Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Rahmetli Hüsnü Çil kardeşle 1982 Fransa yarışmalarında Marsilya'da tanışmıştık... O bir Candan Tarhan aşığıydı, rahmetli Candan da tam bir Hüsnü Çil tutkunu... Açık yürekli, babacan ve dobra dobra konuşmalarıyla daha ilk gün beni de etki alanlarına almışlar, birlikte on yıllar süren bu "doyumsuz dostluk" senelerini paylaşmıştık pek çok mutlu anılarımızla...
Hüsnü'nün "her derde deva" kişiliği yanında, kimseye taviz vermeden disiplinle yürüttüğü "Fenerbahçe sevdası" birçok Genel Kurul üyesine örnek olmalıdır bizce... Ayrıca "Fenerbahçe nasıl kurtulur?" suallerinin havada uçuştuğu şu günlerde Çil'in bilgece önerileri daima gerçekçiliğini koruyacaktır bizler için... Ölümüne gelince biz yaştakiler çok da üzülmeyelim hani... "5 yıl önce, 10 yıl sonra" ne farkeder ki... Sonunda hepimizin kaderi değil mi onu uğurladığımız sonsuz dünyaya yolculuk...
* * *
Şampiyonluk yarışına bir göz gezdirirsek, bu sezonun en hareketli haftalarını yaşıyor ve yaşamaya da devam edeceğiz önümüzdeki kritik günlerde de...
Yalnız benim dikkati çeken husus, oynanan maçın her türlü "oyun karesi" hafta içi didik didik edilerek işlenilir spor sayfalarında... Tabii her yazar dostumuzun görüşleri kendine göre değişiyor. Kulüp yöneticilerinin hafta içi demeçleriyse buram buram kendi kulübünün siyaseti avantajına göre çıkıyor ağızlardan... Bu da doğal. Ancak her iki kesimin içinde "kaş yapayım derken, göz çıkaranlar" öylesine yanlışları peşpeşe sıralıyorlar ki, şaşırmamak, üzülmemek içten değil. İşte herkeslerin "işin çivisi çıktı" görüşleri de yukarıdaki "demeç ve yazı kaosundan" kaynaklanıyor.
Yok Ümit Karan niçin santraya kadar geldikten sonra "Golü elle attım" demiş de, hareketinden hemen sonrası koşup, hakeme gerçeği söylememiş!
Sadece bu konuyu "geyik muhabbeti" haline getirmek sunulan programı nasıl da "çekilmez" hale getiriyor. Yahu futbolda zaman zaman yaptığınız hareketle düşünce anlarınız eş zamanda hareket eder. Bazen de bir başka pozisyon doğrusu yahut yanlışını maçtan birkaç gün sonra yakalar, sevinir ve hayıflanırsınız. Futbolcudan kargaşa dolu pozisyonlar içinde anında yorum beklemek, ancak bu "futbolu çok seyretmiş, ancak hiç denememiş" durumundaki "geveze kalemler" veya "yorumcular"dan hayretle okuyabilir ve de duyabilirsiniz...
* * *
Şenol Güneş kardeşimiz bir şeylerden pek rahatsız değilse eğer niçin fırsat buldukça TFF Kurulu'na gönderme demeçler verip durur anlayamıyoruz... Aynı şekilde hazırlık maçları da olsa Başkan'ın kalkıp oturup, "Hocamızla bir sorunumuz yok. Kendisiyle 2004'e kadar mukavelemiz var" diyen beyanatlarına da bir anlam veremiyoruz. Ancak iki taraf da şunu iyi bilmeli ki, Çekler önünde oynanan ve Türkiye'ye hiç benzemeyen "berbat oyun" ve "farklı yenilgi" milli formanın geleceği adına çok düşündürücüdür...
Ne yani... İngiltere'den sonraki 90 dakikanın sonunda da tanınmayacak kadar kendi kimliğinden uzaklaşmış bir milli takım varlığında bazı işlerin hiç de iyi gitmediği açıkca ortada değil mi? Parçalanmış karşılıklı itimatsızlık duygularıyla bu milli takımın teknik işleri katiyen yanyana yürüyemez bilesiniz.. Hem "neyi, kimden ve niçin saklıyorsunuz ki?" Bizleri "Hüzünlü günler"e boğmak için mi?



SPOR


GÜNEŞ TUTULMASI!
At yarışları
Avrupa Ligleri
KARTAL EL UZATTI: 87-89
2. LİG puan durumu
Sacramento vizeyi aldı
Erkekler yarı finalde
İlhan depremi
CAPELLO ZOR
Ahmet Hassan'dan imza
AYBABA MÜJDESİ
Minderde güldük
Yaklaşmayın yanına!
GENÇLER SARSILDI!
Yine tam isabet
Erbulak'ı andık
Haber turu...
Biraz fut, biraz bol, biraz da basketbol
Hüzünlü günler