Dünya’da futbol dolara dayalı büyük cirolarla ve de olağanüstü bir seyirci kitlesiyle sarmaş dolaş olmanın dayanılmaz sarhoşluğu içinde yaşıyor. FIFA, UEFA bu gelişmelerden çok mutlu... Kasalarına akan paraların ve de Dünya devlet başkanlarına yakın itibarla yaşamanın amansız keyfini çıkarmakta haksız da değiller. İletişim dünyasının dev adımlarla gelişmesi, FIFA Başkanı İsviçreli Sepp Blatter, UEFA Başkanı İsveçli Johansson ile birçok yardımcı ekiplerini de birer dünya patronu haline getirdi. Bütün bunları biz de zevk ve sevgiyle takip edip, takdir ediyoruz. Ancak futbolun son Dünya Kupası’ndaki ortaya koyduğu temaşa faslına gelirsek, gerek Uzakdoğu’daki dolu tribünlerin, gerekse Dünya TV’lerinin başından ayrılmayan milyarlarca insanın, hem oynanan oyunların kalitesizliğinden, hem de yıldız futbolcuların hiç olmadığı kupkuru takımların seyir zorunluluğundan sükutu hayale kapıldıklarını görüyoruz... Bu konuda hem Dünya basını büyük şikayetler içinde, hem de bizim Avrupa’daki futbolu çok iyi bilen özel dostlarımız.
Dünya Şampiyonu Brezilya’ya bakınız... Türkiye ile oynadıkları iki maç onların en korktukları oyunlar olmuş. Ronaldo’nun sadece iyi gol kokusu alan özelliklerinden başkaca dillere destan olarak kalacak bir özel maharetleri kaldı mı ki sizlerin de akıllarınızda ? Ayrıca attığı gollerde Ronaldo özelliklerinden çok rakip defansların yaptığı akıl almaz hatalar hiç gitmiyor gözlerimin hafıza perdelerinden... Brezilya ile final oynamış Almanya’nın futbol çaplarını ve de kadro kurumuşluğunu getiriniz aklınıza... Kaleci Kahn, santrfor Klose ile orta alandaki Ballack’tan başka bir kalite isim hatırlayabiliyor musunuz Allah aşkına... Klose de, ne Gerd Müller’le, Klinsmann’la, ne de Rummenigge ile mukayese edilir, ne de Hans Müller’le... Ballack’a karşıt 6 - 7 Almanya orta alan fenomenini bir bir saymaya hiç gerek yok. Brezilya’ya karşı tek 26 - 27 yaşlarındaki formda bir Mattheaus oynasaydı eğer, zor çıkardı bu Brezilya Dünya Şampiyonu olarak bu yılki finalden.
* * *
Burada çağın getirdiği zorunlu gerçeklere saygı duyuyoruz... Ancak futbol bir şov oyunuysa eğer, bu tarafıyla bakıldığı zaman işin geri sayıma başladığını üzüntüyle görürüz. Yukarıdaki yönetici patronlar ne yaparlar ? Yani Dünya ülkelerini yıldız futbolcu yetiştirme yollarına nasıl kanalize ederler ? Yoksa acil tedbir olarak 18 çizgilerini yan kulvar çizgilerine kadar uzatıp, 18’in içini genişletir ve "ofsayt dışı bölge" olarak ilan edip, sahanın ortasında futbol oynamak yerine zaman zaman "tekme - tokat" birbirine giren kalabalığı yanlara zorunlu olarak dağıtıp, pas, teknik ve zeka zenginliğinin yollarını mı açarlar bilemem... Ama futbolun seyircisi ve ekonomisi artıkça teknik kalitelerinde düşüş yaşandığı açıkça ortadadır. Ve kısa zamanda da yenilikler yapılması KAÇINILMAZDIR.