Türkiye’nin ve İzmir’in en eski kurumlarından, cumhuriyetin kuruluşundan 32 yıl önce kapılarını açan İzmir Ticaret Borsası’na 120 yıl kutlamasını yakıştıramadım.
Özel sohbetlerde Borsa’nın geçmişini az çok bilen birçok kişinin de benim gibi düşündüğünü gördüm. Böyle kurumların mevcut yöneticileri, tarihleriyle övünürlerken, geçmişe bir tuğla koymuş insanları unutamazlar veya yok sayamazlar. Şayet simgeleşmiş insanlar bir kenara atılırlarsa, bunun adı vefasızlık ve saygısızlık olur.
120 yıl balosunun ertesi günü gazetelerde çıkan kutlama resimlerine şöyle bir baktım. Fotoğraflarda bir eksik, bir yanlış vardı. Yanılıyor olabilirim diye düşündüm, çünkü gecede yoktum. Baloya katılan ve Borsa’nın geçmişini çok iyi bilen bir dostumu aradım.
“İnşallah yanılıyorumdur” diyerek gazetelerde göremediğim ama “bugün Borsa’yı yönetenler böyle bir hata yapamazlar” diyerek dostuma, içimi sızlatan eksikliği sordum.
Fotoğraflarda 120 yıl pastası ortada, etrafında Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı, Borsa Yönetim Kurulu Başkanı, Meclis Başkanı ve birkaç Yönetim Kurulu Üyesi.
Gözlerim ister istemez pastanın etrafında Borsa ile isimleri özdeşleşmiş kişileri aradı. Hiç biri fotoğraflarda yoktu. Dostuma gecede, Borsa’ya yıllarını vermiş isimlerin olup olmadığını sordum. Aldığım cevap beni hem çok üzdü hem de düşündürdü. İzmir birçok değerini yitirirken, geçmişe saygı, sevgi ve hoşgörüsü de yok mu oluyor diye düşündüm?
Salonda, Hasan Özmen, Tuğrul Yemişçi, Engin Baraz, Aydın Kesen, Ayhan Baran, Mehmetçik Paykoç, Hayri Özmeriç gibi sembol isimler yoklardı.
Bugün İzmir’in gurur kaynağı olan mevcut başkanın her platformda öğündüğü, yönettiği VOB’un temelini atan Hasan Özmen, kanunun çıkması için gecesini gündüzüne katan Tuğrul Yemişçi, salonda yer alıp o pastanın etrafında gururla poz vermeliydi.
Özmeriç, Paykoç iki cümleyle de olsa mutluluklarını gençlerle paylaşmalıydı. İsimlerini saydığım veya halen hayatta olan duayen borsacılar 120. yılı kutlamayı en çok hak edenlerdi.
Şimdi kimse sakın “biz bu isimleri davet ettik gelmediler” gibi basmakalıp bir mazeretin arkasına sığınmasın. Mutlaka davet etmişsinizdir ondan eminim, ama bu isimler salonda neden yoktu bunu hiç düşündünüz mü?
Sosyete balosu gibi kutladığınız gece, size bu nimetleri sağlayana büyükleriniz olmadan içinize sindi mi? Özellikle sorum bugün o çatı altında rahatça ve gururla görev yapan gençlere. Unutmayın ki sizde bir gün o şaşalı koltuklarınızı devredeceksiniz. Yarın, geçmişte yaptığınız vefasızlığı size de yaparlarsa sakın üzülmeyin.
Türkçe’de sizin için bir söz var “Ne ekersen onu biçersin” siz vefasızlık ve vurdumduymazlık ektiniz temenni etmem ama ileride, sevgisizliği ve saygısızlığı biçeceksiniz.
Son bir notla 120. yıl defterini kapatacağım. Fakat kalplerini kırdığınız büyüklerinize kendinizi nasıl af ettireceksiniz onu bilemiyorum.
Gecede bir takım ödüller verilmiş. 120. yılın en komik ödülü ise Borsa’ya ait arsayı satarak (Bana göre o arsa Borsa’nın geleceği ve altından kıymetliydi) Borsa’yı borçtan kurtaran Yönetim Kurulu Başkanı’na kendi yönetiminin plaket vermesiydi.
Başkan o borcu şahsi hesabından kapatsaydı, değil plaket, heykelinin dikilmesi lazımdı. Ama el kesesinden yemek ne zamandır ödüllendiriliyor merak ettim?
Vali Kıraç Nemrut Limanı’na el koydu
Bir süre önce “Nemrut Limanı ilgi bekliyor” diye yazmıştım. Türkiye’nin geleceği olan liman bölgesinin en büyük sıkıntısı yollarıydı. Hafta içinde İzmir Valisi Cahit Kıraç ve Karayolları Bölge Müdürü Erol Altun, Aliağa’da İzmir Demir Çelik Sanayi Yönetim Kurul Başkanı Halil Şahin ve Yönetim Kurul Üyesi Ahmet Baştuğ ile bir araya geldi. Aliağa Kaymakamı İbrahim Keklik’in de hazır bulunduğu toplantıdan sonra “civar yollarının biran önce ele alınması gerektiğini” söyleyen Kıraç çalışmaların hemen başlaması için Altun ve Keklik’e gerekli talimatları verdi.
Kıraç, sanayicilere bölgeye en kısa süre içinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte geleceğinin sözünü de vererek, sorunun çözüleceğini söyledi.
Konuyu gündeme taşıyan kişi olarak ben de, Valimize soruna gösterdiği ilgi için teşekkür ediyorum.