Adanaspor - Fenerbahçe maçında Tomas'ın oyundan alınması, bu oyuncunun formasını çıkarıp, Daum'un önüne fırlatarak karara tavır koyması amma da büyütüldü bu haftaki medya haberlerinde...
Halbuki biz bu olayın ne kadar daha önemli olanlarını seyrettik mazide kalmış zamanlarda... Hiç unutmam; Baba Gündüz Kılıç'ın Galatasaray'daki en görkemli teknik adam devirleriydi... Suat Mamat, Coşkun Özarı, Turgay Şeren, Kadri Aytaç, Metin Oktay gibi bütün büyük ustaların, futbolumuza en unutulmaz, en lezzetli gösterileri sunduğu yıllardı o zamanlar... Sezonun son maçlarında takımda her zaman orta alandan öne doğru oynayan ve Cim - Bom'un bütün hücum gücünü organize eden Suat Mamat ustanın, son Fenerbahçe derbisi öncesi "maçı hafiften alacağı" gibi bir şaibe havası" yaratılmıştı basınımızda... Dedikodular günlerce devam etmiş, ancak büyük maçın saatleri de gelip çatmıştı o tarihi 90 dakikanın başlama noktasına...
Rahmetli Gündüz Hoca, Suat'ı her zaman oynadığı yerden çekmiş, onu ön libero gibi daha riskli bir yerde oynatmıştı o gün... Tabii başta Suat Mamat olmak üzere, Cim - Bom müthiş tempolu bir oyundan sonra sahadan galip çıkarak, şampiyonluğunu ilan etmişti... Ama o ne, Suat Mamat günlerce devam eden stresten sonra, o hırsla üstündeki Galatasaray formasını çıkarmış ve bizim hemen önümüzdeki teknik kulübeye koşarak ve söylenerek elindeki formayı Gündüz Kılıç'ın kafasına fırlatıvermişti... Kulübede tıs yoktu, tabii tribünlerde de... Ama büyük psikolog Baba Gündüz, Suat'la hemen soyunma odasında sarmaş dolaş olmuş ve o elektrikli an büyük zaferin havasıyla da bir anda dağılıvermişti...
* * *
Sene bilmem kaç... Barnebeu'da Almanya - İtalya, Dünya Kupası finali oynuyorlar... Maç gidip geliyor, ancak Rossi'nin en fiyakalı yılları yaşandığından İtalyan ataklarında daha kulak yırtıcı uğultular geliyordu tribünlerden... İşte yine öyle komple ve çabuk çıkışlarından birinde Rossi şöhretini konuşturuyor ve tüm İtalya'nın beklediği sayıyı bırakıyordu Almanya ağlarına... Devre bitiyor ve ikinci 45'e Almanya santrfor olarak Hrubesch ile çıkıyordu Barnebeu çimenlerine... Sanıyorum, Hrubesch'in golüyle beraberlik geliyor, ancak ayaklanmış on biriyle İtalya tekrar golü bularak Dünya Kupası'na kavuşuyordu İspanya'da... Oyunun son anlarının yaşandığı sırada Stielike üstündeki formayı hırsla eline alıp, yine teknik kulübeye koşarak, ünlü Derwall'in suratına yapıştırıyor, arkasından da hırsını alamadığı için usta Alman'ın yüzüne delirmiş bir havada dakikalarca tükürerek küfretmeye devam ediyordu...
Üçüncü anı da, Paris Arcdes Princes Stadı ve sene 1984. Fransa - Almanya Avrupa Şampiyonası'nda karşılaşıyor ve Fransa, Gresse, Tigana ve özellikle de Platini gibi büyük bir üstadla sanki bir "futbol resitali" veriyordu Dünya'ya... Fransa, yukarıdaki üçlünün olağanüstü teknik kapasiteleri sayesinde Almanya'ya 2-1'lik bir üstünlük sağlıyor ve stat Fransa milli marşıyla devam eden son dakikalarını yaşıyordu büyük bir sevinçle kendi evinde... İşte o anlarda Rummenigge, sonuçtan umudunu kestiği için oyundan tek başına çıkıyor, saha çizgisini izleyerek ve önüne bakarak kulübesine doğru üzgün bir şekilde yürüyürdu... İşte o an yine Jupp Derwall fırlıyor ve morali sıfır olan oyuncusunu teskin etmek için hızla ona doğru yürüyordu... Rummenigge'nin, Derwall'in beline dolanan ellerini hırsla nasıl söküp, ittiğini anlatamam sizlere... Ne oldu, sadece kazanan kazandı, kaybeden de kaybetti...
Özetle futbol bir istek oyunu, bir kazanma hırsı yarışmasıdır beyler... Oturduğunuz yerlerden ahkam keserek, yarışmanın içinde ve dışında teknik kulübede bin türlü mesele ile uğraşanları, yarışanlar ile yarıştıranları haksızca eleştirmeyiniz lütfen... Ve de öküz altında buzağı aramayınız... Yoksa hırslar biterse, futbolda hız vitesleri de aşağı düşer, oyunun kalitesi de.
SPOR
'Hagi üzülecek ama'
At yarışları
Avrupa Ligleri
Fener'in gurur tablosu
İkinci Lig Puan Durumu
Lakers durmuyor
İlk derbi Aslan'ın: 3-0
'Suçlu aranacaksa, o benim'
Daum nokta koydu
Bratu'dan suçlama
Neden olmasın ki
Bahreyn'e kuşatma!
Gönlünde yerli var
Haber turu...
Futbol basit bir oyun değildir
Maziye bir bakıver
Size inanıyoruz