Furya!!!

En iyimser beklentilerimi bile aşacak sayıda "palindrom" geldi... Hayır, gelmedi, yağdı!!!
Yaklaşık 130 kadar e - mail ve yedi faks mesajı...
İlginçdir ki en çok zikredileni "Ey Edip, Adana'da pide ye!"... Ben hiç duymamışdım. Bunun bir de "Ey Nihat, tahin ye!" versiyonu var.
En dehşetli okuyucularım Süleyman Gönenç, Hasan Toparlak ve Şefik Ertem... Bir hamlede otuzar kırkar tane palindromu sıralayıvermişler! Değerli Doğan Harma ise tersinden okunurken "kelimelerin birbirinden hece veya harf aldıkları cümleleri" gerçek anlamıyla "palindrom" saymamış!!! Çok katı kuralcı... Bir "pürist"!!! Bir "Öz - Palindromcu"!!! Mesela "Kasaya mal koyana yoklama yasak!" cümlesi onca "sahici palindrom" değil... Oysa ben böyle bir palindrom kıvırabilsem sevincimden tenhada şıkır şıkır oynarım...
Bütün yollananları tek bir yazıma zaten sığdıramayacağım belli. Ayrıca başka bir konuya daha değinmek istediğim için birkaç örnek verip öbürlerini sizlerle peyderpey paylaşacağım: "Kalas yok. - Kütük koy, Salak!", "Er işi pilavı vali pişire!", "Katıra da radarı tak!", "Rıza, Haluk okula hazır.", "Ayol abla, keten etek al baloya!"
Bu bahsi şimdilik kaparken size bir de komiklik:
Evvelki gün Polonyalı bir meslekdaşa rica etdim: "Marek, bana lütfen Lehçe birkaç palindrom bul!" Marek "Olur, bulup getiririm." dedikten sonra uzaklaşırken ansızın durdu, geriye döndü ve sordu: "Palindrom ne demek?"

Baş ve traş...

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk Süleyman Demirel'in "Şef Ombudsman" (kamu denetçilerinin, yahut hakemlerinin başı) makamına pek yakışacağını söylemiş. Hikmet Sami ile 1961'de başlayan bir arkadaşlığımız vardır ama zaman zaman "O günkü Hikmet'le bugünkü arasında isim benzerliğinden başka ne ilinti kaldı?" diye sormakdan da kendimi alamam. Demirel'i böyle bir göreve getirme fikri aynı soruyu zihnimde yine canlandırdı:
Süleyman Demirel 20. Yüzyıl'ın İkinci Yarısı'nda Türk Milleti'nin önüne dikilen en büyük engellerden biridir!!! Bu Millet'i kendi ordusuyla iki kez "karakolluk" etdi (1971/1980)!!! Bu Millet'in başına Tansu Çiller gibi bir şahsı tebelleş etdi!!! 1965, 1969 ve 1992'de emeklilik yaşını sırf bir halk dalkavukluğu uğruna 38'e indirerek PKK'dan sonra enflasyon felaketinin en büyük müsebbiblerinden biri olan kamu açıklarının tahammülfersa bir raddeye varmasına yolaçdı!!! Sonra da sıkılmadan enflasyonun düşürülmesi gereğinden dem vurdu!
Ailesinin on yılda - sıfırdan başlayarak - Türkiye'nin en zenginleri arasına girmesini sağladı!!! Türkçe'ye "aile fotoğrafı", "hayali ihracat" veya "verdimse verdim!" kavramlarını "armağan" (!) etdi!!! Bunlar ilk aklıma gelenleri! Ve Hikmet Sami Türk bu zatı "aynı Millet"e "başhakem" etmek istiyor!!!
Aferin, Hikmet! Böyle başa böyle traş!!! Ve bir de palindrom: "TRAŞ NİÇİN ŞART?"


Yazara E-Posta: yatsiz@milliyet.com.tr