Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Konumuz yine İzmir.
Şöyle geçen 4-5 yıla bir bakıyorum CHP’liler İzmirliyi anlıyorlar mı?
Beklentilerimizin ne olduğunu görebiliyorlar mı?
Bunlara benzer soruları çoğaltarak düşünüyorum, ne yazık ki cevabım koca bir HAYIR oluyor.
Ne İzmir’i yöneten CHP’li belediye başkanları (bir ikisi hariç), ne il yönetimi, ne de geçmiş ve mevcut genel başkan ve üst yönetimler İzmirlinin duygularını algılayamamışlar.
CHP’nin gözünde İzmir hep bir kale ve burada yaşayanlar sorgusuz sualsiz bu kalenin koruyucuları. Koruyucular, yani İzmirliler kaleyi yönetenlerden hizmette almasa, ilgi görmese de 4-5 yılda bir kaleyi iyi yönetemeyenleri yeniden seçmek zorunda.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta İzmir gezisinde Aziz Kocaoğlu’na sahip çıkıp Ankara ve İstanbul belediyelerine örnek göstermesi İzmir’i ve İzmirliyi üzdü.
Bu şehirde yaşayanlar Kılıçdaroğlu’nun İzmir’in gerçeklerini biraz bildiğini, özellikle Büyükşehir’in hizmetlerinden mutsuz olduğumuzu hissettiren konuşmalar yapmasını arzu ederlerdi.
Elbette yoğurtçu yoğurdum ekşi demez ama, dürüst bir satıcı da alıcıya yoğurdu tadarak almasını söyler.
Bende Kılıçdaroğlu’nun, Kocaoğlu ile ilgili “Başkanımızı İzmirliler yakından izlemektedirler. Günü gelince hep beraber karar vereceğiz” diyerek şehri daha iyi algıladığını bize nazik yoldan anlatabilirdi.
Bu nasıl bir Genel Merkez ki, hiç mi araştırma yaptırmaz?
Hiç mi biz İzmirlilerin nabzını tutmaz, burada neler oluyor diye merak etmez.
Şu anda İzmirliler özellikle Büyükşehir Belediyesi’nden oldukça şikâyetçidirler.
Bu şehirde yaşayanlar belediye hizmetlerinden tam faydalandıklarını düşünmemektedirler.
En önemli sıkıntıda kendilerinin oy deposu gibi görülmeleridir.
Bayram öncesinden bir örnek vermek gerekirse önce Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay bir açıklama yaparak İzmir’in bekleyen 6 projesinin olumlu sonuçlandığını söyledi.
Arkasından Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım İzmir’e 3 yeni müjdemiz var dedi ve CHP’den Alaattin Yüksel onlara cevap verdi. “Rüya görmesinler yerel seçimlerde bu sefer 30’da 30 yapacağız.”
Yüksel’in bakışı bizim için hizmet, proje önemli değil kalenin yaşayanları efendilerine oy verir gerisi boştur.
Bakalım iki yıl sonra, kendilerini efendi sananlar, tabalarından nasıl bir cevap alacaklar, hep birlikte göreceğiz.
Not 1: İzmir’in kenar semtlerindeki yolların delik deşikliğinden ve alt yapı eksikliklerinde bahsetmiyorum. Fuarın en hararetli günlerinde fuara 50 metre uzaklıktaki İtalyan Sokağı’nın halini gidip görün. Burası yaklaşık bir aydır ay yüzeyi gibi delik deşik; araçlar sokaktan zor geçiyorlar. İzmir’in göbeğinde ki bu sokak bile ne demek istediğimi Kocaoğlu’na anlatacaktır.
Not 2: Erol Yaraş ve hiçbir yakını bu sokakta yaşamamaktadır.


Kırım Müzik Festivali


Geçen hafta birincisi düzenlenen Kırım Müzik Festivali’nde jüri üyeliği yaptım.
Ukrayna’nın sayfiye şehri Yalta’da yapılan festivalde jürinin diğer üyeleri Yunanlıların efsane şarkıcısı Demis Roussos, ünlü sanatçı Gloria Gaynor, İsveçli müzisyen Alexander Bard ile Ukrayna’nın süperstarı Sophia Rotaru ile ünlü Rus aktör şarkıcı Valery Lentiev’di.
Bu kadar ünlü ile bir arada jüri üyeliği yapmak çok ayrı bir keyifti. Bu konudaki izlenimlerimi yakında sizlerle paylaşacağım.
Hele ünlü Yunanlı şarkıcı Demis Roussos’un İzmir’le ilgili istekleri oldukça ilginçti.




İstanbul moda haftası ve Uğurhan Akdeniz

İstanbul Moda Haftası yine birbirinden ilginç defile ve konuklarıyla rüzgâr gibi geldi ve geçti.
Fakat bir İzmirlinin İstanbul’da yaptıkları basında fazla yer almasa da moda dünyasında çok konuşuldu.
Bu isim Uğurhan Akdeniz’di. Deniz Kaprol’un “Takı insan vücudunun bir parçasıdır” adlı defilesinin konsepti Şato’nun koreografisini ve sahne yönetimini başarıyla yapan Uğurhan Akdeniz, Türkçe’deki deyimiyle terecilere tere sattı.
İstanbul’daki başarısıyla tüm İzmirlilerin göğsünü kabartan Uğurhan’a teşekkürler.