YazarlarFakir ama samimi...

Fakir ama samimi...

16.07.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fakir ama samimi...

Fakir ama samimi...

       KALDIĞIMIZ Tiran'a International Hotel'den çıkmamızla birlikte çevremiz kuşatıldı.
Kuşatanlar "çocuklar."
Üstlerinde yok, başlarında yok.
Kolumuzu tutuyorlar.
Ceketimizi çekiştiriyorlar.
"Dilenci ordusunu" aşmamız zor oldu.
Az yürüdük.
Yine bir "çocuklar ordusu."
Bütün bu manzaralar "başkentin göbeğinden."
* * *
KENTİN en işlek caddesindeyiz.
Hani "piyasa caddesi" denir ya...
Herkesin "bir aşağı, bir yukarı yürüdüğü" caddelerden...
Çay bahçeleri.
Lokantalar.
Ve "adım başı" oyun salonu.
MONTE CARLO GAMES.
LOJRA FATI POKER.
MAGİC GAMES.
CLUB ADMİRAL.
TOP GAME POKER SALLON.
AMERİCAN POKER.
ASTRA CLUB.
Ülke "Avrupa'nın en fakiri."
Ama "kumarhaneden geçilmiyor."
İçindekiler de "yabancı falan değil."
* * *
PARİS'te, Londra'da, Washington'da kumarhane bulmak zor.
Ama "çiçeği burnunda devletlerde... Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra kurulan cumhuriyetlerde" kumarhaneden geçilmiyor.
Arnavutluk galiba "bu işin başını" çekiyor.
Hem fukaralıkta başta.
Hem oyun salonu sayısında.
* * *
CADDELER "lüks otomobillerle" dolu.
Mercedes, BMW "gırla."
Son model jeep "sürüsüne bereket."
"Bu ne iştir" diye söylendik.
Ve sonunda "gerçeği" öğrendik.
Bu otomobiller "çalıntı."
Avrupa'nın değişik ülkelerinden çalınıyor.
"Buraya" getiriliyor.
Hukuk "tatilde."
Hukuk devleti, "o da neyin nesi?"
* * *
YOLDA yüz metre mesafede en az beş - altı tane "tablacı" var.
"Seyyar satıcı."
Ne mi satıyor?
Örneğin "sigara" satıyor.
İsteyene "kartonla."
İsteyene "paketle."
İsteyene de "tek."
Evet, evet "tek bir sigara."
Ülke bir garip...
"Karton, karton alan" da var.
"Bir izmarite muhtaç olan" da.
* * *
YİNE bir "tablacı."
Genç bir kadın.
Neler satıyor?
Holiday Gofret. Türk malı.
Ülker... Türk malı.
Leblebi... (Lebsan marka) Türk malı.
Fındık içi... Türk malı.
Peynirli çubuk kraker... Türk malı.
Türk malı "iyi mal."
"En çok tutulan" mal.
* * *
BİRİ yolumuzu kesiyor.
Elinde tomarla "Arnavut parası."
Bu "para bozmak için yol kesmeler" sık sık tekrarlanıyor.
Caddeler "iki ayaklı döviz büfeleriyle" dolu.
Tabii "resmi kur" farklı, "sokaktaki kur" çok daha farklı.
* * *
DERKEN bir "tabela."
Bir lokantanın "yemek listesi."
Tas kebap.
Şiş kebap.
Kuzu tava.
Biftek.
Karışık zerzevat (salata).
Rakı.
"Petrela Restorant"ta ne ararsanız var.
Sadece "arnavutciğeri" hariç.
Belki inanmayacaksınız ama, "Arnavutluk'ta, arnavutciğeri yok."
* * *
DOLAŞMAYI sürdürüyoruz.
Ana caddeler Türk bayraklarıyla süslenmiş.
Ayrıca caddelere sık aralıklarla "pankartlar" asılmış.
Birinci satır:
MIRSEVINI ZOTI PRESIDENT.
İkinci satır:
HOŞGELDİNİZ SAYIN CUMHURBAŞKANI.
Demirel'e "yönetimin" gösterdiği ilgi büyük.
Arnavut halkının da... Zaten halk, Türklere karşı "çok candan... çok dost..."
* * *
BAZEN "bir kişi" ülkesini cennete çevirebiliyor.
Örnek "açlıkla savaşan Asya'nın ortasındaki Singapur."
Bazen de "bir kişi" ülkesini çağın gerisine taşıyabiliyor.
Örnek "Avrupa'daki Arnavutluk."



Yazara E-Posta: Y.Donat@milliyet.com.tr