Hasan Cemal

Hasan Cemal

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Orlando, Florida


Harvard Üniversitesi'den bir anayasa hukukçusu şöyle yakınıyordu: "Amerika tarihinin en vahşi başkanlık seçimini yaşıyor. Böylesi gerçekten hiç görülmedi."
Ve bütün ülke nefesini tutmuş bekliyor, Başkanlık seçimi ne zaman ve nasıl bitecek diye.
12 gün geçti.
Hala sonuç yok!
Bütün dikkatler Florida'da. Her şey her geçen dakika arapsaçına dönüyor. Florida eyaletindeki mahkemelik seçim sonuçları için müthiş heyecanlı bir hukuk savaşı verilmekte...
Kamuoyu ise tepkili.
Bıkkınlık dalga dalga yükseliyor. Son nabız yoklamalarına göre, seçimin artık bir an önce sonuçlanmasını isteyenlerin oranı yüzde 60'ın üzerine çıkmış.
Sokaktaki adam gün geçtikçe seçim sistemine de, siyaset kurumuna da, politikacılara daha çok küfür ediyor. "Dünyaya rezil olduk! Üçüncü dünya ülkesine, muz cumhuriyetine döndük!" yakınması çok yaygın...
Gözler Florida'ya çevrili.
Zira seçimin galibi, yani Beyaz Saray'ın yeni sahibi bu eyalette belli olacak. Al Gore, Bush'u ülke çapında 217.536 oy geçti. Ancak Florida eyaletinde 300 oy geride kaldığı için Başkanlığı kaybedebilir.
Al Gore işte bu kıl payı fark yüzünden seçim sonuçlarına itiraz etti. Elle sayım için bastırdı. Bazı mahkemeler bu yolda karar verince de kıyamet koptu. Hukuk savaşı patlak verdi.
İki taraf en önde savaşıyor:
Bir yanda, Florida Yüksek Mahkemesi: Üyeleri Demokratlar tarafından atanmış... Öbür yanda Florida Eyaleti'nin iki numarası, Genel Sekreter Katherine Harris: 43 yaşında, Harvard mezunu, son derece hırslı bir Cumhuriyetçi siyaset kadını...
Bir başka deyişle:
Yargıçla politikacı karşı karşıya!
Cumhuriyetçiler yakınıyor, "Başkanı yargıçlar değil, halk seçim sandığında seçer" diye. Buna karşılık Demokratlar bağırıyor, "Demokrasi aynı zamanda her vatandaşın oy hakkının yargı tarafından korunmasıdır" diye.
Önce Demokratların dediği oldu.
Perşembe günü Florida'nın iki yerinde Palm Beach ve Broward County'de elle sayım tekrar başladı. Ancak Eyalet Genel Sekreteri ise bu sayımla Florida seçim yasalarının ihlal edildiğini açıkladı ve durdurulmasını istedi.
Ve dedi ki:
"Florida'da seçimler yasalara uygun yapıldı. Oy verme günü, oy makinaları bozuk değildi. Hava şartları normaldi. Sandık başına gidilmesini engelleyici kasırga falan yoktu. Bu nedenle yeniden sayımı gerektiren bir durum yok. Yurt dışında yaşayan Floridalıların oyları da Cuma gece yarısına kadar sayılmış olacak. Ve ben Cumartesi günü öğleden sonra kesin seçim sonuçlarını açıklayacağım. Buna yetkim var."
Gerçekten yetkisi vardı.
Yüksek Mahkeme de bunu tartışmıyordu. Ama nefes nefese geçen hukuk savaşında Al Gore kampı cuma günü akşamüstü George W. Bush'a beklenmedik bir gol attı.
Yüksek Mahkeme dedi ki:
"Elle sayım devam edecek. Bu sayımın Florida seçim sonuçlarına dahil edilip edilmeyeceği konusuna ise pazartesi günü bakacağım. Hafta sonu hazırlanın gelin."
Yüksek Mahkeme böylece cumartesi günü Beyaz Saray'ın yeni sahibini açıklamaya hazırlanan Eyalet Genel Sekreteri'ne dur bakalım demiş oldu.
Kafalar yine karıştı.

Kıyamet Senaryosu...

Yeni senaryolar üretilmeye başladı. Ama fena halde korkulan ve o yüzden 'Kıyamet Senaryosu' diye nitelenen senaryo en azından pazartesi gününe kadar ertelenmiş oldu.
Neydi bu senaryo?
Eyalet Genel Sekreteri'nin cumartesi günü seçimlerle ilgili yasal yetkisini kullanıp George W. Bush'u Başkan ilan etmesi... Bush'un kabul konuşmasıyla birlikte bütün Amerika'da Cumhuriyetçilerin zafer ve kutlama şenliklerine koyulması...
Buna karşılık Demokratların da seçim sonucunu reddetmeleri, gayrimeşru saymaları ve 'Galiptir bu yolda mağlup!' diye hukuk savaşını tırmandırmaları... Yani 'Bush seçimi çaldı!' sloganlarıyla sokağa çıkmaları...
Yani kaos!
Amerika için ciddi çevrelerde yazılan bu 'felaket senaryosu' şimdilik ertelenmiş oldu.
Bu arada Bush'la Gore arasında kıl payı fark biraz daha büyüdü:
300'den 927'ye çıktı.
Yurt dışında yaşayan Floridalıların oyları beklendiği gibi Bush'a yaradı.
Şimdi Amerika nefesini tutmuş, pazartesi günü öğleden sonra Florida Yüksek Mahkemesi'nin yapacağı duruşmayı bekliyor. Tarafları dinleyecek ve Cumhuriyetçilerin 'yasa dışı' ilan ettikleri elle sayımla ilgili kararını verecek Yüksek Mahkeme.
Elle sayım, seçim sonuçlarına dahil edilecek mi, hesaba katılacak mı? Evet derse Gore kampı, hayır derse Bush kampı sevinecek. Ama Florida Yüksek Mahkemesi'nin kararı nihai mi olacak?
Bu da bilinmiyor.
Son bir soru:
Amerikan başkanlık seçimleri bu kadar önemli mi? Sanıyorum öyle. Hoşlanır ya da hoşlanmazsınız, ancak dünyanın tek süper gücünün siyasal ve ekonomik istikrarı bizim de üstünde yaşadığımız dünyayı yakından ilgilendiriyor.


Yazara E-Posta: h.cemal@milliyet.com.tr