Konu ilginç:Milli Güvenlik Siyaset Belgesi.Üstelik, aynı gün bu belgeyi oluşturmakla görevli Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği de bir ilki yaşıyor ve ilk sivil genel sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpoganla birlikte kapılarını ilk kez dış dünyaya, medya ve yabancı diplomatlara açıyordu.Ne değişti, ne değişmedi?Bu soruyu aramızda tartışırken bir ara Prof. Gemalmaz, iki tuğla kalınlığındaki kitabını(*) açtı, birkaç cümle okudu:"Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (md. 8), Milli Piyango İdaresi Genel Müdürüne, diğerlerinin yanı sıra, milli güvenlik politikasına uygun davranma ödevi yüklemiştir. 320 sayılı KHK (md. 19/a)da Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığının görevleri arasına ...milli güvenlik siyaseti çerçevesinde verilen emir ve görevlerin yerine getirilmesi için çalışma esaslarını tespit etme(ğ)i de koymuştur.Piyango düzenlenmesi ve bu işlerin yürütülmesi ile milli güvenlik siyasetinin nasıl bir ilişkisi olduğu sorusu kaçınılmaz olarak akla gelmektedir. Son dönemde özelleştirilmesine çalışılan Milli Piyango İdaresinin, özelleştirildikten sonra da milli güvenlik siyasetine uyma yükümlülüğünün sürüp sürmeyeceği de ayrı bir merak konusudur." (sayfa 244)Milli Piyango...Milli güvenlik...Burası Türkiye ve bu ülkede bir araya gelebiliyor bu ikisi. Prof. Gemalmaz yukarıdaki satırları okumakla yetindi. Demek istedi ki, "Çok şey değişti diyorsunuz ama bakın daha neler neler var?"Bir bakıma doğru.Ama bu doğru, Milli Güvenlik Kurulu ve Genel Sekreterliği yasalarında AKP hükümeti döneminde yapılan değişikliklerin ve ilk sivil Genel Sekreterin iş başına gelmesinin önemini hiç kuşkusuz azaltmıyor.Ülkemizde rejimin demokratikleşmesi, belki aynı zamanda olgunlaşması açısından atılan bu reformcu adımlarla küçümsenemeyecek bir mesafe alınmış durumda.Her şeyden önce Milli Piyango İdaresinin yönetimine kadar sızmış olan milli güvenlikçi zihniyete artık dur demenin kapısı aralandı. Türkiyenin temel sorunlarına sadece asayiş ve güvenlik penceresinden bakmayı bin yıldır devlet politikası haline getirmiş zihniyetin demokrasiyle dengelenmesi ihtimali siyaset sahnesine çıktı.Bir başka deyişle:Seçilmiş otoritenin devlet karşısındaki zayıflığını sona erdirecek, yani demokrasiyi güçlendirecek bir kapı aralandı.Doğru, daha yapılacak çok iş var.En önemlisi zihniyet değişimi. Konu sadece sivil ya da sadece asker meselesi de değil. Ama şu da doğru: Bugüne kadar milli güvenlik deyince akan sular durdu bu ülkede.Ve kamuoyuna gizli anayasa diye yansıyan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi her zaman asker tarafından hazırlandı. Sonra sivil onayladı. Asker de bunu talimat olarak aldı.Her şey kitabına uygundu.Hukuka aykırılık yoktu.Ama bu denge, yani asker - sivil dengesi demokrasilerde olması gerektiği gibi değildi. Asker üstteydi ve fazla ağır basıyordu. Şimdi bunun değişimi yolunda kayda değer, olumlu mesafeler alınmaya başladı.Ama demin de belirttiğim gibi daha yapılacak çok iş var. Zihniyet değişimi gibi... Milli güvenlik kavramı tarifinin muğlaklıktan kurtarılması ve sınırlarının daraltılması gibi... İrtica, bölücülük gibi konularda daha derli toplu tanımlara ulaşmak gibi...Yanlış anlaşılmasın.Türkiyenin elbette ulusal güvenliğiyle ilgili bazı duyarlı konu ve sorunları olmaya devam edecek. Bu açıdan devlet politikaları, devlet sırları da olacak. Ayrıca asker de bu alanda hiç kuşkusuz önemli rol oynamayı sürdürecek.Ama ulusal güvenlikte son söz, her demokraside olduğu gibi, seçilmiş sivil otoriteye ait olacak. Ulusal güvenlikle ilgili politikaların oluşumunda sivil katkı artacak.Bunun için de sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, düşünce üretim kuruluşlarının milli güvenlik alanında daha sıkı çalışmaları ve ciddi medyanın bu konuda artık dersini çalışıp sorgulayıcı olması gerekecek.Belki daha önemlisi:Sivil siyasetin, siyasal partilerin milli güvenlik konusunda bugüne kadarki tembelliklerinden kurtulmaları ve akademik dünyayla, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde daha donanımlı hale gelmeleri de gerekecek. Buna ne kadar hazır partiler? Siyasi liderler ne kadar düşünüyorlar bu konuları?Evet, Türkiye değişiyor.Demokratikleşiyor.Rejim olgunlaşma yolunda.Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği koltuğuna ilk kez bir sivilin, Büyükelçi Yiğit Alpoganın oturması bu açılardan bir dönüm noktası.Tabii abartmayalım, ama önemini de teslim edelim.——————————-(*) Ulusalüstü İnsan Hakları Standartları Işığında, Türkiyede Bilgi Edinme, Düşünce - İfade ve İletişim Mevzuatı, Prof. Dr. Mehmet Semih Gemalmaz, Araş. Gör. Haydar Burak Gemalmaz, 2148 sayfa, E - Posta: İnfo@ yazihane.com. h.cemal@milliyet.com.tr Tayfun Ertanın salı akşamı CNN Türkteki Söz Sizde programı. Hüsamettin Cindoruk, Prof. Fuat Keyman ve Prof. M. Semih Gemalmazla birlikte sohbet halindeyiz.