Son haftaların üstün moralli Galatasaray’ı oturmaya başlamış yeni düzeni ve bilinen taraftar ambiansı ile Ali Sami Yen’den, Güngören’e taşınmıştı sanki...
Cim - Bom, Mustafa Çulcu’nun düdüğüyle yine bilinen savunma ağını ceza sahası ve kendi oyun alanına yayıyor, "ayağa top" titizliğini koruyarak İstanbul’un oyun planlarını bozmaya çalışıyordu.
Gerçi Sarı - Siyahlılar, daha çok defans ve orta saha gücüyle Galatasaray’ı önlemeye çalışıyor ve kontrataklarla da sayı bulma şansını yaratmaya çalışıyorlardı. İlk yarıda Revivo, rakip savunmanın içinde kayboluyor, yakaladığı topları düzeltip, sert şutlar atmak meziyetlerine sahipken, niçin küçük yan paslarla oyundaki gol şanslarını hiç denemiyordu bunu anlamakta zorlandık gerçekten... Böylesine güneşli ve mükemmel bir futbol havasında rakip savunmayı delik - deşik vuruşla ve ataklarla hırpalaması gereken Revivo’nun tesirsiz oyunu şöhretine hiç yakışmıyordu doğrusu... Ayrıca Lukunku’nun topla buluştuğu anlardaki garip top bilmezliği, bu adama santrfor olarak belbağlamışlarda "sükut - u hayal" e dönüşüyor korkarım... Cim - Bom’da Cihan, Volkan, Ümit Davala, hele hele Ergün gibi bir futbol ustasının rakip defansa gol pasları üretme cılızlığı ayrı bir ilk yarı eksikliğiydi...
* * *
Fatih Terim, ikinci yarıda Revivo ve Ümit Davala gibi "ilk yarı verimsizlerini" Batista ve Pinto ile değiştirerek sanki düşüncelerimizi doğrularcasına sahaya çıkıyordu... Yeni düzenleme ikinci 45’in hemen ilk dakikasında etkisini gösteriyor ve Cim - Bom hasretle aradığı sayıya grup halinde çıktığı hücumda, ofsayt kokuları arasında Ümit Karan’la kavuşuyordu.
Golün sonrası oyunu kaderine bırakması gereken Sarı - Siyahlılar, tam tersine "kaybedecek neyimiz var?" mantığına sığınıyor ve "başa baş, dişe diş" bir futbol yarışması doğruyordu böylece dünkü zevkli lig yarışmasında...
İstanbulspor başta Saidoo ve Musa olmak üzere oyuna bütün hatlarıyla asılıyor ve açık bir oyun tarzı doğunca da hem tribünler şenleniyor hem de hakettikleri beraberlik sayısını Saidou ile yakalıyorlardı. Ama kazanmayı, üç puanı kapmayı aklına takmış bir Galatasaray ile ne kadar uğraşabilirdi ki, dar bütçeli ve dar kadrolu İstanbulspor... Beraberlik sonrası bütün oyun güçlerini gol adına karşı cepheye süren Cim - Bom, Cihan’ın kafa dokunuşuyla ikinci sayıyı yapıyor ve Galatasaray zirve yarışında önemli bir deplasman maniasını daha zor da olsa aşıyordu.