Uzakdoğu dönüşü üç beş arkadaşla bir sahil şeridinde uzanıp, Ege’nin masmavi sularına dalıp çıkmak, Dünya Kupası maçlarında nasıl yorulduğunuzu pek güzel hatırlatıyor insana...
Gazeteleri alıp, gündeme bakıyorsunuz, "Bu hafta ne yazalım" diye... Ama Ankara’daki toz duman olmuş politika kargaşası dışında dişe dokunur ciddi bir konu bulmak sanki imkansız bu sıcak yaz günlerinde... Ancak Milli Takım’ın Dünya üçüncülüğü sonrası çıkan "Üstün Hizmet Madalyası" tartışmaları gerçekten irdelenmeye değer... Öyle ya, yarışmacı futbolcuların ve teknik kulübe patronunun dışındaki profesyonel ve amatör görev yapanlara yönetmelik gereği böyle bir madalya vermek bakanlık açısından olanaksız... Ancak tamamen fahri görevlerle çalışan TFF Başkanı ve ekip arkadaşlarının Uzakdoğu’daki heyecan kasırgası içinde yaşayıp, çok önemli görevler yaptıkları da hiç tartışılamaz... Öyleyse TFF Başkanı Sayın Haluk Ulusoy’a, bütün fahri görev yapan üyeler adına da olsa, çok özel dizaynda yapılmış bir kupa verilebilir... Çünkü bütün kurulu ele alırsanız, o zaman doktorundan, masöründen, malzemeci İbrahim’e kadar herkese madalya dağıtmak gerekir; işte bu da olmaz ve olamaz... Ayrıca böyle bir durum geleceğe de emsal olacağı için ileride Spor Bakanlığı adına işin içinden çıkmak adeta imkansızlaşır...
Yine konuya bir başka gözle bakarsak, yani Dünya markası piyanistimiz FAZIL SAY’ımız veya Milli Takım için kişisel programlarını alt üst edip, takımın peşine takılan ve de enfes sesi ve melodileriyle Ay - Yıldızlı ekibimizin zaferlerini Türk insanına adeta erkenden müjdeleyen TARKAN’ımız ne olacak ?.. Yani onların da böyle bir madalyaya hakları yok mu ?.. Sayın Bakanımız Fikret Ünlü’ye gelince, o da her maçta dokuz doğuruyordu adeta sahada yarışanlarla birlikte tribünlerde... Ayrıca özerk - mözerk, Futbol Federasyonu Başkanlığı da onun denetimine tabii olduğuna göre, aslında Yüksek Hizmet Madalyalarının en önde geleni sporculardan sonra ona layık.
Can Çobanoğlu’nun bu konuda sessiz kalacağını düşünüyorum. Çünkü o zaten bütün olumlu oyunların "sessiz kahramanı" olarak büyüdü Dünya Kupası’nda... Yani ölçüye hassas kalıp, Şenol Güneş ve UEFA’ya bildirilen oyuncu kadrosu dışında, sadece herkesi temsilen sayın Ulusoy’a görkemli bir kupa verilebilir ve de bu konu böylece tatlıya bağlanabilir.