Ekrem İmamoğlu’nun ve malum CHP’lilerin tavrını anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz.
Zira yangından mal kaçırırcasına bir telaş içerisindeler. Emzik (mazbata) isteyen çocuklar gibi bağırıp çağırıyor ve yırtınıyorlar.
Ayol! Burası bir muz cumhuriyeti mi?
Burası bir hukuk devletidir ve hukukun gereği yapılmaktadır.
Malum, seçim bitti ama süreci henüz bitmedi. İlçe ve il seçim kurulları, yapılan itirazları inceler ve karar verir. Bunlarla da yetinmeyenler, en son itirazlarını YSK’ya yaparlar. On bir kişilik Yüksek Seçim Kurulu nihai kararı verir ve bu karar kesindir.
Bu karara itiraz edilemeyeceği gibi, bu kararın götürülebileceği başka bir itiraz makamı da yoktur.
Şu halde süreç, YSK’nın vereceği nihai kararla sona erecektir ve ancak bundan sonra mahkemelik olan adaylardan kazananların mazbataları kendilerine verilebilecektir.
YSK mahkemedir ve her mahkeme gibi adalet dağıtır. Bakınız YSK başkanı, baktıkları davalarla ilgili açıklamada bile bulunamıyor.
CHP bir yandan, AK Parti’nin itirazlarını hukuka aykırı bulurken, aynı gerekçelerle kendisi itiraz ediyor! Hem de İstanbul içindeki ve dışındaki onlarca yerde.
Nihayetinde; 4-5 gün sonra YSK kesin kararını verecektir. Bu müddet zarfında hoplayıp zıplamanın kimseye bir faydası yoktur.
Hele hele dışarısıyla temasa geçip; tebrikleşmeler ve bu tebrikleşmelerin paralelinde Türkiye’yi itham etmek, ettirmek kimsenin haddi değildir.
Bakınız; ABD’sinden Fransa’sına kadar birçok ülke içişlerimize karışıyor ve maalesef CHP’li yetkililerden, bunlara hadlerini bildirecek tek kelime çıkmıyor.
Nerede parti bayrağınızdaki ‘milliyetçilik’ sorumluluğunuz?
Çıkmadığı gibi; aba altından sopa gösterircesine tehditvari açıklamalarda bulunuyorlar.
Bu ne aymazlıktır?
Aday, mazbatasını almadan ‘başkan’ diye imza atıyor; partinin genel başkanı da; ‘mazbatanın bir an önce verilmesinin Türkiye’nin yararına olacağını’ söylüyor.
Ne yani; süreç bitmeden ve hatta oyları saymadan mı başkanı ilan edelim?
Alan da kaçan varmış gibi bir telaşın ve aceleciliğin içine girilmesi nedendir?
Yoksa kendilerinin bilip de bizim bilmediğimiz bir şeyler mi var?
Tam da önümüzde 4,5 yıllık seçimsiz bir dönem varken; düşmanlarımız, huzurumuza kastetmek için aportta beklemekte ve fırsat kollamaktadırlar.
İz ’an lütfen!
Ne kendimizi heder edelim ve ne de düşmanı sevindirelim!
Özay Şendir
Garipçeli Lütfi Reis'in başarısı...
4 Temmuz 2025
Cem Kılıç
Çocuk işçiliği ile mücadele
4 Temmuz 2025
Abbas Güçlü
Eğitimin dünü, bugünü, yarını
4 Temmuz 2025
Zafer Şahin
AK Parti’nin tek rakibi 3 harfliler
4 Temmuz 2025
Mehmet Tez
Yılın müzik olayı: Oasis bugün birleşiyor (bir aksilik olmazsa…)
4 Temmuz 2025