Gökyüzünün yarısı kadınlarındır!Seçim sandığına atılan oyların yarısı da kadınların. Ama bu memleketin siyasetinde kadının adı hâlâ yok. Siyasi partilerde de, Meclis'te de tümüyle erkek egemenliği geçerli.Utanç verici bir durum.Türkiye siyasetinde kadın gitgide kayboluyor. Hatta vitrin süsü bile olmaktan çıkıyor.Ne yazık!1930'lar Türkiye'sinde, tek partili rejimin Meclisinde kadın milletvekili oranı yüzde 4.6 idi. Aradan geçen 60 yılın sonunda şimdi bu oran yüzde 4.4'e inmiş durumda...Türkiye 72 yıl önce parlamentodaki kadın temsili açısından dünyada ikinci sırayı oturmuştu. Bugün dünyadaki 167 ülke arasında 163. sıraya gerilemiş durumda...Utanç verici.Türkiye, AB üyesi ülkelerle karşılaştırıldığı zaman da kadın milletvekilleri açısından sonuncu sırada...Olacak şey mi?KA-DER'in sorusu yerinde:"Meclis'e girmek için erkek olmak şart mı?"Yıllar ne çabuk geçiyor.Uzun adı, "Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği" olan KA-DER on yıl önce kurulduğunda, Türkiye siyasetinde kadın sesine olan ihtiyacın altını çizen bir yazı yazmıştım.Derneğin kurucu Genel Başkanı Şirin Tekeli, siyasetteki kadın-erkek eşitsizliğinden yakınırken 1997'de şöyle demişti:"İşleri kendi haline bıraktıkça bir değişiklik olmuyor. Son seçimlerden önce de partiler birçok vaatte bulundular. Hepsi lafta kaldı. Kadın adaylardan çok azı seçilebilir yerlere konuldu. Birçoğu göstermelik aday yapıldı. Yani seçilmeleri imkânsız yerlerden gösterildiler."KA-DER on yıldır çalışıyor.İşi sıkı tutmak istiyor.Kadınların eşit temsili için dün yeni bir kampanya başlatan KA-DER'in aşağıdaki bildirisine yürekten katılıyorum:"Kadınların eksik temsil edildiği siyaset, biz kadınların sorunlarını çözemediği gibi, ülkenin sorunlarını da çözemedi, çözemez.Çünkü;Nüfusun yarısını oluşturan kadınların siyasi kararlara katılmadığı, temsil edilmediği bir demokrasi eksik bir demokrasidir.Çünkü;Kadınların siyasi, sosyal ve kültürel günlük yaşama katılımda erkekler kadar özgürleşemediği bir toplumda tam demokrasiden söz edilemez.Çünkü;Kadınların eşit temsil edilemediği siyaset, yasalarda kadınlara karşı ayrımcılığa son veremediği, var olan yasaları özel önlemler alarak uygulayamadığı için adil-eşitlikçi bir ortam yaratamaz.Çünkü;Kadınların eşit temsil edilemediği siyaset, toplumun en yoksul, en mülksüz, en işsiz, en güvencesiz, en düşük ücretli kesimini oluşturan kadınların sorunlarını çözemediği sürece sosyal adaletten söz edilemez. Çocuk, yaşlı, hasta bakımının tümüyle kadınların omuzlarına yüklendiği bir toplumda sosyal adalet sağlanamaz.Çünkü;Kadınların eşit temsil edilmediği siyaset, kadınlara yönelik ayrımcılığı ve şiddeti önleyemediği sürece, toplumdaki her türden şiddeti ve ayrımcılığı önleyemez. Kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılık her türlü şiddeti ve ayrımcılığı beslerken güvenli ve huzurlu bir toplum kurulamaz.Çünkü;Siyasette kadınlar eşit temsil edilmedikçe, EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİN değil, milletin yarısınındır. Böyle bir ülkede siyaset SİVİLLEŞEMEZ."KA-DER'in yolu açık olsun.Son söz:Kadınlar ayaklanın ve siyasetteki maço düzeni bir an evvel yıkın! h.cemal@milliyet.com.tr Kadınlar ayaklanın ve siyaset meydanımızdaki maço düzeni bir an evvel yıkın! Erkek egemenliğine son verin! O Çin atasözü yolunuzu aydınlatsın: