Yazarlar Fesleğen ektim gül bitti

Fesleğen ektim gül bitti

20.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fesleğen ektim gül bitti

Fesleğen ektim gül bitti

       NE umutlarla yola çıkmıştık.
       Nataşa - 1'i basacaktık.
       Bastık.
       İçinde "bir şeyler" bulacaktık.
       Bir bakanlığımıza göre "bulduk da."
       Bir başka bakanlığımıza göre "bulamadık."
      
Ve sonunda Nataşa - 1'e "gül güle" diye mendil salladık.
       Ardından "araştırmaya" başladık.
       Koskoca Türk devleti bu.
       "Kaydı" var, "kuydu" var.
       "Arşivi" var.
       Araştıra araştıra ne bulduk dersiniz?
       "Bulgu" şu:
       Nataşa - 1 "Türk gemisi" çıkmaz mı?
       * * *
       TÜRK gemisi "Türk bayrağı" taşır.
       Nataşa - 1 gerçekten "Türk gemisi" ise, direğinde "Malta bayrağının" işi ne?
       Biz bunu sorduk.
       "Devletin üst yetkililerinden biri de" bizi aydınlattı.
       Söyledikleri "özetle" şunlar...
       Bazı ülkelerde "ikinci gemi sicili" uygulaması var.
       Örneğin Yunanistan, Portekiz, İngiltere, İtalya, Almanya, Norveç'te.
       Başka bir ülkenin gemisi "bu ülkelerin" ticaret filosuna dahil olabiliyor.
       Olunca "o ülkenin" bayrağını asabiliyor.
       Bazı ülkeler ise "kolay bayrak" tabir edilen bir uygulamayı benimsemişler.
       Malta, Liberya, Panama, Bahama gibi...
       "Bu sisteme" giren gemi, "bu ülkelerden birinin" bayrağını kullanabiliyor.
       "Bizim gemi" Malta bayraklı.
       Demek Malta'nın "kolay bayrak" uygulamasından yararlanıyor.
       Bu kadar basit.
       * * *
       GÜMRÜKLERDEN sorumlu Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu diyor ki "Nataşa - 1 neden bırakıldı?"
       Serdardoğlu "iki bakanlığa" kızıyor.
       Dışişleri'ne...
       Denizcilikten sorumlu Devlet Bakanlığı'na.
       Ve "onları mahkemeye vermekten" bahsediyor.
       İş "bakanlar arası çatışmaya" dönünce...
       "Devlet" de evrakların arasına gömüldü.
       Özellikle "denizcilikten sorumlu bakanlık" geniş bir araştırma başlattı.
       * * *
       MALTA bayraklı Nataşa - 1'in bütün personelinin "Rus oluşu" şüphe doğurmuştu.
       Bu nedenle "Nataşa'nın geçmişi" üzerinde duruldu.
       Durulunca da görüldü ki...
       Nataşa "öz be öz" Türk'tür.
       Sahibi de "Türk."
       Nataşa "geçmişte de" uslu değilmiş.
       "Bazı yaramazlıklar" yapmış.
       Kocaeli mahkemesince "tutuklanmış."
       Sonra "isim değiştirmiş."
       "Kendini gizlemeyi" başarmış.
       "Maltalı" olup, çıkıvermiş.
       Türk personelin yerini de Ruslar alınca...
       Kim şüphelenir artık Nataşa'dan?
       * * *
       "BİZİM gemimiz" Ukrayna'dan Mısır'a "yük taşıyor."
      
Yükün bir bölümü "bizi rahatsız ediyor."
       "Kendi gemimizi" basıyoruz.
       Ama "uluslararası hukuka göre" elimiz, kolumuz bağlı.
       Serbest bırakmak zorunda kalıyoruz.
       Ve şimdi "bizim gemimiz" yüzünden, "bizim bakanlarımız" mahkemelik olma yolundalar.
       Ah Nataşa, ah!..
       Ne "fingirdek" şeymişsin.
       * * *
       DENİZCİLİKTEN sorumlu Devlet Bakanı Burhan Kara bugün, yarın... En geç de "hafta başında" açıklamayı yapacak.
       Nataşa'nın "asıl adını" da söyleyecek, "Türk sahibini" de.
       Hani bir söz vardır:
       - Fesleğen ektim, gül bitti.
       Ne umutlarla yola çıkmış, ne umutlarla baskın düzenlemiştik.
       Ama sonunda "uygunsuz halde" yakaladığımız Nataşa "kendi ailemizden" değil miymiş?



Yazara E-Posta: Y.Donat@milliyet.com.tr