volkan ve Cihan, orta alanda her hafta Sarı - Kırmızılı formaya daha ısınmış bir grafik çizmekteler... Ergün Penbe de, Galatasaray adına kötü giden oyuna rağmen, sahadaki her zamanki temposuyla boğuşan adamdı Cim - Bom’da... Sol kanattan sayısız top kesti, rakip ceza sahası içine... Ancak karamboller arasından kalkıp, kafayı yapıştıracak "uzun adam" yokluğu öylesine sırıtıyor ki, Galatasaray hücumlarında, yan toplara defanstan kopup gelen Xavier’in sokulmasına rağmen... Revivo, Cim - Bom’da "misafir sanatçı" rollerinde oynuyor sanki. Fatih hocanın hepimizin iyi bildiği ve takdir ettiği hırslarından henüz hiç nasibini almamış sanki hazret... Deparlarına, top alıp - verme gayretlerine bakıyorum da, Sarı - Kırmızılı ekibin içinde en yavaş ve en soluk isimdi Revivo, İstanbulspor maçından sonra dün akşam da... Yalnız "ölü toplara vuruş" için Sarı - Kırmızılı formaya alındığını sanıyorsa Revivo, korkarım bu kafayla kısa zamanda Terim’in hışmına toslayabilir.
Denizli, eski korkulu oyun şablonuna yakın futbol sıcaklığı sergiliyordu... UEFA’dan elenmeleri sonrası, küçük bir depresyon geçiren Denizli, dün akşamki futboluyla ligde yine "ağırlık takım" olduğunu açıkca ortaya koydu.
Ersen Martin aslanlar gibi vuruşuyordu, başta Bülent olmak üzere, Xavier ve değişik isimlerle kapanan Galatasaray savunmasıyla... Attığı goldeki klas vuruşu, Mondragon’un arkasına bıraktığı gol topu, sanırım bu sezonun en unutulmaz hareketlerinden biri olarak hatırlanacak... Servet sarılı kafası ile Cim - Bom’un önündeki en hareketli maniydi... Mustafa Özkan da çok özellikli futbolcu. Top kullanışı, orta sahadaki pres hareketlerinde gösterdiği korkusuzluk, kazanılan puanlarda büyük pay sahibi yapıyordu Mustafa’yı...
Özetlersek; son haftaların kopuk kopuk oynayan Galatasaray’ı, çok akıllı top çeviren Denizli önünde mağlup oluyor ve şampiyonluk yarışında yara alıyordu...