Gün geçmiyor ki, İzmir’in gündeminde “içme suyundaki metal oranları” bombası patlamasın.
AKP, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ampulü yakma kararı aldığı günden beri ortalık toz duman.
İzmir halkını hiç düşünen yok. Veya tam tersi...
Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere İzmir, hariç Türkiye’de yaşayan 67 milyon insanı hiç düşünen yok.
Varsa yoksa İzmir’in suyu.
Önce “arsenik” dediler.
Arkasından “bor”u eklediler. Şimdi sırada ne var, ben de merak ediyorum.
İzmirliler yakında “su manyağı” olacak!
AKP’li yöneticilere göre Türkiye yalnızca İzmir’den ibaret.
Başta İstanbul olmak üzere, diğer şehirlerde ne olup bitiyor kimsenin umurunda değil.
Basın toplantılarında Başkan Aziz Kocaoğlu, çok yakında çeşmelerden sağlıklı suyun akacağını, yalnızca İzmir nüfusunun yüzde 17’sinin içtiği suda arseniği değerlerin üstünde olduğunu, diğer semtlerde bir sorun olmadığının altını çizerek belirtmesine rağmen; AKP’lilerin tüm İzmir’de panik havası estirmesi anlaşılır gibi değil.
Yaklaşık 2 aydır İzmir de arsenikle panik havasını yakalayamayan AKP şimdi de bora sarıldı.
Yani iyi bir tezgahtar misali ceket olmadı pantolon verelim gibi arsenik tutmadı. İzmir i borla vuralım taktiği.
AKP İzmir’in suyunun suyunu iyice çıkarırken ben CHP’li milletvekillerinin neden Kocaoğlu’na sahip çıkmadığını merak ediyorum.
Kocaoğlu, bas bas bağrıyor:
“Ey Sağlık Bakanlığı! Türkiye’nin diğer illerinde total su analiz raporlarını açıkla...”
“İzmir den çok daha yüksek arsenik oranlarına sahip illerin varlığını biliyoruz.”
Pekiiii...
Sağlık Bakanlığı bu çağrılara siyaseten kulak tıkayabilir.
CHP’li yöneticiler niçin konuyu TBMM’ye taşımıyorlar?
Kocaoğlu’nun bildiği ama Melih Gökçek durumuna düşmemek için açıklamadığı illerde hiç mi CHP’li milletvekili yok?
Bu su, bendini aştı mı, yalnız Aziz Kocaoğlu’nu koltuğundan götürmez; CHP’yi de İzmir’de iyice silkeler.
Onun için AKP’nin İzmir üzerinde oynadığı su oyunu, yine ancak onun silahı ile vurulabilir.
İstanbul’dan başlayıp şöyle bir Anadolu ya uzanalım bakalım.
Su nerelerde kimleri önüne katacak.
Çeşme ve Alaçatı’da bazı işletmeciler bindikleri dalı kesiyor!
Zararları kendilerine olsa bir şey demeyeceğim fakat tüm bölgeye zarar veriyorlar. Ben gece gezmesini fazla sevmem.
Genelde de Çeşme’de akşam yemeğine gideceksem, hakkımı kışın özlediğim kumru ve Dost Pide’den yana kullanırım.
Geçen hafta gece gezmelerini ve Alaçatı’da yemek yemeyi seven bir arkadaşımın anlattıklarına inanasım gelmedi.
Restoranların adını vermeyeceğim ama “yeseydin” fıkrasında olduğu gibi ye-yeme adam başı 150 YTL. hesap önünüze geliyormuş.
Oradan da “Hadi Eller Havaya” yapalım derseniz tam yanıyormuşsunuz. Pop müziğinin önemli isimlerinin çıktığı yerde adam başı 250 YTL’den aşağı ellerinizi havaya kaldıramıyormuşsunuz.
O paraları ödedikten sonra eller nasıl aşağıya iniyor doğrusu merak ediyorum.
Sanatçıların bir gecede aldıkları astronomik ücretleri ellerini havada tutmaya meraklı olanlar ödüyor.
Şayet Çeşme veya Alaçatı’da eviniz yoksa ve 5 yıldızlı bir otelde yatayım diyorsanız onunda geceliği 400-600 YTL arasında değişiyor. İşte bir hafta sonu Çeşme ve Alaçatı maliyeti yaklaşık kişi başı 1000 YTL.yi buluyor.
“Ohaaa” mı dediniz? Ben de aynı şeyi söyledim.
Şimdi neden Çeşme ve Alaçatı’ya yabancı turistin gelmediğini, yerlilerin de yavaş yavaş ayağını Çeşme’den çektiklerini anlayabilirsiniz.
Yukarıdaki rakamlara taksi veya diğer uçuk bar rakamlarını yazmadım.
Hesaplarda kişi başı 500 ve 1.000 YTL’lerin havalarda uçuştuğu mekânlarda fiş ve fatura mı dediniz? Kullanıldığı pek söylenemez.
Yaz başında, İzmir Vergi Dairesi Başkanı Mustafa Bulut’a bir mesaj yazmıştım.
Tam yerine ulaştığını söyleyemem. Denetçiler genelde Çeşme’de küçük esnafla uğraşıyorlarmış.
Çeşme’de yüklü hesaplar sabaha karşı havalarda uçuşuyor.
Sayın Mustafa Bulut’a bir kez daha duyurulur.
EXPO 2017 ve 2020’ye Antalya aday
Geçen hafta kısa bir tatil için Antalya’daydım. Gazetelerin sayfalarını EXPO haberleri süslüyordu.
Bizim 3 yıl süresince gördüğümüz EXPO rüyasını şimdi onlar görmeye başlıyorlar.
Antalya’dan Zaragoza’ya giden Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, Belediye Başkanı Menderes Türel ve ATSO Başkanı Kemal Özgen dönüşlerinde yaptıkları açıklamalarda 2017 veya 2020 EXPO’suna aday olacaklarını açıklıyorlardı..
Hatta ATSO Başkanı Özgen İzmir Valisi ile görüştüğünü ve Sayın Kıraç’ın
“Antalya’yı destekleriz” dediğini belirtiyordu.
Antalyalılara bir tavsiyem olacak
Aday olsunlar ama sakın “İzmir’den ve Dışişleri’nden biz bu işi biliyoruz”
diyenlere itibar etmesinler.
Benden söylemesi... Ayıldıklarında iş işten geçmiş olur.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025