Yazarlar Gülümsemek, unutkanlığı önler...

Gülümsemek, unutkanlığı önler...

02.07.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gülümsemek, unutkanlığı önler...

Gülümsemek, unutkanlığı önler...


       Globalleşme adı altında dünya ülkeleri arasındaki uçurum hızla büyürken, kiminin zenginliği, ötekini yoksulluğa, açlığa, ölüme mahkum ederken, (son Birleşmiş Milletler raporunu anımsayın) yeryüzündeki tüm uçurumlara rağmen, eşitçiliği yücelten bir yarışmaya tanıklık ettim.
       Dünyanın dört bir yanından, seksen dokuz ülkeden, yüzlerce karikatür sanatçısının, çizerin yolladığı dört yüz kadar karikatür, Antalya'da yarıştı...
       Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması'ndan söz ediyorum.
       Benim için bu yarışmanın önemi, başlayan ve biten, her yıl tekrarlanan bir olay olmanın çok ötesinde... Sonuçların açıklanmasıyla yarışma bitmiyor. Yayınlanan ve dünya merkezlerine dağılan kataloglarıyla, çeşitli ülkelerde (Çin ve Japonya dahil olmak üzere) düzenlenen sergilerle, yıl boyunca çeşitli ülkelerin mizah ve sanat dergilerinde yer alan yayınlarla varlığını ve etkinliğini yayılarak sürdürüyor... Bu yarışma saygınlığını, eserlerin kalitesinden, katılımın genişliğinden olduğu kadar uluslararası jürinin niteliğinden de alıyor. (Haberlerde hem jüri üzerine hem sonuçlar üzerine ayrıntılar okudunuz, tekrarlamıyorum.)

İlk çizgi

       Antalya'da, Falez Oteli'nde sergileniyor derece alan ve sergilenmeye değer görülen eserler. (Bu kent ve bu otel artık bu yarışmayla bütünleşti.)
       Yıllardır animasyon çizgi filmlerini televizyonda keyifle izlediğimiz Jüri Başkanı Mordillo, "Yeryüzündeki ilk insan eli bir mağaraya ya da toprağa ilk çizgiyi çizdiği gün, karikatür sanatının tohumları atılmış oldu" diyor. Katılmamak mümkün mü?..
       Sergiyi birlikte geziyoruz ve bir başka yargısına da katılmadan edemiyorum: Buradaki karikatürler, insanı güldürmekten çok düşündürüyor... Bu yargı çerçevesinde sohbet ederken şöyle diyor: "Bir karikatür karşısında gülersek, gülümsersek, onu bir daha kolay kolay unutamayız..." İçimden çeşitlemeler yapıyorum: Gülümsemek anımsamaktır, gülümsemek unutkanlığı öner, gülümsemek kevgiye yol açar, vb...
       Mordillo, bir Fransız yazarından ödünç aldığı, çağrışımlara açık bir başka tümceyi de yerleştiriyor yüreğime. "Mizah, umutsuzluğun nezaketidir." Kimi toplumlarda mizahın bunca gelişmesinin ipucu olabilir mi bu tümce? (Tam da nezaket değil, "terbiye", "sevgi" kavramlarını da içeren bir sözcük kullanmıştı.) Ve tam da o anda gözüm, bir başka ustayı, karikatürleri aracılığıyla bana yaşama karşı saygılı olmayı öğreten jüri üyesi Turhan Selçuk'u yakalıyor...

Kişinin - işi

       Yarışmada birinciliği kazanan Rus sanatçı Garif Basirov'un karikatürünün önündeyim. Oltasını denize sallandırmış, arkadan gördüğümüz bir adam. Adamın içinde tüm balıkları, yosunlarıyla deniz ilerliyor, yükseliyor. Adamın paltosuna uzanmış bir balık... Doğan Hızlan'a eski bir sözü anımsatıyor bu eser: "Ol mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler"... Yani diye açıklıyor Doğan Hızlan "İçimizdekinin farkına varmadan dışarıda sonsuz bir aramayı ömür boyu sürdürürüz." Oysa aynı karikatür, bana tam aksi düşünceyi veriyor. İnsanoğlunun yaptığı işte, sevdiğiyle, severek yaptığıyla bütünleşmesini... Paris'ten gelmiş jüri üyesi Selçuk Demirel işi daha da bilimselleştiriyor. "Kişinin işi, emeği, kendisidir" diyerek.
       Ne mutlu ki, aynı karikatüre bakıp farklı yorumlar yapabiliyor, farklı sesler, farklı renkler görebiliyor... Tıpkı yeryüzünün gidişatına bakıp aynı olayları farklı çizgiler, farklı renkler, farklı birikimler, farklı simgeler, farklı çağrışımlar, farklı tatlarla bize yansıtan bu yarışmaya katılan yüzlerce eser gibi...
       Sergiden ayrılırken içimden, çok geniş bir yelpazeye yayılan karikatürlere bakıp, elbet ki diyorum bu karikatürler güldürmekten çok düşündürüyor insanı. Dünyanın gidişatına baksanıza!
       Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması'na emeği geçenleri kutluyorum ve olağanüstü çabaları için teşekkür ediyorum.





Yazara E-Posta: zoral@milliyet.com.tr