Haftalıkta’da aynı cümleyi kullandım: “Dağ fare doğurdu”
İzmir’de bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Travel Turkey Fuarı” içinde gerçekleştirilen “Turizm Zirvesi” nden söz ediyorum.
Öncelikle belirtmeliyim ki, Turizm Fuarı başarılı.
Bu konuda İzmir’e destek veren TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy’a teşekkür etmeliyiz.
Fakat, fuar içinde düzenlenen turizm konferansı için aynı duygular içinde değilim.
Üç ay gibi kısa bir sürede Turizm Bakanı’nın da katıldığı iki turizm zirvesinde de İzmirliler sınıfta kaldı.
İlk toplantıda, İzmir Ticaret Odası Başkanı’nın “ben davet ettim”; başta belediye başkanları ve sektör temsilcilerinin ise “etmedi” tartışmalarıyla kamu oyuna çirkin bir fotoğraf verildi.
İkincisi toplantı ise amatörce hazırlanmış, adeta üniversitede ders verir gibi konuşan akademisyenlerin gölgesi altında olumsuz geçti.
Kendi içimizde konuşmamız gereken konuları Turizm Bakanı’nın önünde tartışınca hiç de hoş olmayan görüntüler ortaya çıktı.
İkinci Kordon’da ki çöp kovaları ne kadar bakanı ilgilendiriyor hala düşünüyorum.
Fikirlerin çoğu ise, bırakın İzmir’i Türkiye’nin birçok bölgesinde uygulanması mümkün olmayan isteklerdi.
Şunu da düşünmeden edemedim: Türk Turizmine eleman yetiştiren Üniversitelerimiz konuya bu kadar farklı yaklaşıyorsa geleceğimiz pek parlak görünmüyor...
Amatörce hazırlanan sunumların yanı sıra, salonda bulunan 40 yıllık turizmcilere ders verir gibi kongre turizminin faydalarının anlatıldığı basit bir gösteriydi.
Fuara katılan onlarca profesyonel turizm yöneticisi, sunumları ve konuşmaları “gülümseyen ve küçümseyen” bir yüzle izlediler.
Bakan Ertuğrul Günay yine de sabırlı ve efendi bir insanmış.
Ben olsaydım her iki toplantıda da ne istediğini anlatamayan, çöpünü bile benim önümde tartışan bu İzmirliler’den bir şey olmaz diyerek kürsüden inerdim.
Kendimizi kandırmaktan vazgeçelim.
Bizde bu kafa ve bu yöneticiler var olduğu sürece İzmir turizm kenti falan olamaz.
Zaten Aziz Kocaoğlu da bu konuda ki net tavrını turizmcilerle yaptığı toplantıda ortaya koymuştu:
“Benden tanıtım için destek falan istemeyin. Benim işim değil...”
İzmir’in geldiği noktayı bundan daha güzel hangi cümle özetler.
Ama yine de cevabını merak ettiğim bir soru var:
“Peki Sayın Başkan, kimin işi?”
Damak Tadı Eşittir “Radika”
KESİNLİKLE gurme falan değilim.
Bu konuda ahkam kesenlerin de avanta yemek peşinde olduğunu düşünürüm.
Fakat damak tadıma düşkünümdür. Lezzetli yemek yediğim adresleri dostlarımla paylaşmayı da çok seviyorum.
Siz de zeytinyağlı yemeği ve sağlıklı beslenmeyi seviyorsanız, Alsancak 1388 Sokak’da (Reyhan’nın karşı sokağı) bulunan Radika Restoran sizler için iyi bir adres, tavsiye ederim.
Hem keyifli, yemyeşil bir bahçede yemek yiyorsunuz, hem de servisi güler yüzlü ve hızlı.
Yılların unutulmaz işletmecisi Erol Birkan’nın kızı Filiz Yılmazoğulları’nın yönettiği Radika, kolay kolay bulamayacağınız özgün Ege Yemekleri ile haftanın her günü hizmet veriyor.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025