Zehirsiz tarımla köyün kaderini değiştirdi

8 Aralık 2024

Necla Sarı hemşire; İstanbul’da yaşarken kızı İda sık sık hastalanınca yediklerine odaklanıyor ve zehirsiz gıda ihtiyacı, onu İzmit’in Dağkadı köyüne göç ederek, orada yeni bir hayat kurmaya yönlendiriyor. Kızı için ektiği sebzelere talep artınca da köydeki aile arazisinde çiftçilik yapmaya başlıyor. Bugün 50 dönüme ekim yapıyor ve kurduğu kadın kooperatifiyle şehre göç etmiş kadınları tekrar köyde üretime sevk ediyor.

Necla Sarı’nın hikâyesi, aslında birçok kişinin “olmaz” dediği kimyasalsız üretimin mümkün olduğunu göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Çünkü seçtiği yol, hem Sarı’ya hem de onun gibi köyde zehirsiz üretim yapan çiftçilere, sürdürülebilir üretim pratiği kazandırmış. Ekimlerini sözleşmeli yapıyorlar ve doğrudan tüketiciye ulaştıran dijital bir platforma satıyorlar. Böylelikle planlı ekim yapıyor, hasat dönemlerinde yaşanan fiyat değişimlerinden etkilenmiyor ve halde tüccarın eline bakmıyorlar.

Sa

Yazının Devamı

Kirli havayla yaşamak

1 Aralık 2024

Temiz Hava Hakkı Platformu’nun yayınladığı Kara Rapor’a göre 73 ilde hava kirliliği sınır değerleri aşıyor

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de geçen hafta toplanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29) fosil yakıtlardan uzaklaşma konusunda hiçbir ilerleme kaydedilemedi. Öyle görünüyor ki, epey bir süre daha kirli hava solumaya devam edeceğiz. Üstelik bu tehdit, nüfusumuzun neredeyse tamamını ilgilendiriyor. 

Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) bu yıl 6’ncısını yayınladığı Kara Rapor’a göre, Türkiye’de nüfusun yüzde 92’si Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre kirli hava soluyor. DSÖ standardının 2.7 kat üzerinde olan ulusal mevzuatımıza göre de 73 ilde hava kirliliği sınır değerleri aşıyor. Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’na bağlı istasyonların verileri baz alınarak hazırlanan rapora göre, 2023 yılı itibarıyla PM10 kirliliğinin (çapı 10 mikrometreden küçük havada asılı partikül maddeler) yeterli derecede

Yazının Devamı

Kuru incir gerçekleri

24 Kasım 2024

Herkes Türkiye’ye iade edilen kuru incirlerin yurt içinde satışa sunulup sunulmadığını sorguluyor ama asıl sorgulanması gereken; iç piyasada satışa sunulan kuru incirlerin ne kadar denetlendiği olmalı!

Kuru incirde kanserojen aflatoksin endişesi hâkim. Endişenin kaynağı ise Avrupa Birliği Gıda Alarm Sistemi’ne yansıyan uyarılar. Avrupa’ya ihraç ettiğimiz kuru incirler, arka arkaya ‘Sınır reddi’ bildirimiyle Türkiye’ye iade edilmeye başlandı. Reddedilen sevkiyat sayısı 120’yi aştı. Sınırda yapılan analizler, gönderdiğimiz incirlerin, tolere edilebilir limitin oldukça üzerinde aflaoksin içerdiğine işaret ediyor. Bazı bildirimlerde, limiti 8-10 kat aşan aflatoksin yoğunluğu söz konusu.

Bir anlamda zehirli yani incirler. Çünkü aflatoksin, Uluslararası Kanser Ajansı’na göre, doğrudan kansere yol açan sınıf 1 kategorisinde yer alan bir madde. Aflatoksin içeren gıda ürünlerinin tüketilmesi karaciğer kanseri riskini artırıyor. Tabii böylesi bir tabloda, Avrupa’nın sağlık gerekçesiyle iade ettiği incirlerin

Yazının Devamı

Hayat kısa kuşlar uçmuyor!

17 Kasım 2024

Dünya Doğa Koruma Birliği’nin yeni raporu, 16 kuş türünün yok olma tehlikesinin hızlandığını ortaya koyuyor. Bu kuş türlerinden 5’i Türkiye kıyılarında da görülen türler. Peki, kuş türlerinin yok oluşunun en büyük suçlusu kim?

Eşi benzeri görülmemiş bir krize tanık oluyoruz. Yaşam alanları yok oluyor ve bir milyona kadar tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durum, onlara bağımlı milyarlarca canlının yaşamını ve bölgesel geçim kaynaklarını da tehdit ediyor. Yaşam; karada, denizde ve havada SOS veriyor. Yüksek tehdit grubunda yer alan canlılardan biri de kuşlar. Her sekiz kuş türünden birinin nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya ve küresel olarak kuş türlerinin yüzde 60’ı azalma eğiliminde.

Dünya Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) yeni raporu, 16 kuş türünün yok olma tehlikesinin hızlandığını ortaya koyuyor. Bu kuş türlerinden 5’i Türkiye kıyılarında da görülen türler. Son veriler, göçmen kıyı kuşlarının popülasyonlarındaki ciddi azalmayı dolayısıyla pek

Yazının Devamı

İspanya’nın “Kırmızı Salı”sı

10 Kasım 2024

Türkiye’de birçok yerleşim yeri, İspanya’da yaşanan sel tehlikesine benzer bir nehir taşkını riski altında bulunuyor. Yapmamız gereken ise çok basit: Bilime kulak verip iklim krizinin yol açacağı felaketlere karşı önlem almak.

