Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CASİNO, halk deyimiyle kumarhane konusuna girip girmemeyi çok düşündüm.
Yaklaşık 13 yıl önce ; kollu canavar olarak adlandırılan makineler ve canlı oyunlar Türkiye’de yasaklanmıştı. Bana göre de iyi olmuştu. Neredeyse her köşe başına açılan casino’lar ocakları söndürüyordu.
Maaşını, haftalığını alanlar akşam soluğu buralarda alıp üç beş saat sonra solukları kesilmiş bir şekilde evlerine dönüyorlardı.
Kollu canavarların sebep olduğu aile dramları , her gün gazetelere manşet oluyordu. İş çığırından çıkmıştı ve tüm Türkiye’nin ortak sesi bu yuva yıkan, insanları intihara sürükleyen kumarhanelerin kapatılması yönündeydi. Sonunda da kapatıldı .
Fakat bugüne bakıyorum ve geçenlerde şahit olduğum bir olay; beni “Türkiye’de casinolar yeniden açılmalı” noktasına getiriyor.
Bugün kimse inkar edemez ki; büyük şehirlerde başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere onlarca kaçak kumarhane bu yaşama meraklı insanlara hizmet vermektedir. Kaçak kumar oynatan bu yerler polis tarafından sık sık basılsa da , cezası çok hafif olduğu için hem oynatanlar, hem de oynayanlar açısından caydırıcı olmamaktadır.
Beni bu noktaya getiren bir başka olay ise şu oldu: Geçenler de Marsilya’ya gidiyordum, İstanbul’dan Nice uçağına bindiğim zaman şaşırdım. Uçağın neredeyse yarısı, yani en az 18 sıra “business class” olarak ayrılmıştı. Bunca yıldır seyahat ederim; bu kadar çok business yolcuyu bir arada görmemiştim. Yolculuk sırasında öğrendim ki; İstanbullu birçok kumar meraklısı Monte Carlo’ya kumar oynamaya gidiyorlarmış. Oyunda alt limit en az 10 bin Euro’dan başlıyormuş. Kıbrıs’a ve yakın komşularımız Bulgaristan’a, Yunanistan’a kumar için gidenleri saymıyorum.
Ekonomistlere göre Türkiye’nin kumar ekonomisinden kaybı yılda 6-7 milyar dolarları buluyor. Bu paranın neredeyse tamamına yakını; yer altı örgütlerinin eline geçiyor. Tüm yapılanlar yasal olmadığı için devlet bu cirodan 5 kuruş bile kazanamıyor
Bir önceki hatalardan ders alarak; her köşe başına değil ama Türkiye’nin an az 3 bölgesine casino açma iznini vermek yerinde olacaktır. Turizmde geri kalmış bölgeler bu konuda tercih edilirse o yörelere bir hareketlilik gelir ve ekonomileri de canlanır.
Ama en önemlisi uygulamada sıkı denetimlerin getirilmesi ve kaş yapalım derken göz çıkartılmaması.

Günay’la kahvaltı
GEÇEN hafta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın İzmir’de seçim çalışmalarını çok sert bir ortama taşıdığını yazmıştım. Yazı çıkar çıkmaz Günay telefonla beni aradığı gibi hafta içinde de İZSİAD’ın kahvaltılı toplantısında bir araya geldik.
Ertuğrul Günay yazdıklarıma katılmadığını söyleyerek esas İzmir’e geldiği günden beri saldırıya uğrayanın kendisi olduğunu söyledi ve “Ben hizmet için buradayım, kavga için değil” mesajını benimle paylaştı.
İZSİAD’daki kahvaltıda ise söyledikleri satır başlarıyla şöyleydi:
- Kitle turizminin başkenti Antalya oldu. İzmir ve Ege’yi de kültür ile alışveriş turizminin başkenti yapacağız.
- Yeni destinasyonumuz İzmir.
-İzmir’de doğayı tüketen değil doğanın içinde kaybolan yaygın tesisler yaparak az insandan çok para kazanacağız.
- Mahkemeye gitme alışkanlığından İzmirliler vazgeçmeli.
-Benim için her yol İzmir’e çıkmaya başladı.
- Antalya Türkiye’nin yüzde 40 yatak kapasitesine sahip; İzmir yüzde 4.
-Bu yıl Türkiye’ye 30 milyon turistin gelmesini bekliyoruz.
-Parasal gücüm olursa Agora’da ki katlı otoparkı yıkacağım .

Havaalanlarında soygun var!
Bizim Bahar , havaalanlarındaki cafe, yiyecek&içecek işletmeleri ve otoparklara savaş açtı.
Doğru bir kavgaya girdi. Bende sonuna kadar destekliyorum .
Bu kafeteryalar tam bir soygun yeri oldu. Bahar’ın twitter’da başlattığı kavgaya bine yakın kişi ilk günden destek vermeye başladı... Kampanyaya katılanlar artık bu tip yerlerden zorda kalmadıkça alışveriş yapmama kararı alıyorlar.
İşletmeler fahiş mekân kiralarını yolculardan çıkarmaya çalışıyorlar. El insaf bir tost 12 TL ; bir şişe su 5 TL’den başlayıp 7 TL’ye kadar çıkıyor. Hele ki; yemekli restoranlara oturmak mümkün değil. Hürriyet’ten Erkan Çelebi’nin geçtiğimiz yıl yaptığı bir araştırmaya göre; havalimanları arasında en pahalı kola Dalaman’da, soda Trabzon’da, kahve Bodrum’da, çay da Atatürk Havalimanı’nda içiliyor. Bodrum’da ortalama 11.75 TL’ye içilen kahvenin fiyatı ABD’nin Los Angeles kentinde 1.08 TL! Münih’de bedava.
Türkiye’yi uçuran, İzmir’den milletvekili adayı eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın uçak parasından daha çok; su ve yiyecek parası harcayanların sorunlarına en kısa sürede eğileceğini umut ediyorum.