Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta Garanti Bankası “Anadolu Sohbetleri” programında “Dünya Kenti Olma Yolunda İzmir” konulu bir toplantı düzenledi.
Toplantıyı tesadüfen haberi olup izleyen Turizm Bakanlığı Eski Müsteşarı Güman Kızıltan’dan dinleyince kendim dahil bu kentin bir çok dinamiğinin (yön verenler hariç) neler kaçırdığını anladım.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özer’e bankasının halkla ilişkiler birimini, İzmir’deki Bölge Müdürlüğü çalışanlarını sorgulamasını talep ediyorum. Bu kadar güzel bir konu başlığı ve konuklardan İzmir basının, ilçe belediye başkanlarının, mimarların, şehir planlamacıların, peyzaj mimarlarının deyim yerindeyse izlemesi gereken gerçek konukların salonda olmaması tamamen kendi çalışanlarının beceriksizliğidir.
Şimdi diyeceksiniz ki Erol Yaraş, konu nedir ve neden bu kadar gerginsin. Konu, “Sürekli gelişen bir kent olarak Barselona, İzmir için model önerisi”. Bu konu başlığı ile ilgili olarak İspanya’dan gelen konuşmacı Joseph Anton Acebillo.
Bu Bey’in unvanı ne derseniz; Barselona Kentsel Projeler Direktörü, konusu “Sürekli gelişen bir kent olarak Barselona ve İzmir için model önerisi”. İkinci konuşmacı yine Barselona’dan Pedro Fontana Garcia, konusu Barselona Olimpiyat Oyunlarının Barselona’ya katkıları.
Gördüğünüz gibi iki konuda İzmir’i yıllardır yönetenlerin model şehir olarak aldığı Barselona’nın geçirdiği değişimin öyküsü. 35 yıl önce Avrupa’nın en pis şehri seçilen Barselona’yı, bu gün Akdeniz’in en aranan kenti haline getiren şehircilik uzmanı iki İspanyol gelmiş ve değişimi muhteşem bir sunumla anlatmışlar.
Bu sunumu İzmir’de ki tüm istemezükçüler, mimarlar, şehir plancıları, peyzaj mimarları odaları, ilçe belediye başkanları gerçek İzmirli yatırımcıların ve gazetecilerin dinlemesi lazımdı ama ne yazık ki bunların hiç biri salonda yoktu.
İşte sitemim bunadır Sayın Genel Müdür Ergun Özen.
Onun için toplantının esas hedef kitlesini haberdar etmeyen çalışanları şikayet ediyorum. Toplantınız hedefine ulaşmamıştır. Bu yanlışın ancak bir şekilde telafisi olabilir.
Ya tüm kentin dinamiklerinin katılacağı yeni bir toplantı düzenleyeceksiniz veya Güman Kızıltan’ın anlattığına göre 90 dakikalık sunumun birer kopyasını bizlerle paylaşacaksınız.

Haberin Devamı

Zeytinde ‘Dir’ciler rüya görüyor

Haberin Devamı

Türkçede bir atasözü vardır;
”Umut Mehmet’in ekmeği ye Mehmet ye”
Bu cümlede olduğu gibi zeytinde de DİR (Dahilide İşleme Rejimi), bu sektördeki bazı uslanmazların ağzında sakızdır. Meydanı her boş bulduklarında veya suların durulduğunu gördüklerinde hemen ortaya çıkarlar ve suları yeniden bulandırırlar.
Bu tiplerin ne yazık ki medyada da uzantıları vardır. Bu yazarlar sözde üreticinin yanında görülürler, gerçek anlamda onları sırtlarından vurmak isteyenlerle kolkoladırlar.
DİR’e yıllardır izin alamayanlar hep zeytinyağının ihracatının düşüşünü, aslı astarı olmayan bahanelere bağlayarak özellikle hükümet üzerinde baskı kurmak isterler.
Gerçekte DİR’cilerin ihracat falan umurlarında değildir. Asıl hedef üretici üzerinde panik yaratarak onların altın değerindeki ürünlerini ucuza kapatmaktır.
Ekim 2011 tarihinde bu konuyla ilgili “ZEYTİNDE “DİR” OLMAYACAK” diye bir yazı kaleme almışım. O yazının son cümlesini tekrara ederek bu yazıyı noktalayacağım.
“Türk tarımında bir tek yara almamış olan zeytini birkaç uyanığa yem yapmayacağımızı tüm dost ve düşmana bir kez daha duyuruyorum. Atalarımız ne kadar doğru söylemiş, su uyur düşman uyumaz diye.”
Zeytin üreticisinin dostu olarak uyumadığımızı bir kez daha yazıyorum.
Dostlar bunu biliyor ama unutmuş olan uyanıklara duyurulur.