Ligin bu hafta perdelerini açması, Türkiye’de insanların yeniden yüzlerinin gülmesi anlamına da gelecek demektir.
Öyle ya, vatandaş işsiz, parasız ve de doğal olarak da moralsiz... Maça gidemese de, TV’den seyreder sonuçta haftanın kritik oyunlarını... Hafta boyunca devam edecek geçmiş ve gelecek yedi günün futbol dedikoduları ve yorumları da canı sıkkın insanlarımız için bulunmaz bir moral tedavisi... Yalnız vatandaşın maça gidebilecek ekonomiye sahip olanlarına getirilen derbi deplasmanlarında kendi takımını seyretme yasağı bize göre çağdışı ve insan haklarına son derece saygısızlıktır... Ne yani, üç - beş terbiyesiz insan küfür ediyor diye binlerce masum ve renklerine aşık futbol sevdalısına ceza vermek yeni çağın saydamlığına yakışıyor mu ?.. Böyle bir karar olmaz ve de uygulanamaz zaten... Ne olacak, büyük kulüpler birbirine bilet vermese de, deplasman takımının taraftarı Şükrü Saracoğlu, Ali Sami Yen, İnönü statlarının gişelerine gidecek ve biletini alıp, takımını seyredecek... Buna kim, hangi aklı uzunlar mani olabilir ki?.. Haa ne olacak ! İçeride toplu bir şekilde oturma şansını yitiren taraftar grupları, ayrı ayrı yerlere düşecekler. Büyük ihtimalle de kendi takımı gol attığı zaman hepsi ayağa fırlayacaklardır tabii... Sonrası facialar yaratabilir işte... Golü yiyen takımın kalabalığı, küçük gruba saldırabilirler... Ve stadlarda kan gövdeyi götürebilir bu durumda...
Bunu hiç düşünmedi mi acaba bizim anlı şanlı (!) kulüplerimizin lacivert elbiseli ve de çok önemli (!) yöneticileri... Ayrıca MHK’nin bu yıl aldığı ikinci anons sonrası saha kapatma kararına da çanak tutmak değil midir her derbide çıkması kaçınılmaz olan kavgalar ve küfürler senfonisinin (!) önlenemezliği... Bu ülkenin valilerine, emniyet güçlerine de itimatsızlık demek değil midir böyle bir kararı almak... Burada doğru olan bu küfür işinin ele başı olanlarını tespit etmek, tıpkı İngiltere’de olduğu gibi holigan listeleri tutarak, böyle tiplerin maçlara girişini önlemektir... Deplasman otobüslerinde çıkan döner ve kasap bıçaklı aletlerle maça gidenlerin hem o müsabakayı seyretmesi önlenmeli, hem de otobüste bulunan kılıksız kıyafetsiz tiplerin kimlikleri hemen holiganlar listesine işlenmelidir.
Ayrıca amigo besleyerek, kişisel itibar sağlamaya çalışan yönetici tipler de bu alışkanlıklarını bırakıp, yaptıkları işin aslında kendi kulübüne zarar olarak geri döndüğünü görebilmelidirler... Yoksa böyle "bilet vermeyelim - maça gitmeyelim" anlayışı bu küfür ve kavga işini daha da VAHİM hale getirmekten başka bir işe yaramaz.