Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmirli gazeteciler şehrin ve bölgenin sorunlarını çok güzel sahip çıkıyorlar.
Hamdi Türkmen, Erdal İzgi, Ahmet Yazıcıoğlu, Selamettin Bayındır, Deniz Sipahi, Cemal Tükel, Durmuş Odabaşı ve diğer gazeteci dostlarım, hepsi ellerinden geldiğince gördükleri yanlış uygulamaları köşelerinde dile getiriyorlar.
Bir anlamda bu kenti yönetenlere fahri danışmanlık yapıyorlar (anlayana) ama dikkate alınıyorlar mı, işte orası tartışmalı.
İzmir’i yöneten seçilmiş veya atanmış yöneticilerin birçoğu aynı yöntemle günleri geçiştiriyorlar. ”Nasıl olsa unuturlar”
Türkiye’nin veya bölgenin gündemi o kadar hızla değişiyor ki, köşe yazarları bir önceki konularını unutmasa da, ister istemez gündemi takip adına bir önceki yazılarının üzerine fazla gidemiyorlar bu durum da vurdumduymaz yöneticilerin işine geliyor.
Örnek mi hemen; önce Hamdi Türkmen yazdı Çeşme’den dönerken “Narlıdere çıkışı ıstırap çıkışı oldu” diye. Sonra Hürriyet’ten Deniz Sipahi dile getirdi. Yazarları Cemal Tükel de gündem yaptı. Aynı konu ile ilgili duyarsızlık devam edince bir hafta sonra Deniz Sipahi aynen şöyle yazmak zorunda kaldı:
“Pazar geceleri Çeşme’den dönmek bir ıstırap haline geldi. Geçen hafta yazarımız Cemal Tükel de yazdı, değişen bir şey olmadı.”
Demek ki; Karayolları İzmir Bölge Müdürü’nün bu sıkıntı, umurunda olmamış. Sürücüler saatlerce yolda beklemiş, insanların 1 günlük tatilleri burunlarından gelmiş, onun umurunda mı? Biraz duyarlı olsaydı bir hafta sonra alacağı tedbirleri yazar arkadaşlarımızı arar ve söylerdi...
İşin bir başka yönü de Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım bu sefer İzmir’den Milletvekili seçildi.
Merak ediyorum Binali Yıldırım İzmir‘den değil; Erzincan’dan milletvekili olsaydı acaba biz otoyolda hiç mi gidemeyecektik? Yoksa İzmir’den seçilen bakanlarımızın ilgisi ve sevgisi seçim süresiyle mi kısıtlıydı?
Ama benim yıllardır tanıdığım Ulaştırma Bakanımız böyle bir yapıda ve düşüncede bir insan kesinlikle değildir. O zaman İzmir’deki bürokratları Binali Yıldırım’a ayak uyduramıyorlar diye düşünüyorum.
Bu yazdığım örneği, son haftalarda çok dile getirildiği için gündeme aldım.
Büyükşehir ve ilçe belediyeleri veya diğer devlet kurumlarını yönetenler farklı mı?
Hiç sanmıyorum. Belli koltukları işgal edenlerin duyarsızlıklarına, bir anlam veremediğim gibi, bu atanmış veya seçilmişler eleştirildikçe, hani bir atasözü var “elhamdülillah yağmur yağdı” mantığındalar mı diye de merak ediyorum.


Bereketli Başkan Ekrem Demirtaş

“İş bilenin kılıç kuşananın” diye bir atasözümüz var ya tam İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’a cuk oturuyor.
Hatta bir başka atasözünün de tam Ekrem Demirtaş için yazılmış olduğunu düşünüyorum. ”Düştüğü yerden bir avuç toprakla kalkar.”
Demirtaş, bu şehirde bir çok projenin önderi oldu, başkanlığını yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bu projelerde onunla birlikte hareket eden birçok kişi “yandım Allah derken”
Ekrem Demirtaş’tan hiç bir sızlanma veya yakınma gelmez. Hatta O, halinden memnun proje geliştirmeye devam eder ve kolayca kendine yeni ortaklar bulur.
Mesela Efe Rakı, İZAİR... Bu işin ortaklarına bir dokun, bin ah işitirsin. Ama İZTO Başkanımız bu konularda hiç bir yorum yapmaz!!!
En son elime İzmir Ticaret Odası’nın iş ve inceleme gezi anketi geçti.
Yurt içi dört seçenek, yurt dışı dört seçenek... Yeter ki, üye olarak sen gitmek istediğin yeri beğen, gezmek için kutuyu işaretlemek yeter.
Ama altta bir açıklama yok. “Masraflar kime ait? Eşli mi, eşsiz mi? Kaç gün? Ve neyi inceleyeceğiz?” Bunu bütün üyeler çok merak ediyorlar.
Bu arada Ekrem Demirtaş’ı son projesi için kutluyorum. Denize “resif”ler atarak balık neslini kurtarma düşüncesi! Bu projede balıklar çok mutlu olurken; ağlarını bu beton bloklara takan trolcüler saçlarını başlarını yolacaklar. Bu konuda teşekkür etmeyi bir borç bildiğim gibi yaygınlaştırmasını da rica ediyorum.