Hasan Cemal

Hasan Cemal

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sayın Ecevit;
312 ile 159 içinize siniyor mu?
Türk Ceza Yasası'nın bu maddelerinde hükümetinizin öngördüğü değişiklikler, demokrasinin önkoşullarından biri olan düşünce açıklama özgürlüğüyle bağdaşıyor mu?
Siz de gazetecilikten geliyorsunuz.
Onun için bu soruları size aynı zamanda bir meslektaşınız olarak yöneltiyorum.
İçinize sindirebiliyor musunuz?
Geçmişte ben de 312 ve 159'dan birçok kez yargılanmış, mahkum olmuştum. Yargıtay'ın onayladığı hapis cezalarımın toplamı 44 ayı bulmuştu. Kanun kaçağı durumuna da düşmüştüm bir ara...
12 Mart yıllarıydı.
Siz Başbakan olunca, 1974 affıyla hapse girmekten kıl payı kurtulmuştum.
Sayın Ecevit;
312 ile 159, basın ve düşünce özgürlüğünün tepesinde o gün bugündür Demokles'in Kılıcı gibi sallanıyor. Daha doğrusu, yalnız sallanmakla kalmıyor, kesiyor da...
Siz yeniden Başbakanlık koltuğuna oturunca umutlandık. Koalisyon ortaklarınızla birlikte hem ekonomik hem siyasal alanda gerçekleştirdiğiniz bazı reformcu atılımlar ve son Anayasa değişiklikleri iyimserliğimizi daha da artırdı.
Çünkü, Türkiye insanının büyük çoğunlukla yürekten benimsediği Avrupa yolcuğunun demokratikleşmeyle gitgide hızlanacağını düşündük. Ama şimdi bu iyimserlik yerini hayal kırıklığına bırakmak üzere...
Ne yazık ki öyle.
Sayın Ecevit;
Daha önce adı büyük bir iyi niyetle 'mini - demokratikleşme'ye çıkan paketten söz ediyorum. Bu pakette 312 ve 159. maddelerde öngörülen değişikliklerin demokratikleşmeyle fazla bir ilgisi yok.
312 çok yetersiz.
159 da geriye gidiyor.
Örneğin 'olasılıkları' eleştirmek suç sayılabilecek. Veya güvenlik güçlerine dönük masum bir eleştiri bile hapis cezasına yol açabilecek.
Bir başka deyişle:
Basın özgürlüğü kuşa dönebilir.
Sayın Ecevit;
Buna razı mısınız?
İhtimal vermiyorum.
Hem hapisliğin ne olduğunu kendi yaşamınızdan biliyorsunuz. Hem siyaset sahnesinde demokrasi kültürünün ne olduğunu bilen ender liderlerden birisiniz.
O yüzden, 312 ile 159'un demokrasi kültürü açısından içler açısı olan bu halini, koalisyon ortaklarınızla oturup gözden geçirmelisiniz. Bu toplantıdan önce bazı hukukçuları bizzat dinlemeniz de yararlı olabilir.
Bu pakete, öyle anlaşılıyor ki, 'MHP zihniyeti' damgasını fena halde vurmuş. Orta yerde bir 'uzlaşma'dan çok, bir tarafın 'dikte' izleri dikkat çekiyor.
Sayın Ecevit;
Türkiye, basın özgürlüğüyle demokrasiye aykırı çizgiler taşıyan bir tasarıyla karşı karşıya. Koalisyon ortaklarınızla bunu yeniden ele alın lütfen.
Daha vakit var.
Mesut Yılmaz da durumdan zaten rahatsız olduğuna göre, Devlet Bahçeli'yi bazı bakımlardan uzlaşmaya davet edebilirsiniz. Eğer olmuyorsa, o zaman tıpkı Anayasa değişikliğinde olduğu gibi, Meclis Genel Kurulu'nda muhalefetle işbirliği yapabilirsiniz.
Ortam buna hazır.
Koalisyon ortakları uzlaşamıyorsa, neden olmasın, Genel Kurul'da herkes kendi yoluna gidebilir. Burada akla takılan soru malum: MHP, bu durumu hükümet sorunu haline getirebilir mi?
Sanmıyorum.
Sayın Ecevit;
Gazeteci milletinin eski bir ferdi olarak, bu 312 ile 159'u içinize sindireceğinize ihtimal veremiyorum.