İspanya’nın geçen hafta yaşadığı sel felaketi aslında bir yönüyle Gabriel Garcia Marquez’in “Kırmızı Pazartesi” romanını andırıyor. Ünlü yazar Marquez, “Kırmızı Pazartesi”de, işleneceğini tüm kasabanın bildiği ama önlemek için kimsenin çaba göstermediği bir cinayeti anlatıyordu. İspanya’daki ölümler de benzer şekilde yaşanacağı öngörülen bir sel felaketinin sonrasında gerçekleşti. Oysaki sadece 4 ay önce Avrupa Çevre Ajansı, kitlesel ölümlere yol açabilecek sel uyarısında bulunmuştu. 

Ajansın, temmuz ayında yayınladığı raporda yer alan şu ifadeler; 217 kişinin can verdiği 89 kişinin hâlâ kayıp olarak arandığı Valencia’daki selin, aslında beklenen bir felaket olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor: “İklim değişikliği nedeniyle

Yazının Devamı

Nardaki pestisiti böcekler temizledi

3 Kasım 2024

Tarım zehri kalıntısı barındıran narlar, Avrupa’ya ihraç edilemiyor. Oysa tarım zehri olmadan da böceklerle mücadele edilebiliyor. Bunun örneğini veren Prof. Dr. Cem Özkan, “Yararlı böcek popülasyonunu artırarak sağlıklı tarım ürünleri üretebiliriz” diyor.

Tam da nar mevsiminde narlarımızdan endişe verici haberler gelmeye başladı. Avrupa’ya ihraç ettiğimiz narlar, tarım zehri kalıntısı nedeniyle birbiri ardına sınırdan geri çevriliyor. Nar hasadının başlamasıyla Avrupa Gıda Alarm Sistemi’ne bu sezonun ilk nar uyarısı, 13 Eylül günü düştü. Uyarı bildiriminde, Türkiye’den ihraç edilen narlarda limit aşan oranda 4 ayrı pestisit saptandığı belirtilirken, kalıntı barındıran narlar da sınırdan reddedildi. Bu bildirime konu olan 4 tarım zehrinden 3’ü böcek öldürücü sınıfında ve analiz, narı üreten çiftçinin 3 pesitisiti de aynı anda kullandığını gösteriyor.

Bir diğer nar sevkiyatı ise 24 Eylül’de Bulgaristan sınırında alıkonulmuş. Analiz edilen narlarda 2 ayrı pestisit

Yazının Devamı

Dünyanın yok oluş umarsızlığı

27 Ekim 2024

Ekoloji uzmanları, insanlığın uçurumun kıyısına geldiğine işaret ediyor: Uçurumun dibinde, gıda ve su krizleri, bulaşıcı hastalıklar, göçler bizleri bekliyor. Biyolojik Çeşitlilik tarafı ülkeler ise ‘yok oluş’ tehdidine karşı sorumluluklarını yerine getirmiyor.

Amaan ‘yok oluş’muş! Biyoçeşitlilik kaybına aynen bu şekilde tepki veriyor şu an dünyayı yönetenler. Sanki 1 milyona yakın bitki ve hayvan türü, yakın gelecekte yok olma tehdidiyle karşı karşıya değilmiş gibi umarsızca yaklaşıyorlar ‘yok oluş’a. Oysaki ekoloji uzmanlarına göre, insanlık artık uçurumun eşiğinde... Yakın gelecekte gıda ve su krizlerinin yaşanacağı öngörülüyor. Bulaşıcı hastalıkların artışı, habitat kaybına bağlı göçlerin yoğunlaşması ve tıbbi keşifler için moleküler kaynakların azalması da cabası. 

Bu endişe verici tabloya rağmen, Kolombiya’nın Cali kentinde düzenlenen BM Biyolojik Çeşitlilik 16. Taraflar Konferansı (COP16) tam bir fiyaskoyla başladı. Bir önceki konferansta, 2030 yılına kadar doğa kaybını durdurmayı ve tersine

Yazının Devamı

Gıda okuryazarlığı şart

20 Ekim 2024

Yediğimiz içtiğimiz pek çok temel gıda ürününde yapılan sahtekârlık içimizi karartıyor. Yıllar içinde firma isimleri değişse de sahteciliğin sürüp gittiğine tanıklık ediyoruz.

Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda sahtekârlarını uzun bir aradan sonra yeniden ifşa etmeye başladı. Açıklanan listelere göre, uygunsuzluk tespit edilen gıda ürünü sayısı, 2 haftada 700’e dayandı. Ortaya çıkan tablo, halk sağlığı açısından oldukça iç karartıcı. Çünkü uygunsuzluk tespit edilen ürünlerin büyük kısmı, maalesef hemen her öğünde soframıza gelen temel gıda ürün çeşitleri. Belki bireysel olarak siz, listede yer alan zeytinyağını satın almamış olabilirsiniz. Ancak iş yerinizde ya da restoranda veya tatil yaptığınız otelde o yağı tüketmiş olmanız muhtemel. Üstelik söz konusu olan, gıdada kullanımına izin verilmeyen boyaların karıştırıldığı yağlar!

Daha da korkutucu olanı, ifşa edilen ürünlerin bazılarının hâlâ piyasada satılıyor olabilmesi. Mesela “Edremit Hanzade”

Yazının Devamı