YazarlarGeçmişin kabusu, geleceğin kaygısı...

Geçmişin kabusu, geleceğin kaygısı...

21.08.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Geçmişin kabusu, geleceğin kaygısı...

Geçmişin kabusu, geleceğin kaygısı...


GÖLCÜK


Gölcük'te SSK ve Askeri Hastane'nin morgunda aramış Atilla Gürkan anne, babasının cesedini önce. "Ne morgu?" demişler hastane kapısında: "Koridor ve bahçeye bakın..."
"Askeri hastanenin bahçesindeki manzara unutulur gibi değildi" diye anlatıyor:
"Kolu, bacağı kırılan hastalarla cesetler yan yana dizilmişti. Şişmiş, karıncalanmış ölüler arasında tek tek annemi, babamı aradım. Bulamayınca bir ümit kapladı içimi. Acı haberi ertesi sabah aldım. Yatak odasının tavanı üzerlerine çökmüştü. Gün boyu betonu kesip anne, babamı içerden çıkardık. İnsanlar bir 'reality show' merakıyla film gibi uzaktan bizi izliyordu... Cenazeleri İstanbul'a götürecek tek araba yoktu. Yeğenim sonunda Harem'den bir pikap kiralayıp geldi. Kocatepe Mezarlığı'nda zamansız bir cenaze namazıyla greyderle kazılan ve depremzedelere ayrılan bir yere defnettik onları..."
Yalnız ölenlerin değil, Gürkan gibi arkada kalanların da yaşamlarını biçerek geçti 17 Ağustos depremi. Rehberlikle hayatını kazanan Atilla Gürkan'ın sorunu gelecek değil, geçmiş: "Önce uğradığınız kaybın acısını duyuyorsunuz sadece" diye anlatıyor: "Kabus aylar sonra insanın içine çöküyor. Ailemin tek oğluydum ben. Onlarla beraber tüm geçmişimi, tarihimi gömdüm. Hayatta artık bir başımayım..."
Gölcük sokaklarına dıştan bakıldığında; toparlanmış devam edip gidiyor gibi görünüyor hayat. Yan yatmış, sandviç olmuş evlerin enkazı kaldırılmış. Az ya da orta hasarlı "gibi duran" apartmanlar, işyerlerinde onarım var. Tahta iskeletler yerleştirilmiş kiminin içine. Çatlaklar yamanmış, yeniden boyanmış çoğu. Hangi kritere göre, hangi denetim altında... Belli değil. Gölcüklülerin anlattıklarına göre fay hattı üzerinde inşaat için yeniden ruhsat veriliyormuş...
Manisa Belediyesi'nin yaptırdığı Mesir Evleri'nde yaşayan Karaca ailesi depremde yitirdikleri geçmişle, kendilerini bekleyen belirsiz gelecek arasında kalmanın tipik sıkışmışlığını yaşıyor. Aralıkta teslim edilmesini umdukları kalıcı konutun düşünü kuruyorlar bir yandan. Ama beton duvarlar arasına girecekleri günü düşündükçe de hafif bir ürperti kaplıyor içlerini.
Yedi aylık çadır yaşamı anne Sevda Karaca'nın bacaklarında iri kahverengi lekeler bırakmış. Kış soğuğu ayak bileklerinden dizlerine dek yakmış bacaklarını.
Evleriyle beraber baba Cahit Karaca'nın işyeri de yıkılmış. Yaz başında başlarını soktukları (ve gül gibi baktıkları) prefabrike evin içinde 120 milyon emekli maaşı ile geçinmeye çalışıyorlar şimdi. Kalıcı konut için girdikleri 13 milyar liralık borcu nasıl ve hangi şartlarda ödeyeceklerini düşünerek.
En büyük endişeleri 26 yaşındaki kızları "Ebru"nun geleceği. Enkaz altından zor çıkan Ebru'nun beli kırılmış 17 Ağustos depreminde. Aylarca tedavi görmüş genç kız. "Yattığım, oturduğum zaman acı hissetmiyorum" diye anlatıyor: "Ama biraz yürüyünce hemen yoruluyorum. Sancım öyle anlarda dayanılmaz oluyor..."
Kızlarının tedavisi için dahi devletten tek kuruş yardım görmemiş Karacalar. "Bel korsesini bile kendimiz aldık" diye anlatıyorlar: "Özel şahısların yardımı sayesinde temin ettik her şeyi..."
Karaca ailesinin bundan sonrası için "iş" dışında başka hiçbir beklentileri, hiçbir talepleri yok devletten. "Çok işsiz genç var" diyor Ebru düşünülebilecek en "vakur" sözcükleri seçerek: "Ben de onlardan biriyim. Devlet bize iş imkanı versin. Başka bir şey istemiyorum..."
Tüm imkansızlıklara karşın bu yıl üniversite sınavlarına giren; tercihlerini "büro yönetimi" ve "mahalli idareler"den yana kullanan bu tatlı genç kıza uygun bir iş; yeni bir gelecek ve yeni bir umut vaat edebilecek okurlar için açık adres: Gölcük, Manisa Mesir Evleri, No: 34...


Yazara E-Posta: nilcer@turk.net

KEŞFETYENİ
Cannes'da bebek müjdesi! Kırmızı halıda açıkladı
Cannes'da bebek müjdesi! Kırmızı halıda açıkladı

Cadde | 24.05.2025 - 10:56

Başak Gümülcinelioğlu, Cannes Film Festivali'nde hamile olduğunu duyurdu.

Yazarlar