Hasan Cemal

Hasan Cemal

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Katolik âleminin ruhani lideri Papa 16. Benedictus'un Türkiye ziyareti güzel başladı.Sınavın ilk aşamasında her iki taraf da geçer not aldı.Başbakan Erdoğan'ın Ankara'da uçağın merdivenlerine kadar giderek Papa'yı karşılaması, birçok bakımdan anlamlı ve zarif bir diplomatik jest oldu.Papa 16. Benedictus da Başbakan'ın bu jestini daha havalimanında verdiği olumlu mesajlarla karşılıksız bırakmadı.Papa, bir yandan dinler ve kültürler arasındaki diyalog, kardeşlik ve uzlaşma anlayışının altını çizerken, İslam'ın barış ve sevgi dini olduğunu da belirtti.Ama, aynı zamanda Başbakan Erdoğan'ın şu sıralarda özellikle duymak istediği bir mesajı, daha Türkiye topraklarına ayak basar basmaz vermesi de ilginçti Papa'nın.Bu mesaj çok netti:"Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini destekliyoruz."Papa değişti mi?Öyle anlaşılıyor.Papa olmadan önceki tavrı olumsuzdu. Kardinalliği döneminde Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkmıştı. Ama Papalık koltuğuna oturduktan sonra daha farklı bir çizgiye geldiği görülüyor.Tüm dünyanın yakından izlediği Türkiye ziyaretinin daha ilk adımında, Katolik âleminin ruhani lideri olarak, Türkiye-AB ilişkileri konusunda olumlu bir tutum sergilemiş olması, yalnız Türkiye için değil, kendisi açısından da artı bir puan sayılır.Dileriz, Papa'nın bu bakış açısı sürekli olur, ileride değişmez.Çünkü, AB'nin bir Hıristiyan Kulübü olmayacağının dünya âleme gösterilmesi, Batı ile Doğu arasındaki duvarların yıkılmasına yardımcı olacak ve her iki taraftaki köktendincilerin, fanatiklerin değirmenine giden suyu kesebilecektir.Bir başka deyişle:Avrupa yolunda yürüyen bir Türkiye, uygarlıklar çatışması hayaliyle yaşayanların hevesini de kırabilir.Türkiye'nin AB yolunda yürümesi, farklı din ve kültürler arasındaki diyalog ve uzlaşma kanallarını genişletir, yalnız Avrupa'da değil, özellikle Ortadoğu başta olmak üzere İslam dünyasında da barış fikrine güç katar.Papa 16. Benedictus, bir başka anlamlı mesajı da Anıtkabir'de verdi. Özel Defter'i imzalarken sözü uzatmadı, Atatürk'ün o güzel sloganını tekrarlamakla yetindi:"Yurtta barış, dünyada barış!"Barış özlemi dinmiyor!Atatürk gibi savaşı bilenler, savaşın içinden gelenler, barışın ne denli yaşamsal bir konu olduğunu çok daha fazla anlıyor, kendi iç dünyalarında hissediyorlar.Ama, barışı kurmak sloganlarla olmuyor. Barış ancak doğru, isabetli bir proje varsa gerçeklik kazanabiliyor.Bu bakımdan geçen yüzyıl çok çarpıcı bir örnek. İnsanlık, Yirminci Yüzyıl'da iki korkunç dünya savaşı yaşadı. Ancak Avrupa bu yıkımdan gereken dersi çıkardı. Avrupa Birliği tarihin en büyük barış projesi olarak sahneye bu yıkımın sonunda çıktı.Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, din ve vicdan özgürlüğü, girişim özgürlüğü gibi değerleri ortak değerler olarak kabul eden bu projeyle Avrupa tüm hastalıklarından değilse bile, kendi içinde savaş belasından kurtuldu, barış ve refah yolunda büyük bir sıçrama yaptı.Türkiye de AB'nin temelinde yatan bu 'barış projesi'ni benimsedi. Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış!" sloganının en iyi bu yolla hayata geçeceğine inandığı için öyle yaptı.Bu yüzden Papa'nın hem Türkiye'nin AB projesini desteklemesi hem de Türkiye'nin barış andını Anıtkabir'de yinelemesi yerinde oldu.Papa 16. Benedictus'un Türkiye ziyaretinin başladığı gibi bitmesini diliyoruz. h.cemal@milliyet.com.tr Evet, olumlu başlangıç!